baba. benim babam. sahi kaç yıl oldu hala aramıyorsun. hayır hiç mi merak etmez çocuğunu. 3 yıl oldu be adam. arada sor. ne yapıyorsun iyi misin de. seni özledim'leri filan geçtim ben. merak etme. şimdi annemi savundum ağzımı açıp sana laf söyledim diye gururun kırıldı çift kişiliğin 15 parçaya bölündü farkındayım. bu yüzden eve geldiğimde konuşmuyorsun. konuşmazsan konuşma. böyle babalı birşeyler okuduğumda gözümden 2 damla yaş süzülüyor. hep seni özlediğimden ağladığımı düşünürdüm lakin öyle değilmiş. ben bir babaya ağlıyormuşum. hiç sahip olmadığım babaya. kötü ol öyle ol diye söylemiyorum ama kolay can veremeyeceksin biliyorsun değil mi? hala nedeni belirsiz bir hastalığın var. adı bile yok bırak tedavisini. ben sana söyliyim mi neden var? yok yok sen biliyorsun. affedemiyorum seni. yapamıyorum. bazen acaba ölürsen ağlar mıyım falan diye düşünüyorum. ne kötü dimi? bunu düşündürüyorsun bana. sen yaptın bunu. bunların mimarı sensin. ama hesaplaşacağız. bugün olmasa yarın. bunu bil!
annem hiç tanıyamadı beni, sadece yaptıklarımla ilgilenmekteydi o.
babamsa beni tanıma fırsatı bile bulamadı. gerçekten şekillendiğim dönemlerde yanımda olmadı. benim onunla konuşurken kurduğum cümlelerimin hep mantıklı olup olmadığını sorguladı, bir kez olsun ne hissettiğimi düşünmedi. o, bırakıp gittiğinde hislerimin tükendiğini düşündü belki de. ilk aşık olduğumda yüzümdeki aptal tebessümü görmedi, acı çektiğimde akıl verip, başımı da okşamayadı mesela. ona soracağım bir sürü şeyi samimi bulmadığım insanlara sordum ve çoğunda kendi bildiğimi yaptım. tıpki babam gibi... ben o oldum, onun gibi düz bir adam oldum, aklıma koyduğumu yaptım ya da o an aklıma geleni yaptım.
gururlu olmamı sağladı babam, ona ihtiyaç duymadığımı düşündürürken bana, tek ve hür yaşamayı öğretti. ona teşekkür ederim, en çok baba lafını sarfedeceğim zaman yanımda olmadığı için, beni yalnızlığa alıştırdığı için. tek başıma yorganın altında ağlamayı öğretti, çünkü ona göre evin erkeğiydim ben ve bu yüzden anneme ne kadar dayanıksız olduğumu hissettiremezdim.
ben hiçbir şey olamadım baba. ben korkmayı bile öğrenemedim. etrafımda herkes "babam ne der?" düşüncesiyle yaşarken, "babam ne derdi?" diye düşündüm durdum ben içimden. çoğu zaman sana kızıp, her ne kadar yanımda olmasan da senin omzunda ağladım ben. ben hep sana sığındım.
çok dayanıksızım ama biliyorum duymak istiyorsun; ben güçlüyüm. her adam çocuğundan kendi olamadığı şeyi ister, bu yüzden güçlü olmamı istiyorsun. ama yalan söyleyemem baba, ben sen oldum...
Bu adam benim babam
Derdi dağlardan büyük
Çaresiz (biçare) , beli bükük hey!
Bir gün olsun gülmemiş
Rahat nedir bilmemiş
Gözyaşını silmemiş
Bir lokma ekmek için
Kimseye eğilmemiş
Bu adam benim babam hey!
Benim babam mert adamdı
Mangal gibi yüreği
Yufka gibi kalbi vardı
Hayatım boyunca o'na özendim
Fedakardı
Bir dikili ağacı olmadı belki
Ama kendisi
Onuruyla yaşayan koskoca bir çınardı
Üstümdeki kol kanat
Sırtımı yasladığım dağ gibiydi
Ben babamın oğluyum
Tepeden tırnağa Anadolu'yum...
bu gün senin o çok sevdiğim gömleğini giydim. yoko çizgili olanı değil, meral kaşarı vermedi onu bana. bunu sen vermiştin pembe olanı. yıllardan sonra senden bir parayı üzerimde taşımak beni değişik ruh hallerine soktu. özlemişim seni onu anladım. bazen bunu itiraf etmesem de çok çok özlediğimi farkettim. o zamanlar kendime bile çaktırmadan seninle ilgili birşeyler yapıyormuşum bu gün farkettim. mesela ortancaları seyrediyorum, kim novak'tan söz ediyorum çok biliyormuş gibi kendisini. picnic filmini izlmeke istiyorum. sonra o sana çok benzeyen adama dalıp gidiyorum. bir de sesi sana benzer birini bulsam arada bir dinlesem sesini ne güzel olur diye düşündüm. öyle işte. özlemişim seni söylemek istedim. o kadar. iyi bak kendine.
metroseksüellere o kadar laf edip yıllar sonra mahalle berberini bırakıp erkek güzellik salonuna gittin ya, hani bi de buhar maskesidir, sir ağdadır yaptırdın ya daha ben sana ne desem boş.
50 yaşından sonra saç ektiricem demenden korkuyorum kaymağım.
he bi de annemin menapozundan sonra senin antropozunu çekemem ben alır başımı giderim valla aaa!
babam
aşkım sevgilim bir tanem.
bana her senin adınla seslenildiğinde sevindim ben içten içe. çünkü beni hep sana benzettiler.
huyum, suyum, serçe parmağım bile aynı sen babam! beni küçükken seni mecidiyeköy camisinden aldık diye ağlattıklarında serçe parmağımı gösterip hayır ben babamın kızıyım demeyi nasıl akıl edememişim ki ben?
küçüklükten beri gece uyumadan önce seslenip allah rahatlık versin, seni seviyorum demene o kadar alıştım ki babam. ben işte bu yüzden evlenmek istemiyorum belki de. bana ilk dua etmeyi sen öğrettin o zamandan beri ben her gece yatmadan sen hep iyi ol, biz hep iyi olalım diye bizim için dua ettim babam.
annemle seni yanyana hiç yatırmadım küçükken. benim için yatağınızın yanında yatak açsanız bile ben yine de senin koynunda uyumak istedim hep. kız çocukları babaya düşkündür lafı nasılda doğrudur benim için. şimdi sen gece gündüz çalışıyorsun ya başkasının eline bakarak hemde kendi işin gibi yıllardır çalışıyorsun ya. ben senden başka emekçi tanımam babam. allah'ım sana kolaylık versin. sen benim yanımdan hiç gitme ben senin dizinin dibinden hiç gitmem, söz.
babam
seni ne kadar sevdiğimi,saygı duyduğumu anlatmaya kelimeler yetmez.o yüzden ben de anlatmak için uğraşmıcam.sırf seninle maça gelmem için kızım hadi gel bak bu akşam çok güzel maç olacak kesinlikle kaçırma diyosun ya o maçta yenilcek olsak bile sırf sen istediğin için gelirim bunu sakın unutma.bugüne kadar yaptığın her şey için çok teşekkür ederim sana babacım.
seni seviyorum ama sana cok uyuzum. kucukken annemin vefatindan sonra evlenmene ve o kariyi getirdigin icin ailenin icine sana cok kilim. be adam kac yillik karin olmus sen onun olumunden 4 yil sonra evleniyosun. bu kadar basit mi lan? sokarim senin isteklerine ihtiyaclarina. 42 yasindan sonra ne istegi. ve o kadin icin bir keresinde benle buyuk tartisma yasaman hataydi senin icin. bundan 5 yil sonra bana muhtac olcaksin. o zaman tek bir s
sevgili babacığım,
ben hayatta en çok seni sevemedim. nedendir bilmiyorum. ama seni de çok seviyorum bu yadsınamaz bir gerçek.
en çok seni sevemememin nedenini de buldum annem gibi mükemmel bir anneye sahip olmak sanırım. he sen de harika bir babasın canım.
babacığım
şunu söylemek gerekirse, o masmavi gözlerini bana karşı kızgınlıkla dikip baktığında çok korkuyorum. hayır gözler zaten renkli bir de sen öyle kızgın bakışlar atınca dayanamıyorum.
ama öyle senden aşırı bir korkmuşluğum yok sadece o gözlerini kızgın bir şekilde bana doğrultup baktığında korkuyorum.
bir de, yeter yahu bir maçı da izle, bir maçı da takip et. maç günleri kahveye git maçı izle. ama yok! resmen yabancı aksiyon filmlerinin hastasısın. neden böylesin babacığım?
o değil kendimi çok erkek gibi hissediyorum ben maç izleyeceğim dediğimde.
neyse artık bu huyunu değiştiremeyeceğim.
şunu da atlamamak gerekir, elinden kumandayı alıp istediğim kanalı açma zevkini bana yaşattığın için teşekkür eder, ellerinden öperim.
çok üzgünüm ben senin istediğin, hayal ettiğin gibi biri olamadığım için. hani hep küçük kalmamızı isterdin ya; çok üzgünüm hemen büyüdüğüm için.
baba mutsuzum, çok ezdiler, çok ağlattılar.
hani ağladığımda gözlerimden öperdin ya.. ben çok özledim o hallerimizi.
affedebilecek misin beni?
annemle beni bırakıp gittiğinde henüz ilkokula yeni başlamıştım. hani amcam almanya'dan gelmişti, sen de berberdin o zamanlar, hatta şehrin en iyi berberi. sonra antalya'ya gittiniz beraber, turizm yatırımı yaptınız. sonra amcam almanya'ya geri döndü ve seni orada bıraktı hani. sen ise 15 gün sonra döneceğim demiştin bize. bak bugün 15 sene oldu.
sen hala antalya'dasın. ve antalya'nın yarısına sahip oldunuz. ancak o bitmek bilmeyen vergi sorunların nedeniyle, aldığınız tüm yerleri amcamın üzerine yaptınız. yapma, etme dediğimizde bizi dinlemeyip, ''abime güvenirim ben'' demiştin. bak şimdi sana 3-5 kıytırık yer verip ortaklığı bozmak istiyor. sen ona güvendiğin için aileni yarı yolda bırakıp gittin, annem konuşunca onu kötü bildin. bak 15 sene geçti aradan, ne oldu peki ? piç gibi bıraktığın ailene mi yanacaksın şimdi, yoksa 15 yıl boşa emek harcadığına mı ?
şu anda bunları yazabiliyor olmam benim iyi ve güvende olduğum anlamına gelir.
bu da istediğin tek şey.
keşke burada, yanımda olabilseydin.fakat bildiğim üzere pek fazla zamanın yoktu.
seçimini yaptın ve artık buna üzülemiyorum.
söz veriyorum herkese göz kulak olacağım.basitçe söylemek gerekirse sizleri seviyor ve özlüyorum.
çok fazla.
pek konuşmadığın için seni hiç anlayamadık, ama başka bir babam olduğunu hayal dahi edemem.
sen benim ciddi suratlı, mağrur , komutan edasıyla yürüyen karizmatik süper kahramanımsın.
ne kadar agresifleşsen de ne kadar kızsak da birbirimize, ikimiz de biliyoruz ki sana hayranım ve sen de bensiz yapamazsın. ergenliğime üzüntülü anlarıma denk gelip nankörlük yapmışsam üzgünüm. seni kırmayı üzmeyi hiç istemedim. o sert yüz ifadesinin altında, göstermediğin derin hüzünlerin var ve duygusalsın biliyorum. gözyaşlarını hiç dışarı akıtmayan sert mizaçlı ama yumuşak kalpli 'adam gibi adam'sın.
dışarıdan bakanlar için mağrur ve sinirlisin ben ise akşamları kendi elinle bize meyve soymanı bıçağın ucuna dilimleri takıp uzatmanı hatırladığımdan dünyanın en şeker adamısın. kızdığında daha da yakışıklı olduğun için seni kızdırıyorum ilk aşkım.
evine kahvehaneden sonra gelen, çocuklarını karısını döven o adamlardan olmadığın için şanslıyım.
bir de maharetlisin ki sorma gitsin mutfağa girdiğinde diğer erkekler gibi rezalet değil ziyafet çıkarıyosun çaktırma ama annemden daha güzel yemek yapıyorsun.
hem 7 adet kardeşini hem kendi çocuklarını mutlu etmeye çalışman ve tüm sorumluluğu üstlenmenle takdirleri topluyorsun. kendine ait bir hayatın hiç olmadı biliyorum. sen hep sevdiklerin için yaşadın iyi ki babamsın. başka çocukların gıpta ederek baktığı o babasın.
çaktırmasam da seni hep çok sevdim ve gururuma yedirip özür dileyemesem de seni üzdüğüm her an için çok üzgün ve pişmanım.
bir derdim olduğunda sana değil anneme koşsam da orada yaslanılacak dağ gibi biri olduğunu bilmek insana kendini güvende hissettiriyor.
başımı yaslayıp uyuyabileceğim sağlam omuzlar, yeşil buğulu ve yılların yorgunluğunu hiç yansıtmayan dinç bakışlar, göz yaşlarımı silecek kocaman eller olduğunu bilmek huzur verici.
sinirli olduğun anlarda birbirimizi kırmasaydık keşke, keşke canımı acıtsaydın ama üzmeseydik birbirimizi bu kadar kırılan kalplerimiz değil kızaran yanaklarım olsaydı . yine de geç değil bu soğukluğu kırmak için biliyorum, ben uzaklardayken sofraya yanlışlıkla benim için de tabak koyduğunu biliyorum. sen çaktırmasan da beni nasıl sevdiğini bir babanın evladından kopamayacağını biliyorum.
üniversiteme doğru yol alırken otobüste uyudum zannedip elimi sıkı sıkı bütün gece tuttuğunu biliyorum.
üşümeyeyim diye kendi ceketini çıkarıp örttüğünü biliyorum.
kendin için yaptığın tüm masrafları çok görüp bizlere harcamaktan çekinmediğini biliyorum.
ve seni öpmemizi istediğin için sık sık sinek kaydı traş olup eve mis gibi kokular yayıyorsun biliyorum.
ikimiz de olumlu duygularını belli etmemeye çalışan insanlar olmasan her şey çok daha kolay olabilirdi ama olsun zor da olsa senle iletişim kurmak güzel.
iyi ki benim babamsın.
baba para göndecektin unuttun galiba hatırlatmakta istemiyorum ama zorunda bırakıyorsun. göndermezsen de sıkıntı değil yani cepten yeriz ama göndersen güzel olur.
