Ligin ikinci yarısına bismillah dedik, Fenerbahçenin en yakın rakibi Galatasarayla arasındaki puan farkı 10a çıktı. Haliyle başlıkta yer alan soru gündeme geldi; acaba lig bitti mi?
Tabii buradaki kasıt, şampiyonluk belli oldu mu anlamında... Malum, lig şampiyonun belirlenmesinden ibaret değil, bir de trajik boyutu var; küme düşecek takımlar...
Ama biz yine de şampiyonluk yarışındaki genel görüntüye, geçmiş tecrübelerden yola çıkarak bir göz atalım; istatistikin spekülatif alanına girme pahasına...
2000 yılından bu yana vaziyete bakarsak, ligin ikinci yarısının ilk haftası itibarıyla bu kadar büyük puan farkı 1999-2000 sezonunda gerçekleşmiş. Lider Galatasaray 18inci haftayı ikinci sıradaki Beşiktaşın 11 puan önünde kapatmış (45 ve 34 puan). Peki lig bittiğindeki fark kaç olmuş? Dört puan. Yani şampiyon Galatasaray sezonu 79 puanla kapatırken ikinci Beşiktaşın puanı 75 olmuş. ilk bakışta fark epey kapanpış gibi bir izlenim oluşsa da bunda son iki haftaya şampiyonluğu garantileyerek giren Galatasarayın ipe un sermesinin payı büyük (Altaya 1-0 yenilmiş; istanbulsporla 1-1 berabere kalmış).
2000 yılından bu yana geçen 13 sezona bakıldığında, ligin 18inci haftasını lider bitiren takımların şampiyonluğa ulaşma oranı sanıldığının aksine daha az! Bu 13 yılda, ikinci yarıya lider başlayan takımlar 5 sezonda şampiyonluğa ulaşmışken, geriden gelenlerin 8 şampiyonluğu var. Tabii bu örneklerde, aradaki puan farkları bu sezondaki kadar dramatik değil; genellikle 3-4 puan... Belki tek istisna, meşhur 2003-2004 sezonu... ilk yarıyı 8 puan önde kapatan Beşiktaşın 18inci hafta sahasında Samsunsporla oynadığı maçta 5 kırmızı kart görerek engellenemez bir düşüşe geçmesiyle o sezon şampiyonluğa Fenerbahçenin ulaşması kolay unutulacak gibi değil. Serdar Bilgili yönetimindeki Beşiktaşın bu felaket yılının geride bir çok spekülasyonu bıraktığını da unutmayalım.
Yeniden bu sezona dönersek... Anlaşılan o ki, Fenerbahçeyi şampiyonluk mücadelesinde potansiyel olarak zorlayacak tek takım Galatasaray gibi görünüyor. Peki zorlayabilir mi?
Galatasarayın kadro kalitesi ve derinliğine bakıldığında imkansız değil ama çok zor. Niçin? Çünkü Fenerbahçenin kadro yapısının da rakibinden eksiği yok. Üstelik sarı lacivertliler sezon başından beri istikrarlı bir çizgi tutturmuşken, Galatasaray teknik direktör değişikliğinden devre arasında kadro revizyonuna uzanan bir dizi çalkantıyı yaşadı. Taşların yeniden yerine oturması, en azından bu sezon kolay olmayacak. Üstelik Galatasarayın, tek kulvarda hedefe ilerleyen Fenerbahçeden farklı olarak üç kulvarda mücadele ettiği gözden uzak tutulmamalı.
Peki geriye ne kalıyor? Bir şehir efsanesi! Ersun Yanalın çalıştırdığı takımlar ligin ikinci yarısında fena halde düşüş yaşar!
Evet, bu bir şehir efsanesi. Çünkü... Yanal Birinci Ligde Fenerbahçeden önce 7 sezonda 4 ayrı takım çalıştırdı. Sırasıyla, Ankaragücü, Gençlerbirliği, Manisaspor ve Trabzonspor.
Bakalım, hakikaten Yanalın takımları ikinci yarılarda fena halde düşüşe mi geçiyor?
2000-2001, Ankaragücü, ilk yarı 11inci, lig sonunda 6ncı.
2001-2002, Ankaragücü, ilk yarı 6ıncı, lig sonunda 4üncü.
2002-2003, Gençlerbirliği, ilk yarı 3üncü, lig sonunda 3üncü.
2003-2004, Gençlerbirliği, ilk yarı 7nci, lig sonunda 10uncu.
2005-2006, Manisaspor, ilk yarı 11inci, lig sonunda 12nci.
2006-2007, Manisaspor, ilk yarı 4üncü, lig sonunda 12nci.
2008-2009, Trabzonspor, ilk yarı 2nci, lig sonunda 3üncü.
Görüldüğü gibi, 2006-2007 sezonunda Manisasporla yaşadığı 4üncülükten 12nciliğe gerilemesi dışında dikkat çekici bir gösterge yok. Kaldı ki, aynı bakış açısıyla ligdeki hocaların karnelerine baksak, çok daha enteresan sonuçlarla karşılaşmamız gayet mümkün.
Öyleyse, Ersun Hoca hakkındaki bu boş tevatürü de bir kenara bırakabiliriz. Yani, Fenerbahçenin önünde şimdilik ciddi bir engel görünmüyor. Tabii burası Türkiye; yarın ne olacağını kim bilebilir ?
Not: alıntıdır.