elindeki bir miktar parayla bakkala giden, annesinden ağlayarak istediği parayı elinde sıkıca tutarak büyük bir gururla; "bu paraya ne olur?" diye mahallenin bakkalına soran çocuktur.
yüzündeki ciddiyetten sanki abur cubur değil de ilaç almaya geldiğini zannedersiniz. bakkal amca da inatla ona ya sakız çeşitlerini sayacaktır ya da çaptan düşmüş bisküvilerden vermek isteyecektir.
bazen de "bu paraya ne olur?" yerine, reklamlarda gördüğü yeni çıkan çikolatalara ilişir gözü. belki bir ümit alabilir diye sorar bakkala;
- amca, şundan oluyor mu?
- evladım o paraya onlar olmaz, al bakayım şu sakızı.
iç burkar. kendi istediği şeyi değil, bakkal amcanın ona uygun gördüğü şeyi alabilecek olan çocuktur. bakkal amcası da genelde leblebi tozu filan uygun görür.
acıların cocuğu emrah- amcaa ııı bu paraya ne olur
bakkal- sen git anan gelsin evladım
acıların cocuğu emrah- amca annem yok benim bu paraya ne olur
bakkal- bu paraya ancak masa altı olur evladım.
acıların cocuğu emrah- ben bir düşüneyim ozaman.