bu ülke hiç bir zaman demokratik bir ülke olamadı, muhtemelen olamayacakta. genel olarak şark toplumlarının, özel olarak islam toplumlarının, çekirdek olarak da türk toplumlarının demokrasi ile uyumu sorunlu olmaktadır. bu bizim ülkenin geriliğinden kaynaklanan bir durum değildir. bu kavram ve bunun gibi daha niceleri*, batı için, batıya göre biçilmiş kaftanlardır. bizim bedenimize uymamaktadır. toplum mühendisliği özellikle türk toplumlarında işlemez. türk toplumları çok farklı hasletleri haizdir. bu toplumu okuyabilen münevver sayısı bir hayli azdır. geçelim.
rejimler milletlerin elbiseleridir. bu elbiseler hiç bir zaman amaç olamaz, araçtır. ülkemizde demokrasi ne kadar var sorusuna benim cevabım üstteki paragrafta mevcuttur. fakat kendilerini demokrasinin atatürk ilke ve inklaplarının yılmaz savunucusu olarak görenlerin bu noktada biraz kafa patlatmaları gerekmekte. demokrasi mi yoksa laiklik mi? gazi paşa zamanında da buna benzer bir durum olmuştur. gazi paşa demokrasiyi tercih etmiştir ve laik ülkelerde görülmeyen diyanet işleri başkanlığını kurmuştur. yani laiklik de demokrasi için bir araç olarak görülmüş kuruluş yıllarında. kraldan çok kralcılığın manası yok. eğer laiklik adı altında başörtüsü yasağı savunulur, cami sayısı tartışılır, din eğitiminden vazgeçilirse, bu ülke insanı laiklikten vebadan kaçar gibi kaçar. o nedenle eğer bu millete kalsaydı laiklik bu haliyle çoktan gitmişti. ama çakma halkçı, demokrat, özde elitist, bürokrat zihniyet bu millete söz hakı vermemiştir. bundan sonra ne mi olur? ben ikisine de inanmıyorum, inananlar düşünsün.
laiklik, bu ülke şartlarında, üniversiteye türbanla girilip girilememesidir.*
ulan adamlar yıldızsavaşlarını bitileri kaç yıl oldu bilmiyorum, biz 80 yıldır laiklik tartışıyoruz. türban tartışıyoruz pardon.
bir ağaç gölgesi ve bir kadın memesine satarım bu memleketi, üstüme gelmeyin.
demokrasiyi sadece çoğunluğun isteklerinin gerçekleştirildiği bir yönetim şekli olarak algılayanlar için çok doğru bir tanımlamadır. ama bilmiyorsanız öğrenin 'sayın' tayyip bey demokrasi aynı zamanda azınlıkta olan kesimlerin haklarını ve isteklerini gerçekleştiren bir yönetim şeklidir. demokrasi çoğunluğun karar vermesi değil tüm toplumun ortak bir payda da birleşmesini amaçlar. ben niye boşuna konuşuyorum ki demokrasi sizin için amaç değil araç. siz demokrasi treninde istediğiniz durakta ineceksiniz zaten. ha benden bir uyarı aman o trenin altında kalmayın.
isteyen adam olur istemeyen adam olmaz.
e adam olmayan da adamdan sayılmayacağı için düşüncelerine önem verilmez.
dolayısı ile başbakan olmuşsun ama adam olamamışsın** dedirtir bu cümle.
işine geleni millete sorup, işine gelmeyeni sormayanın sözü. sor bakalım halka, çürük raporu alan tosuncuk oğlan askerlik yapsın mı yapmasın mı, yapsınsa nerede yapsın?
- s.a abi yine ben bir şey soracağım, demokrasi nedir?
+ halkın kendi kendini yönetmesidir.
- yani halk isterse laiklik kaldırılabilir?
+ baban kim olurdu bilmezdin şerefsiz !
- abi ne oluyor hemen kızıyorsun?
+ baban kim olurdu bilmezdin şerefsiz !
- abi kendine gel yine takıldın.
+ baban kim olurdu bilmezdin şerefsiz !
- oğlum bi nutuk kap gel amcanın laikliği tuttu yine.
"Egemenlik, kayıtsız şartsız milletindir" sözünden yola çıkılınca gayet doğal karşılanması gereken bir sözdür. Egemenlik bu milletin olduğuna göre bu topraklarda hangi ideolojinin egemen olacağına da bu halk karar verecektir. He tabi "skerim lan halkı biz ne istersek o olacak" diyenleri de çeşitli darbe girişimlerinde, çeşitli yürüyüşlerde ve yasa dışı bazı yapılanmalarda sık sık göreceğiz.
halkın cahilliğine, aymazlığına güvenerek edilmiş söz. halkı her yönyüle bir kumpasın içine at, cahil bırak, aç bırak sonra da halk bunu istiyor.
aslında şu anda halk sadece karnını doyurmak kendini güvende hissetmek istiyor. bunu sağlayacak herhangi birine de herşeyi verebilecek durumda. bunun içinde ülke bağımsızlığı da dahil!
doğrudur. ama ülkem için değil. önce empoze et, sonra "millet isterse" de.* cehalete mi yanayım, bundan çıkar gözeten şerefsizlere mi kızayım, şimdiye kadar cehalete bi çözüm bulamayan diğer tembel hükümetlere mi sitem edeyim, ordunun koruyayım derken ülkenin daha kötü hâle gelmesini sağlamasına mı üzüleyim..şaşırdım a.k.
demokrasiyi eksik kavramış birey söylemi. bu söylemi mesela belçika'da yapsanız anti-demokrat olursunuz. ama bu cümle türkiye'de söylendiğinde anlamlıdır. cümle açıkça abartılmış laiklik anlayışına karşı söylenmiştir.
her şeyin fazlası zarar efendiler. laikliğin dozunu kaçırmak demokrasiyi köreltebileceği gibi laikliği az uygulamak veyahut hiç uygulamamak da demokrasiyi köreltir.
millet zaten neyi isteyip neyi istemediğini bilmiyor ki?
ayrıca laiklik bu memlekete evet, belki çok fazla şey getirmemiştir, ama giderse beraberinde çok fazla şeyi götürecektir. *
laikliği rejim sanan statükocu koyunun zoruna gitmiş söylem.
bi de bunların kemalizm rejim yıkılmayacak şeklinde bağıranlar var ki onlar tam allahlık.
soruyosun kemalizm ile yönetilen bi ülke söyle bana diye.
cevap şahane!
türkiye cumhuriyeti.
gel de ayar verme şimdi.
ee hani rejim cumhuriyetti?
anlamadığım şey şu o kadar karşıt insan var sokakta üniversitede sözlükte facebook'ta nerede birileriyle konuşsan herkes karşı akp'ye e o zaman kim oy veriyor bu partiye?
