"istanbul yağmur giyinmiş ve havasından geçilmiyor. bu yağmur sen varken de yağmıştı biliyorum ve sen yok iken seni düşündüğümde de. bir bavul dolusu özlem, hangisini hangi gün giyecektin bilmiyordum... evet şu sıcak tutanı giy bugün özlüyorum..
bu mektubumu sana istanbuldan gönderiyorum.. "
istanbul'da zahmet edip mektup yazacak bi tanıdığı olan zatı muhteremin açtığı mektubun genellile bitiş cümlesidir.
karı kız gani kanka.gel artık nolur.yalnız takılmaktan bıktım.kirayıda ödiyemiyorum.ev sahibi hcı kızda atamıyorum eve.ge artık kanka.sen ev sahibini oyalarken ben kızları paketliyim.sen arabayı kullanırken ben arka koltukta çiğdemi'i yiyeyim.bonservisim gibisin, gelde şu milli takım çilesi bitsin...
unutmadan.
sana bu mektubu istanbuldan yazıyorum...
sen yine benden çok uzaklardasın. sana buralardan yazmak yerine, gelip, hiç gitmemecesine yanında olup kulağına fısıldamak isterdim bu sözlerimi. ama olmadı..
binlerce özlem biriktirdim sana görüşmeyeli. keşke çıkıp gelirversen istanbul'a ansızın. biriktirdiğim özlemlerle kucaklasam seni, sorgusuz, sualsiz. ya sen hiç geri gitmesen ya da beni beraberinde götürsen.
sana istanbul'dan mektup yollamak yerine, tam yanında özlemlerimi sana haykırmak istiyorum..