bir varmış bir yokmuş, günün birinde elinden birçok iş gelen, yetenekli, kültürlü, dirayetli ve cesur bir genç yaşarmış. yalnız bu gencin tek bir derdi varmış, o da yalnızlıkmış. ne kızlar gelmiş geçmiş hayatından ama hiçbirisi bu gencin hayatında tutunamamış, gencin ise kalbindeki yalnızlık zaman içinde ruhuna daha derin yaralar açarak artmış.
günün birinde bu cesur genç, çok tatlı, anlamlı bakışları olan ama kalbinde derin yaralar olan bir kızla tanışmış. Bu tatlı kız hiçbir erkeğe güvenmemeye adeta yemin etmiş ve kendisine teklif eden her delikanlının duygularıyla oynayıp terketmek onun için adeta bir tutku haline gelmiş. Ama bu dirayetli ve cesur genç onun güvenini kazanmaya ahd etmiş ve onun kalbini sevgiyle doldurabilmek için elinden geleni yapmaya koyulmuş.
Lakin gel zaman git zaman, bu yaralı kız onun da duygularıyla ister istemez oynamaya başlamış, genç kız bunu isteyerek yapmıyormuş, erkeklerin duygularıyla oynamaya o kadar alışmış ki artık bu eylemi sıradan birşeymiş gibi yapıyormuş. Kız gencin duygularıyla her defasında o kadar çok oynamış ki genç artık zayıf düşmüş ve yenilmiş. genç bundan sonra bir karar almış, bir daha yüreği yaralı kızlara yaklaşmayacakmış, eğer yaklaşırsa kendi yüreğinin de yanacağını çok iyi öğrenmiş.
