bu kez anladım!
burnumun çok dik olduğunu, ne olursa olsun geri dönülmeyeceğini ve gülüşlerin artık sadece silik fotoğraflarda kalacağını... burnuma anlatamıyorum çaresizliğimi aslında, belki de bundandır hala dik oluşu!
bu kez anladım!
kapıların hep standart insanlar için yapıldığını... kafamı çarptım da yine! önemli bir şey yok merak etme, hafızamın sadece seninle alakalı olmayan kısmını kaybettim! tersinin olmasını ne kadar isterdim tahmin bile edemezsin...
bu kez anladım!
kendi yaralarımı sarmam gerektiğini... sırtımda da olsa... elimin yetişmesi gerektiğini, yetmediğinde yaranın üzerine yatıp, kanamayı durdurmam gerektiğini...
bu kez anladım!
sabahların aslında nasıl da soğuk olduğunu! insan tek başına ısıtamıyor koskoca yatağı... aslında çayın ısıtmadığını en azından yokluğunu bastırmadığını...
bu kez anladım!
bitmen gerektiğini! bitmemiz gerektiğini...
bazen zor olur ya anlamak, fark etmek, kafana dank etmesinin çok çok zor olduğu anlar... yakınından bile geçemediğin seni birilerinin sevdiğini hissetmenin... işte öyle anlarda da aynı etkiyi yaratıyor bende anlamak. bu kez anladım her şeyi... aslında herkes aynı, ben fazla yoruyorum kendimi, biraz susup köşemde oturmalı sakinleşmeliyim belki de. bu kez anlamadım dünyanın kaç bucak olduğunu ve bir kez daha kendime söz verdim bir daha böyle olmayacağıma dair. yine sözümü tutamayacağımı biliyorum ama anladım ben sözümü tutmasını bile beceremiyorum.
Anladım bugün
mutluluklar kalmış geride bir sis bulutu gibi
güneş geldiğinde, o sis bulutu gidecek
ve hükümsüz ben hem suçsuz, hem güçsüz hem de halsiz kalacağım...
vazgeçmek böyle olsa gerek.
illa bir ses çıkartmak adına: klişe sözleri vardır.
afili yalnızlık, git,kim dokunduysa sana ona git,sensiz istanbula düşmanım gibi şarkılar da çok güzel ama bu şarkısı özellikle adamı çarpıyor.tek başına koca albümü taşıyacak kadar güzel.
"Kaybettim bugün kendimi, hükümsüzdür
Sonu yok bunun, boşluklardan boşluk beğendim
Vazgeçtim bugün herşeyden halsiz şu kalbim
Kan revan içinde hep kanamaz denen yerlerim" gibi bir nakarata sahip emre aydın parçası.şahsen ben son zamanlarda bu kadar sağlam bi nakarat duymamıştım.sözler on numara.emre aydının en kıyak parçası.
öbür emre aydın parçalarından müziğiyle ve sözleriyle ayrılan parça. bir kış günü, karışık bir kafayla dinlenebilecek en iyi parça aynı zamanda. dipsiz bir kuyuda düşerken sebepsiz bir korku hissetmek gibi...
dağılmış bir psikolojinin en güzel ve sade bir şekilde anlatımıdır.
an itibarıyla yükses sesle dinlediğim ve eve gittiğimde daha bir yükses sesle dinleyeceğim parçadır.
makyajsız cümlelerle anlatılmış ama aslında anlasılmak için yazılmamış cümleler bütünüdür.
kişiye göre değişebilen anlamların yine kişinin kendi isteğiyle yaşayacağı(?) duygular bütünüdür.