Saatlerce birşeyler anlattığı çocuktan konuşması bittikten sonra saşkın bir şekilde yok kızım sen harbiden çok zekisin diye bir duyum aldıktan sonra eli ayağı birbirine dolaşıp olduğu yerden uzaklaşan insanlardır.
eski coğrafya öğretmenim hayvan recaidir.
aynı anda izzet altınmeşe benine, ibrahim tatlıses bıyığına ve marilyn monore gülüşüne sahip olan bu adamın ağzından çıkan her cümle, hakaret niteliği taşıyan iltifattı.
otobüse bindiğinde, A.V.M denilen mezbahaya girdiğinde sanki bütün gözler onun 'üzerindeymiş'çesine ve yahut gizli ajan tribine giren yanlız ve eksik insan. Tuvaleti geldiğinde bile şükeladan çıkabilicek her türlü mevzubahse cevabı olduğunu sanan zavallı.
kısa, tek cümleler yazıyorsa kesin sözlük yazarıdır. Yazar demek hakaret olur. yazın kardeşim birazcık, öğrenin artık bunu. Ulan o değil de beni de bozdunuz!
hepimizin bir derdi yok mu ya da hepimizin zaten maskeleri, kimlikleri ya da kaybettikleri, aradıkları, umutları, hayalleri yok mu? sözlük yazarı olabilmek halk olabilmek değil mi aslında? sorununu paylaşabilmek, özgürce düşünebilmek, aynı sorunu olan birini anlayabilmek onlara destek olabilmek ve destek alabilmek için burada değil miyiz? dışarıdan baktığında karısı tarafından aldatılmış bakkal ahmet amca'da burada, bir elinde son purosunu içine çekip viskisini yudumlayan az sonra kendi kafasına sıkacak holding sahibi ahmet bey'de. aslında biz hepimiz o ahmet değil miyiz? dışarıdaki görünüşümüzün, ismimizin, renklerimizin, kökenimizin ne önemi var? burada hepimiz eşit değil miyiz? alevi kardeşimde burada hristiyan kardeşimde, müslüman kardeşimde... bizler dünyaya eşitliği getirmiyoruz, getiremiyoruz belki de. hala siktiğimin dünyasında birileri acımasız nedenlerden ölüyorken, hala açlıktan ölen çocuklar varken? sesimiz sadece buraya mı yetiyor? evet öyle malesef biri çıkıp ta demiyor bunu. istersen yediğin helvaya tap istersen ateşe.. istersen siyah ol istersen beyaz.. burada eşitiz ve öyle kalacağız. yeni dünyanın barış ve huzuru getirmesiyle... saygılar.