bugün

yapımcısı tomris giritlioğlu olan güzel bir dizidir..
hatırla sevgilinin devamı niteliğindedir..
12 eylülden 2002 yılına kadar geçen dönemi senaryo almışlardır..

edit:bu entrye eksi oy veren zihniyet kucak dolusu sevgiler sana.*
bir kişi için özetlenmesi yanlış bir yaklaşımdır. zira hiç bir kalp hiçbir ilişkisini unutmaz. unutamaz.
unutmaz .mına koyum unutmaz dedirten beste.
öncelikle; (#6266088)

sonrasında; tam olarak beklentilerimi karşılayacak düzeye ulaşmasa da doğru yönde ilerleyen bir yapım. açıkçası emekleme dönemi yaşıyor ve birden ayağa kalkması ne kendisi için ne de izleyici için iyi olmaz. bu hızda ama ayrıntılı olarak ilerlemesi lazım dizinin. ayrıntı olarak nitelendirdiğim birkaç unsurun da eklenmesiyle tam ve güzel bir çözümleme yapabiliriz. söz konusu ayrıntılar,

- ülkücü kürşat: bu karakter duruşu ve düşünceleri bakımından hatırla sevgili'deki ülkücü yaşar'a benziyor. tabii ki yaşar'dan daha aktivist ve akıllı ama özellikle 3. bölümdeki tavrı ile oportünizme yol alacakmış gibi duruyor. umarım yanılırım ama tahminim odur ki bu arkadaş diyarbakır cezaevine gidince devrimci sinan ile aynı hücrede kalacak ve kendisini uzun uzadıya sorgulayacak. mamak günlerinde ise kendi camiasının uzun bir sorgulamasını yapacak içsel olarak ve nihayetinde bir yolun yolcusu olacak. sevdiği kızın babası erbakancı, bu bölümde görmüş olduk. kızın babasının olaylar hakkındaki düşüncelerine bakacak olursak kürşat'ın bu cenaha geçmesi zor. kendi camiasındaki durumu ise bahsettiği üzere 'muhsin başkan'ın saklanmasına, yakalanmasına bağlı olacakmış gibi. zira kendisinin konuştuğu avukat pek tilki gözüktü. sanırsam bunu o da farketti.

bu karakter ışığında ülkücü kesime yönelik çıkarım; kürşat'tan farklı bir ülkücü reisi eklenebilir kadroya ve hikayeye. 2.bölümde gösterilen fransa'daki ülkücüleri kastetmiyorum. zira onlar tahminimce 'asala' operasyonunda kullanılan ülkücüler olacak.

- devrimci sinan: 2.bölümde esas kıza dediği bir söz bu karakteri çözümlemede yardımcı olur; kürdüm. zaten 3.bölümde istanbul'dan diyarbakır'a gönderilmesi de süpriz olmadı bu noktada. yalnız dikkat edilmesi gereken bir husus var; türkiye solunu, özellikle 80 darbesi dönemindeki solu sadece kürt kökenli bir devrimcinin gözünden anlatmak tehlikeli. çünkü diyarbakır cezaevinde olanları biliyoruz, oradan çıkan örgütü de. yani zannetmiyorum ki sinan dizinin ilerleyen bölümlerinde diyarbakır cezaevinden çıkıp pkk arasında olsun. eğer bu olursa çok ironik ve basit olur. diğer yol ise yine oportünizme çıkıyor çünkü. eğer sinan pkk sürecine dahil olmazsa bu kez de asimile olmuş bir kürt damgası yiyebilir.

bu karakter ışığında devrimci kesime yönelik çıkarım; sinan'dan farklı bir devrimcinin eklenmesi şart. ilk iki bölümde yanında olan arkadaşını kastetmiyorum. ilk bölümde komutan ile askeri savcı arasındaki diyalogta geçtiği üzere birçok örgüt var, solcu karakter bu örgütlerden birinden seçilebilir mesela, illa ki sinan'la alakalı olmasına gerek yok. çünkü ancak böyle bir karakter ile günümüzde türkiye'de geniş kesimlere o günler ve sol anlatılabilir. çünkü tahmin edersiniz ki halkımızın büyük kısmına göre kürt ve solcu olduğunu deklare eden kişilere pek iyi gözle bakılmaz.

- burjuva özentisi gençlik: anlamadığım noktalardan bir tanesi de bu. ya birader tamam araba sevdası, yarış sevdası falan filan ama ben bu kadar da olacağını zannetmiyorum. dizide yanılmıyorsam her bölümde zengin piçlerinin yarış tutkusunu anlatan gece yarışı sahneleri vardı. sormak lazım; polis ve asker nerede arkadaşım? şimdi sen senarist ve yönetmen olarak zengin piçlerini böyle gösterirsen tabii ki kimse sevmez o piçleri. gören onların ya komutan ya da komiser çocuğu sanıyor, bu genişlik nereden geliyor.

bu özenti gençlik kesime yönelik çıkarım; eğer senarist-yapımcı ve yönetmen 80 darbesinin halkın tüm kesimini etkilediğini anlatmak istiyorsa bence bu yarış sahnelerine son vermeli. zira bu çocukların hayatlarını rahat ve s.kim d.şşağıma denk yaşayış tarzını gözümüze soka soka kimseyi inandıramazsınız 80 darbesinin gerçekten herkesi etkilediğini. çünkü görünen o ki bu gençleri etkilememiş. ayrıca bira da verin.

ilk üç bölüm için bu kadar eleştiri yeter diye düşünüyorum. hoş, bu yapımda yer alan bir kişi bu yazıyı okursa çok mutlu olurum zira bu dizi yakın zaman türkiye'si ve gelişmeleri anlatabilmek ve anlayabilmek için çok önemli bir şans. böyle bir şansı kötü kullanmaya kimsenin hakkı yok. olaya burjuva kesiminden veya sağ-sol cenahlardan ziyade az da olsa sıradan halkın gözüyle de bakmak lazım. misal, kenan evren'in konuşmaları, ben zannetmiyorum ki bu konuşmaları meydanlarda kendi kendine yapsın. korkmayın, bir kenan evren bulun ve konuşturun meydanda ve halkı gösterin, konuşma sırasında halkın tepkisini. veya evinde kocasını beklerken yemek yapan ve bir yandan da tv de kanan evren'i izleyen hamile bir ev kadını gösterin. bunları denemek lazım. çünkü sağ olsun sol olsun belirli ideolojiler ışığında olaya, darbeye bakarsak tabii ki kötüdür. ama mesele olaya sıradan halkın gözüyle de bakabilmektedir.
Dünkü bölümünde ilhan Erdost'un öldürülmesi ve solcu lider Sinan'ın Amed Cezaevi'ne *yollanması olayları olmuştur.Dün akşam yayınlanan 3. bölümü Cem Karaca'nın bu son olsun şarkısının çalınmasıyla sona ermiştir.inşallah Çemberimde Gül Oya gibi,Hatırla Sevgili gibi 1-2 sezon sürüp sona ermez.
Ülkücülerin lideri olan kişilik kendi arkadaşlarına demiştirki;
--spoiler--
Son bağımsız türk devletide bu darbeyle sovyet işgalinden kurtuldu
--spoiler--

Sonra saklandığı depoda kendi arkadaşlarına;
--spoiler--
Aman diyeyim çok dikkatli olun.işkencede sağ-sol ayırt etmiyorlar.Başbuğ hapiste.Muhsin başkan firarda.Çok dikkatli olun.
sonra bir arkadaşı=biz bu devlet için kanımızı dökmedikmi?sonra işkence yapıyorlar.tüküreyim bu devletin içine
Sonra uyarı manasında öksürür ve sert bir bakış atar ve derki;Bu baskı geçici değil.herkes dikkatli olsun.
--spoiler--
muhteşem kişileri bünyesinde barındıran muhtesem bir dizi.
4. bölüm çok şiddetli geçecek gibi.bu arada dizinin jeneriğinde olupta ilk 3 bölüm hiç gözükmeyen okan yalabık'ı da göreceğiz.Hadi hayırlısı.
show tv'nin tutması için elinden geleni yapıp pazar günü ilk 3 bölümünü peşpeşe 2 kez yayınladığı dizi. cumartesi de yayınlamışlar hatta aynı şekilde.
bir türlü hatırla sevgili tadını bulamadığım dizidir. oyuncular iyi (tuğba ünsal ı tenzih ederim) yönetmen aynı sorun nedir bilinmez ama eksik birşeyler var.
cesur bir senaristi olan dizidir. lay lay lom aşk dizilerinden daha asildir. kurtlar vadisinden iyidir.
hafta sonu ard arda yayınlanan bölümlerini izledikten sonra bişeylerin eksik kaldığını hissettiğim dizi. verilmek istenen mesajları sıkıcı sahnelerin içine yerleştirmişler. gereksiz detayları fazla uzatmışlar. bülent inal ın oynadığı rol ona yakışır bi rol değil gibi geldi. ondan bundan kaçmayan daha sağlam duruşlu bi rol verilebilirdi. melis birkan ın kocası rolündeki lavuk bir an önce diziden uzaklaştırılmalı. ben bile uyuz oldum adama. ki melis birkan ile çektiği bi kaç sahneyi izlerken kanal bile değiştirdim. necdet aygün ün ölmesi beni baya üzdü. ha bir de hatırla sevgilideki gibi toplum bölücülerin ya da kanun kaçaklarının sempatik gösterilmeye çalışıldığı bir dizi olursa hayatta sarmaz beni.
tek kelime "harika"dır. bütün oyuncuları, senaristleri, yapımcıları, danışmanları ve yönetmeni canı gönülden kutluyorum. bu dizi yayınlanması cesaret isteyen bir dizi. bravo, bravo, bravo!
diyarbakır cezaevi'nde,12 eylül döneminde yaşananları açık yüreklilikle sunan harika dizi.
tuba ünsal'ın at uzvuna konmuş kelebek gibi sırıttığı dizidir. o kız kokoş ki bi kere, sosyetik bir havası var; çok sırıtmış, rolü ne olursa olsun ruhuna uymamış hiç bu dizinin. ne olursa olsun dizi güzel; lakin o kadar acı dolu ki bünyem daha ne kadar dayanır izlemeye bilemem.. oysa ki insanlar zamanında bunu yaşamışlar ben izlemeye dayanamıyorken..
--spoiler--

- insanız biz!

- insan mı?..

--spoiler--
(bkz: tarihten bihaber insan modeli)
içiniz kıyılırken okan yalabıkı gördüğünüze sevinip nefes aldığınız gerçeklik. ama dizi olmasını tercih ederdim. o ayrı.
rutin yürüyüşleri kenara koyup haifi hafif kıvamına gelen dizi.
bünyede asker,subay bilumum üniformalı alerjisi yaratan dizi. yuh ya bu kadar da olmaz ki. bunlar nasıl insanlıktan çıkıp da mide kaldıran kimyasala dönüşmüşler.olamaz diyor insan
ama maalesef seyrettiklerimiz aslında yağı suyu tuzu alınıp light tadında seyirciye sunulmuş.zaten daha fazlasını da görmek istemiyorum.yeeeeeeteeeer.
1980 lerden 2002 ye yaşanmışlıkları, aşkları, sevdaları, acılarıyla 3 kuşağı anlatan yeni bir izlenesi dizi.
80 ihtilalini ve ona ait dönemi yaşamış ve iyi bilenlerin daha iyi değerlendirdiği dizidir. 4/4 lük olmasa da iyi yapılmış diyebilirm şimdilik.
beren saat ve cansel elçin'in ilerleyen bölümlerde görünmeleri takdirde, diziye çok hoş bir hava katacaklardır. tıpkı necdet aygun ve eşinin görünmesi gibi.
utandıran dizi. gerçekler bazen acıtabiliyor. ama her halukarda artık hesaplaşma vaktinin geldiği ve izlerken keyif vermesede "evet" dedirten dizi. çokta uzak bir zaman olamaması insanı ayrı bir ürkütüyor. korkutuyor. meğerse insan en büyük tehlike imiş.
rtük uyarınca, ekip kuzu kuzu işkence sahnelerini dondurmuş. artık çiçekleri ve böcekleri izlersiniz. bu olmadı işte!

http://www.medyatava.net/haber.asp?id=58969