bir zamanlar bir söz duymuştum şöyle bir şeydi sanırım.
insanlar ayakkabı çiftleri gibidir. her birinin diğer bir teki vardır ama nerede ve nasıl çift olacaklar bu sadece zaman meselesidir.
en tehlikelisi ve bertaraf edilmesi en zor halidir yalnızlığın bu hali. kalabalıkları niteliksiz yığınlara çevirir aniden.
sonra bir şair çıkar ve avaz avaz bağırır.
Tanrım ne kadar yalnızız.
Tanrım ne kadar yalnız!
oysa hep bir aradayız.
bir yaşama biçimi değildir yalnızlık.
en doğal ve en hakiki neticesidir yaşamın.
hiç gitmeyecek gibi gelirler. hiç bitmeyecek gibi sürerler.
ve fakat bir yarıları hep yolu gözler, yolculukları özler.
her sevişme geçicidir, her gidişme bir o kadar kalıcı...
ve her bir yaranın müsebbibi yalnızlığın keskin kılıcıdır.
- Hoca okudum sözlükte yalnızlıktan şikayetçiymişsin...
+ evet ya çok yalnızım..
- tamam. sen yalnız ben yalnız gel tavla oynayalım, barlar sokağına gidelim?
+ yok kendimi yalnız ve yorgun hissediyorum, evden çıkmayacağım...
- oğlum ikimizde erkeğiz diye teklifimi kabul etmiyorsun değil mi? hatun olsam zıplardın hemen. Hatun arıyorsun sonra gidip sözlüğe yanlızım, ay yanlarım ağrıyor galiba ben ölüyorum ayağı yapıyorsun göt...
Yalnızlıkta erkeklerin başı çekmesi ve 2 erkeğin beraber çok vakit geçiremeyeceği için hep yalnız kalınır.
Herkesin kendinden 1 numara büyük olanı istediği için. Ama gel gör ki istemek olmuyor. Kendinizden 1 numara büyük insanı, kendinize bağlayacak kadar tecrübe sahibiyseniz, durmayın. Değilseniz, denginizi bulun. (razı olun)
Ulan itirafları ve ben bu yazıyı xxxlere yazdım başlıklarını okuyorum çoğunluk yalnız. Ben de yalnızım ama Kader değil, tercih. Sizinkiler de tercih ise lafım yok. Lakin kader diye ağlayanlar varsa, boşuna ağlamasın.