mustafa hakkında herşey adlı filmin bir repliğidir. fikret kuşkan karısının kendisini aldatması akabinde bunu hastane de öğrenmesi hem de kadın ölmüşken öğrenmesi, karısının sevgilisini ve ailesini görmesi neticesinde kurduğu delirme cümlesi. ha film de al pacino havası sezdim kendisinde takdir ettim.
şimdi o değil de; cümlenin özüne inersek, yaşamımızda ucundan azıcık da olsa müdahalelerine izin verdiğimiz veya mecbur bırakıldığımız insanların gün gelip bizi delirtme noktasına gelmesiyle sarfedebileceğimiz sözdür zannımca.
her zaman alışveriş yaptığım marketin sahibi ile ne zaman, hangi arada ense tokat olmuşum anlamadım. adamdan fiş almaya çalışırken aklıma şimdi bu havada elini cebine sokacaksın, cüzdanı çıkaracaksın replikleri gelmiyor değil...
ya da her sabah çöpü alan kapıcı efendiye ne demeli, abla çok fazla kola tüketiyonuz valla zararlı sevdiğimden söylüyorum. yahu be adam sanane!!! yok bırakcam nezaketi, pet şişeleri merdiven boşluğundan atcam o olacak en sonunda!
ben bu insanları ne zaman tepeme çıkarmışım, bu insanlar ne zaman benim hayatımda söz söyleme hakkına sahip olmuşlar inanın hiç anlamıyorum. gündelik yaşam anlarında verdiğim sırıtmalar mı, çamaşırı balkonda değil de evde kurutmamdan mı, yoksa halıları her cumartesi balkondan silkmediğim için mi bunca sevgi kardeşim.
yok istemiyorum karşı komşum emine hanım, sizden bana gelen kargoları teslim almanızı istemiyorum, kargocu adamla muhabbet etmenizi de istemiyorum... ne işiniz var hayatımda bre insanlar dedirten oynar güdümlü başlık.
bahsi gecen insanlar ya da insan gercekten kisinin "hayatinda" yer ettiyse, bir onemi varsa ve bu soruyu sordurtuyorsa, o sahislara veya sahsa soylenmesi gereken tek bir sey vardir:
(bkz: siktir git)
hayatın akışına kendini kaptırmışken moralini bozan ve canının fena halde sıkılmasına neden olan bir olay sonrasında herşeyden kopup uzaklaşan ve hayatına şöylece bir uzaktan bakan insanın haklı yakarışıdır 'bu insanların hayatımda ne işi var?'
kurduğunuz hayatın, gözünüze saçma ve boş gelmeye başlaması ile söylenebilecek söz.
sen uğraş, didin, yarat; herşeyi ve herkesi mıncır; bi nevi kendi hayatının tanrısı ol, sonra da beğenmedim vay bunlar niye burda diye söylen. yok öyle hindistan cevizi..
aslında herşey bizim elimizde, o insanlar bizim isteğimiz üzerine hayatımıza girerler biz onları istemezsek farklı bir yaşam istersek onlardan kurtuluruz belki, belkide ihsan oktay anar'ın dediği gibi dünya bir düştür, bizde düşümüz de gördüklerimize yön verebiliriz, belki şuan bu sözlükte bulunup yazı yazmayı düşlemişiz dir, belki ben birinin böyke bir başlık açmasını düşlemişim dir, neden olmasın.**
hayatınızdaki insanların size zarar verdiğini farkettiğiniz zaman yaşadığınız aydınlanma anı. peşinden kara kaplı çıkarılır, ilgili notlar alınır, sonra yavaş yavaş...
hayatınıza soktuğunuz adam, bir şekilde tanışıp aynı sofrada bir şeyler paylaştığınız adamdır. o yüzden iletişim kuramayacağınızı, seviyenize uymayacağını düşündüğünüz insanla ne olursa olsun en ufak bir ilişki dahi kurmamaya çalışın. "aman popüler olayım" tarzı bir düşünce ile etrafınızla "ilgileniyor" havası vermeyin. "sevilen" olmak değil "huzurlu" olmak mesele artık.
düzgün düşünmesini bilmeyen bir "tanıdık", sizin aklınızdan çalar.
kişinin doğanın sapkın akışından kurtulup, içindeki ''öteki'' ayrımını farkederek iradesinin yardımıyla, kendinin bilincine ulaşmasıdır. artık hayatını temize çekmenin gerekliliğini hisseden uygulamaya koyan kişi repliğidir.
bizzat özenle kurguladığınız, her insanı, hatta her eşyayı özenle seçtiğiniz, karakterinizle paralel, el emeği, göz nuru oluşturduğunuz gül gibi yaşamınızın içinin, iradeniz dışında, bir sürü malla dolması sonucunda sarfedilecek ilk cümle.