başbakan erdoğan ın yeni zırvası. Arkadaş sen ne içtin de konuşma yapmaya çıktın? Yaptığın yasalardan haberin yok mu senin? Ya da sen ülkeyi sadece muhafazakâr kesimden ibaret mı sanıyorsun?
kürtaj:cinayet, alkol:zararı, nargile:zararlı, sezeryan:yasak değil sadece bir iki prosedür eklendi, sigara:malesef zararlı, bar:hiç gitmedim gitmeyede niyetim yok.
kimin yaşam tarzına karıştığından ziyade, hangi kanlı ve hain hesaplara karıştığı irdelenmelidir. hangi makamlara ne sözler verdi de şu anda doğu ve Güneydoğu'da pkk sözde devletleşmeye başladı? terör örgütü listelerinden de çıkacaklar yakında. bu iktidar bu ülkeyi nasıl bir oyunun içine soktu? neden onu tartışmıyosunuz?
döndük mü konstantiniye papazlarına? istanbul fethedilirken meleklerin erkekliğini dişiliğini tartışıyordu o gerzek papazlar. şimdi de o papazların rolüne soyunmuş yurdumun cahil cühelası.
sizi pkk'nın kurduğu sözde asayiş bölgesine sürüp, hepinizin defterini dürmek var aslında.
Bu millet ozgurlugu cok yanlis anlamis.
Kurtaja yasam tarzi diyenin katil oldugunu fark etmemesi zeka geriliginden midir yoksa hazimsizligindan midir bilinmez.
Alkol kisitlamasina karsi olanin sanki elinden birasi aliniyor. Kapali alanda sigara yasagini hayata mudahale gibi algilayanlar akciger kanseri oldugunda devlet bize bakmiyor diye aglamasi da ironik tabi.
Yasak herulkede var. Ama bu yasaklarin geregine kimse bakmiyor. Sirf kendisi gibi dusunmeyen bunu yapiyor diye her yapilana karsi cikiyor.
mesele kötü alışkanlıkların yasaklanması değil çok yanlış bakıyorsunuz olaya. düşünce özgürlüğünü bu kadar kısıtlaması, medyayı ele geçirip, muhalif seçmenleri kışkırtıp, canı istediğini içeri atması bile zaten başlı başına yaşam tarzına karışmaktır. "ulusalcılar bizden bir şey beklemesin" ve "ya taraf olursunuz ya bertaraf" cümleleri bile düşünce tarzına karışmaktır.
cevabı, çıkarılan yasalardan daha çok; kendi iktidarı döneminde vuku bulan olaylar ve gündelik hayatta sıklıkla rastladığımız hadiselerde gizli olan soru. şimdi başbakanın mantığıyla hareket edersek, başörtülü kızları üniversiteye, kamu binalarına, hatta öz çocuğunu askerde ziyaret etmeye sokmayan, sokturmayan zihniyeti de masumlaştırabiliriz herhalde. ne yaptılar ki o adamlar? mevcut kanunları muhafaza ettiler sadece. değil mi? değil işte.
o dönemi hatırlayanlar bilir. ki zaten bu iktidarın da 2007-2008lere kadar tam olarak çözemediği bir sorundu bu. ne vardı o dönemde? başörtülü kadınlar pek çok yere giremiyor, pek çok işte çalışamıyorlardı. dahası, inançlarının gerekliliklerini yerine getiren insanlar fişleniyordu. evet, fişleniyorlardı. tanıdık geldi size değil mi? pek çok yerde çalışabilmek için bazı değerleri ne kadar temsil edebildiğiniz sorgulanıyordu. ne var bunda canım, demeyin. bu durum maalesef ki pek çok vatandaşa yaşam hakkı tanımıyordu. biz bunları dile getirdiğimiz vakit aldığımız cevap hep aynı oluyordu: "ne var bunda canım. biz onların yaşam tarzına müdahale etmiyoruz ki. evlerinde taksınlar başörtülerini. kamusal alana girmedikleri müddetçe sorun yok."
ne kadar da insancıl bir düşünce değil mi? üniversite okumasınlar, memur olmasınlar, işe girmesinler, askeriyenin önünden bile geçmesinler (çocuklarını görmek için bile). ama evde istediklerini yapsınlar. peki soruyorum size, insanın yaşam alanı evle sınırlı mıdır? bu insan para kazanmayacak mı? öğrenim görmeyecek mi? arkadaşlarıyla gezmeyecek mi? aldığımız cevap: "çıkarsınlar başörtülerini, girsinler."
şimdi başbakanın söylediğine baktığım zaman aynı zihniyetin esintilerini görüyorum. "kimin yaşam tarzına karıştık?" bilmem. bir düşün bakalım. ayyaş diyerek, "çok afedersiniz, alevi" diyerek, bunlar "boğazda viskilerini yudumlarlar" diyerek kimlerin yaşam tarzlarına karıştın sayın başbakan? işin özü satır aralarında gizlidir. bugün gelinen noktadaysa kraldan daha çok kralcı çevreler tarafından iş daha da çekilmez bir boyuta tırmandı. çok uzağa gitmenize gerek yok. sözlükte de örneklerini bulabilirsiniz. ben, her fırsatta kendisini "kemalist" olarak nitelendirenlerden olmadığımı, Atatürk'ü gayet de senin benim gibi bir insan olduğu ve buna rağmen bu ülkeyi istilalardan kurtardığı için seven bir insan olduğumu defalarca belirtmişimdir. buna rağmen ben bile şimdiye kadar kaç defa kemalist damgası yemişimdir. kaç defa sırf bilgilerden ve istatistiklerden oluşan birçok entrime karşılık küfür ve hakaret dolu özel mesajlar gelmiştir. kaç defa "cehapeli" yaftası yemişimdir. * sırf şeriatın osmanlıda dahi bizim anladığımız şekliyle uygulanmadığını, türkiyenin zannedildiği gibi bir şeriat geçmişinin olmadığını iddia ettiğim için özetle "senin içine şeytan girmiş, şeriattan korkmayın bu kadar" minvalinde akla zarar, hadi onu geçtim islamın sınırlarının dışına çıkan mesaj bile almışlığım var. kemalist olan yazarların neler çektiğini tahmin bile etmek istemiyorum şahsen.
kısaca demem odur ki başbakan bu soruyu samimi bir şekilde soruyorsa kendisine naçizane şöyle bir çağrıda bulunayım. gezsin, halkın arasında dolaşsın. yapamıyorsa internette dolaşsın. mesela habervaktim denilen haber! sitesini ve o sitede yapılan yorumları bir okusun. kendi taraftarlarının nasıl da radikalleştiğini bir görsün. ondan sonra bu soruyu tekrar kendisine sorsun. cevap veremiyorsa, boşuna bu soruyu sormasın. cevap verebiliyorsa zaten bu soruyu sormasına gerek bile kalmamış demektir.
son olarak bir şeyden bahsedeyim. tarihin gördüğü en faşist diktatör olan hitlerin emrindeki gestaponun personel sayısı 50 bini geçmemiştir. ama yine de yaptığı propagandalar ve dezenformasyonlarla arkasına aldığı sivil kitleler sayesinde gestapo tarihin gördüğü en faşizan en rijid düzenini kurmayı başarmıştır. yani işin sırrı, kraldan çok kralcılardadır. o yüzden başbakanın, "bu iktidar" derken kendi taraftarlarını da dikkate alması gerekmektedir.
Yasam tarzina mudahelenin tanimi : Hayatini, baska birinin hayatina mudahale etmeden diledigin gibi yasayabiliyor musun ? Ozellikle belirli bir grup yeni cikan yasalardan dolayi yasamini degistirmeden rahat rahat yasayabiliyor mu ? Bu sorulara cevap evetse sorun yok demektir.
Simdi Akp nin yasama mudahale etmedigini savunan koyuncuklara soru:
- 4 + 4 + 4 fiyaskosu ile insanlar cocuklarini cok kucuk yasta sirf o yasta okula gitmesin diye rapor alip evde oturttu mu ?
- Azman internet filtresi ile standart muzik ya da video erisim kanallarina bile erisim engellendi mi ?
- Telefon dinleme ve balyoz davalari ile ozel telefon konusmalarinin keyfi dinlenebilecegi mesaji halka verildi mi ?
- Azman medya filtresi ile gazeteciler bir bir islerinden ayrilip dusuk ratingli gazete ve televizyonlara mahkum edildi mi ?
- Ya taraf olursun ya bertaraf olursun minvalinde izlenen politika ile ya bizim gibi olursun ya da polisimin jopunu gotunde hissedeceksin mesajlari verildi mi ?
- Kurtaj ve ertesi gun haplarinin kullanimina dair getirilen duzenlemeler ve 3 cocuk politakasi ile aile korunmasina mudahale edildi mi ? Bunun normal bir uygulama oldugunu sanan embesiller icin belirteyim, insanlari fazla cocuk yapmaya motive etmek icin belirli bir yas grubundaki cocuk sayisi kadar aileye aylik para odenir. Yani genc neslin bakiminin bir bolumunu devlet ustlenir.
- Gezi parki olaylarina ve ozellestirme ile gelen peskes cekme mevzularina girmiyorum bile zira yasam tarzina mudahale oldugunu ispat etmek icin tek bir durum yeterli, ustte epeyce var.