Neyin kafasını yaşadığını merak ettiğim insandır. Muhtelemen işsiz güçsüz, tüm gün dışarıya çıkmayan bir insandır.
Bu kış kıyamet sevilir mi ? Her yer ıslak, yağmur, çamur, sel, felaket. Sokağa çıkmak dert, üşümesi dert, dert de dert. Yazı sevin abi, baharı sevin, kasveti değil.
En güzel mevsimdir. Tecavüzün hırsızlığın ve bin türlü şerefsizliğin en az olduğu mevsimdir. Ayılar zaten kış uykusunda şerefsiz çakallar da ininden kafasını çıkaramaz. Zira çıkarmaya kalkarsa çakma abidas eşofman takımı kendisini soğuktan koruyamayacaktır.
Bir erkek olarak en sevdiğim mevsimdir. Tabi doğalgaz/kömürdür çeşitli iklim masraflarıdır o ayrı. Öyle kışı severken, götünü sıcak yuvaya sokup, sokamayanları unutan da değiliz çok şükür. Hepsini düşünüp ederiz duamızı.
Hem, Vivaldi‘nin ölümsüz eseri 4 mevsimin en güzel bölümü de kış değil mi?
Ekim doğumlu olarak kış candır, yaz ise sadece heyecan.
Gün ışığından faydalanabiliyordur. Karanlıkta evden çıkmak zorun da olup karanlıkta dönmüyordur ayrıca grip ve türevi hastalıklara yakalanmıyordur. Başka açıklaması olamaz çünkü.
Evet hava şartları zorluyor insanı, evden çıkası gelmiyor insanın ama lapa lapa kar yağınca elinde saleple pencereden izlemenin hayalini kurmak ve bu eylemi sevmek nasıl size güzel gelmez?
öğlene kadar yorganın altında osura osura uyuyan, kalkınca bir güzel kahvaltısını yapıp sıcak çikolatasını yudumlarken cayır cayır yanan kaloriferin yanında kitap okuyan şanslı ibnedir. ölsündür, sürünsündür.