evrenin tüm acılarını en ufak kırıntısına kadar toplayıp hanesine sığdıran yüreğim, gülebilir cümlelerinin hafifliğine, rüya elbiseli düş desenli mutluluğuna. hatta kızabilir gülümseyerek bakmana, çünkü bu an ki; bütün zehrini içsem varlığın, biliyorum öldürmez beni yaşam... çünkü her çilenin mayası olduğumu biliyor. biliyor kaç kez talan edilip ibrahim'in nemrut unca yakıldığımı sevgi tarafından... her kalbin içinde yuvalanmış, henüz ayrılığı acıyı terk edilmişliği tatmamış bedenlerin karşısına çıkarıp; "alın işte sonunuzun bir önceki hali bu" diye ifşa etmekten zevk alacak beni yaşam. ve mutlaka değerimden fazlasını veren sevgi tadımlığı bir alıcım olacak... hangi sevgide mağlup olsam, hangi esir pazarında satılsam fark etmeyecek kalbimin ölü oluşu. tırnaklarımın bütün ayrılıklara isyan edercesine hatıranı kazıması zamandan. fark etmeyecek mecnundan beter bir halde leylanın varlığını bile bilmeden ruhunu ortadan ikiye ayırarak evrene dağılan meczupluğum. fark etmeyecek ölüme giderek kurtulmak varken sırf yaşıyorsun diye nefes almayı ilahi bir emrin gereği gibi görev saymam...
bu gece gelme seni incitebilirim
susabilirim tüm sessizliklerin çıldıracağı kadar sessizliğe gömerek yüreğimi, ki sen o haldeyken gerçek sanırsın gördüğün bütün düşleri. yok edebilirsin bakışlarımın terkedilmiş, tüm bedenlerin ruhsuz olduğu fotoğrafları... sırf inat olsun diye. kırpmadan sergileyen göz çukurlarında susabilirim, yaratılmış her varlığın sessiz yanlarını biriktirerek sol yanımda. hiç bir anlam bulamazsın sözsüzlüğüme, sığınacak bütün sabır limanlarını yerle bir edebilirim, tekrar acıya bulanarak, acıyı tadarak, hırkasız bir derviş gibi sözlerimi hece hece kesebilirim, içine vahşet bulaşmış şiirler asabilirim zamana...
bu gece gelme seni incitirim
beni öyle harmanladı ki terk edilmişlik, kim sarsa yüreğine bakışlarının emaneti hüzünlerimi, bir anda yerle bir olmuş gibi görür binlerce kenti, artık sevmeyeceğim tenini gri renklerle besleyen şehirleri... çünkü ardından her el sallamamda, bir kent üzerime çökerek dönmeyeceğini söylüyor artık. ve her adımında, o iğrenç asfalt; dudaklarıyla ayak altlarından metrelerce, kaldırımlarca öperek sarhoş ediyor ya kendini, boğuluyorum bir yerlerde... bir dağ başında eşkıya kesilerek her nefes alışıma.. öl diyorum öl.. artık yok yokluğu da yok..öl diyorum öl yaşamayı manasız buluyor ülkesinin tek bayramı hüzün olan yüreğim.
bu gece gelme, seni incitebilirim,
yüreğimdeki nefretle,
karşımda durduğunda tüm olan biteni sorgular,
ağlamaktan yere yığıldığında,
dizlerin çürüyene kadar,
konuşurum.
seni incitebilirim sevdiğim,
zor olsa da,
imkansız gözükse de,
yaptıklarına karşın,
sana acımı verebilirim.
git hadi sevdiğim,
yaptırma bunu bana,
kırdığın bu kalbi düzeltmeye çalışırken yenilme,
sus pus kalma karşımda,
söyleyecek tek kelimen yokken,
git kendini incittirmeden.
bu geceden sonra her gelişinde,
aklında bulunsun,
sevdiğim;
seni incitebilirim...
dün akşama doğru benzerini yaptığım şeydir. buluşulacak arkadaşa doğru yol alınırken nedendir bilinmez içimin kavrukluğu yüzüme yansıyor. gülümsemeye zorluyorum kendimi iki dakika geçmeden gökyüzünün gri rengi yine yüzümde beliriyor.
somurtkan, mutsuz insanlarla sohbetten hoşlanmam sanki dünyanın derdi yetmiyor gibi birde onların dertleri çıkar sırtınıza; bu sebeple aynı şeyi başkasına yaşatmak istemediğimden telefona sarıldım.
-kusura bakma söz vermiştim ama gelemiycem
+nooldu işin mi çıktı?
-yoo hayır. yoldayım ama bugün nedense çok karanlık duygular içindeyim. güzel şeylerden bahsedecek halde değilim. senide sıkmayayım şimdi. sonra görüşürüz.
+hadi ya. bende öyleyim valla. hava kapalı ya ondandır.görüşürüz.
eğer mümkünse sadece sizin yüzünüzden birinin duygu durumunu olumsuz değiştirmemeye özen gösteriniz.
not: derdinizi paylaşmayın demiyorum. bu biraz daha farklı bi durum.
Kadinlar hicbir olumsuzlugu unutmazlar. Yapilan her sevgi gosterisi, saklabanlik, icten davranislar hic hatirlanmaz ama olumsuzluklar bir kadinin aklindan hic silinmez. O vakit bu gece incitecek nedenleri varsa, her zaman da olacagi anlamina gelir cunku kadinlar asla unutmaz ve kinler asla sona ermez. Bu su demektir, hic gelme dostum sona yaklasiyoruz. Zaten yaptiklarin unutulmayacak.