insan, daha doğrusu adam gibi empati yaparak olaylara yaklaşarak analiz etme-değerlendirme yapan insanlarımıza ucube muamelesi yapmalarını anlayamıyorum.
olaylara at gözlüğü ile izmlere yada egolarımıza-doğmalarımıza esir olup bakmak, sanki dini ritüllerimize sahip çıkar gibi savunma durumu yaratma gayretimiz, kişiler-kurumları kilise gibi kutsallaştırmamız sonucudur.
bu yaklaşımla, bizim gibi olmayan-düşünmeyen-algılamayan-yargılamayan insanları aforoz ediyoruz. anlamaya bile çalışmıyoruz. oysa anlayarak ve empati yaparak tartışsak bu hakaretler-kavgalar-savaşlar olmaz.
eğitimimiz bize kapıyı gösterir. kendimizi geliştirmemiz ise kapıyı açan anahtardır. eğitim insanı geliştirmez, ve birey olamayı başaramayışımız da buna eklenince sorunlardan görülen toplumsal-bireysel kayıplarımızı genetik hastalığımız olan kaderciliğe bağlayarak özeleştiri kültürümüzü geliştiremiyoruz.