Soner Yalçın'ın yeni çıkan kitabının adı. Bir dönem Kurtlar Vadisi'nin konsept danışmanı olarak görev yapan Soner Yalçın daha sonra yazdığı Efendi ve Siz Kimi Kandırdığınızı sanıyorsunuz kitapları ile beğeni toplamıştı. Bu kitabı da " Yıkıcı bir dönemden geçiyoruz... islam'ın akil adamı, aksiyoner fedaisi gibi övgü sözleriyle yüceltilenler, bugün karşımıza 'tecavüz sanığı' olarak çıkıyor. Mücahitler müteahhit oldu. Son dönemin gündemini oluşturan bu olaylar ve isimler, gerçekte islamiyet'i temsil ediyor mu? sorusuyla başlıyor kitap... Bu kitabın da pek çok tartışmayı tetikleyeceği garanti gibi.
soner yalçın'ın dinden ne anladığını ortaya koymuş bir kitap;
bakın şimdi yobazların örnek alması gereken insan tiplerini nasıl yazmış soner bey. kitaptan aynen alıntılıyorum;
"nezihe araz dindardı, bir dergaha bağlıydı ama hayatı boyunca saçını örtmedi. beş vakit namaz kılmadı, oruç tutmadı.
erkek meclislerinden kaçmadı. kendini hiç ikinci sınıf görmedi. meyhaneye gidip rakı da içti. nesimi'den türkü de söyledi. kimsenin günlük yaşamına, hayat felsefesine karışmadı. siyasete ilgi duymadı; kendini hep partiler üstü gördü.
atatürk'e hayrandı. (...) şimdi söyler misiniz nezihe araz kimdir?
nezie araz türkiye'dir. "
gördüğünüz gibi dindar olmanın şartını bir dergaha bağlı olmaya indirgemiş kitapta. bu kişiye göre dindar olmak için sadece bir dergaha bağlı olmak yeterliymiş. onun dışında içki de içebilirsin, namaz da kılmayabilirsin, dergaha bağlıysan dindarsın.
ilk düğmeyi yanlış ilikleyince diğerlerinin de yanlış olması mukadderattır aslında.
soner yalçın ı, bay pipo gibi bir kitaptan tanıyanlar, araştırmacı yazarlığını sevenler kesinlikle okumasın.
bir kere kitap o eski müslümanları anlatmıyor, cemil meriç, nurettin topçu o kadar, oysa bu var diye almıştım, alakası yok.
kitabın ismiyle kitap çok farklı, fikir kitabı olduğundan soner yalçın fikri bir kabızlık içersinde sanırım.
evet eski müslümanlar bu dincilere benzemiyor hani örnek hani karşılaştırma, yok. koskoca boşluk kitap.
oysa bir ahilik, melamilik, loncalar, mevlevilik, bektaşilik bir çok kaynak var bu konuda hiç birine değinmeyen sıradan gündem haberleri üzerinden müslümanlığı fetullah gülen, vakit gazetesi persfettiğinden ele alarak bu cenahı zan altında bırakmaya çalışmış, hiçte olmamış.
neyse ki 24 tlye orijinalini almayıp korsan basımını almıştım 10 liraya tek tesellim budur.
kimse bu kitabı okumadan ülkemizde neler döndüğünü biliyorum demesin . gündemin nasıl oluştuğunu , insanların ne şekilde nerelere geldiğini açıkça anlatan kitap .
Okumayı bilene, okuduğunu anlayanadır bu kitap. liberallerin, dincilerin kuyruk acısını kitabı okuyunca daha net anlarsınız zaten. tam olarak bu yüzdendir ki çamur atılıyor.
soner yalçının son ve benim okuduğum ilk kitabı. önceki çalışmaları hakkında merak uyandırmıştır bendenizde. kitabın olumsuz yönde eleştirilecek birkaç noktası var. ilk başta isim konusu. kitabın ismi anlattığı tüm olay ve konuları kapsayacak biçimde konulmuş olsaydı daha iyi olurdu sanki. zira isminde vurguladığı gibi dinci tayfasının dalaverelerinden bahsetmiyor sadece. orana vursak kitabın yarısı bu nokta üzerinde duruyor. ve önceki eleştirilere bakıldığında bazılarının canına iyice dokunmuş. bu da kitabın anlatılanların etkinliğini ortaya koyuyor. diğer bir eleştirim ise yanı aynı bağlamda olacak. kitabın sonuna doğru tema ve konu iyice değişiyor ve ana eksenden kayıyor. konu bütünlüğünden iyice kopuluyor. fakat dikkate değer, önemli mevzular tabi bahsettiği. günümüz görsel basın jargonuyla düşünen dimaların mutlaka okuması ve öğrenmesi gereken tarihsel gerçeklere ve güncel olaylara dikkat çekiyor.
bizim müslümanlar adı altında verdiği isimler hakkında bir şey diyemiyeceğim fakat araştırılmalarını salık veririm. kitabın örnek müslüman tasviri üzerinde fazla durmadığını görüyoruz. bundan kaçınılması gerekir kanımca.* liberal dinci faşitlerin geçmişten günümüze gizli ve aşikar olarak gerçekleştirdikleri rüsva, içler acısı faaliyetleri ortaya koyuyor yazar. bunun yanında solun ahvali üzerine samimi ve yerinde eleştirilerde de bulunuyor. cumhuriyet tarihi ve sonrasında ülke siyasetinin nasıl şekillendiği, hangi kirli ellerin aydınlığı karatmaya yeltendiği ve hangi tür tehlikelerin kapıda olduğu gibi sorular kafanızı kurcalıyorsa bu kitabı okumanız yerinde olur. *
soner yalçın ın müslüman ve dincilik arasında ki farkı açıkca anlattığı kitap. kafamızda ki bazı sorulara cevap verebilecek bilgiler içeriyor. bu konu hakkında merak ettikleriniz varsa okuyun derim.
Okunup üzerinde düşünülmesi gereken bir kitap. Soner Yalçın, ülkedeki muhafazakarlık/islamcılık anlayışının gelişimi ve sol üzerinden dine bakış açısından önemli bir kaynak ortaya koymuş.
Soner Yalçın, Bu Dinciler O Müslümanlara Benzemiyor kitabına kapitalizmin kucağına oturmamış, Müslümanlığı parasal ölçütlere göre indirgememiş ve tasavvufi yönden ele almış, islam felsefesine önem vermiş kişileri anlatarak başlıyor.
Sosyalistlerin din konusunda artık bir özeleştiri yapması gerektiğini ve bu topraklarda sosyalizmin yaygınlaşmasını isteniliyorsa, bu toprağın kültürünün ve geleneklerinin yok sayılarak bunun yapılamayacağını belirtiyor. Karl Marxın Din afyondur sözünü şiar alarak bu toprağın kültürünü ve geleneklerini hiçe sayan solcuların, bu konular üzerinde biraz düşünmesi gerektiği hususunda eleştiri getiriyor.
Öcü gibi gösterilen komünizmin bu topraklarda, ne zamandan beri öcü olarak görüldüğü, Müslümanlarla solcuları kimlerin karşı karşıya getirdiği ve bunun nasıl başarıldığı yine kitaplarda uzun uzun anlatılıyor. 19. yüzyıl sonlarından başlayıp 20. yüzyılın ilk çeyreğine kadar ingilterenin bu topraklardaki antikomünist propagandalarından bahsedilirken, 20.yüzyıl ortalarından itibaren bu misyonu ABDnin üstlendiği belirtiliyor.
ABDnin Yeşil Kuşak projesinin nasıl yaratıldığı, bu proje ile ılımlı islam fikrinin memlekete nasıl sokulduğu ve insanlara enjekte edildiği de kitabın konusu arasında. Yeşil Kuşak projesinden sonra mücahitlerin bir anda müteahhitlere dönüşmesi, Büyük Ortadoğu Projesinin temellerinin adım adım nasıl atıldığı ve Türkiyede kutuplaşmanın nasıl yaratıldığı da belgeleriyle ortaya konuyor.
Osmanlı döneminden günümüze kadar islamcılık anlayışının gelişimi, iran Devriminin Türkiye muhafazakarları üzerindeki etkisi, liberalizmin Müslümanlık ile ilişkisi, Gülen Cemaatini yapılanması, kaynakları ve Opus Dei ile benzerlikleri detaylı şekilde kitap içinde anlatılıyor.
o kadar uzun ve gereksiz yazmaya ne gerek vardı acaba? ismiyle içeriği uyumsuz. bazı olayları ne diye koymuş kitaba anlamadım. kitap o kadar hacimli ki işe yarar kısımları belki yüzde ondur. sevmedim sevemedim.