2010 un ortalarına yaklaşılan şu günlerde çayın hala bisküvi bandırılarak içilmesi cool bünyeleri geriyor. özellikle kıraathanelerde bunu çok yapıyorlar, kıtlama şekerden bile vahim bir durum vallahi. geçen bir kıraathanenin önünden geçiyorum, bir baktım çaya petibör banan bir grup insan. o an tepem attı, tam sefolara bağıracakken iki tane taş gibi turist;
+ hello, bunların yaptığı da ne olmak böyle?
- ee, şey. adettendir, her gördüğümüz şeyi çaya banarız biz.
+ hmm, şey... benim parmağı da banmak çaya?
- ne demek şekerim, tüm cooliyetimle.
diyerekten malikaneme götürdüm onları, ama unuttum sanmayın bisküviciler, bir gün bu olayı yapana en büyük cezaları getirmezsem bana da cool adam demesinler!
devirle alakası olmayan bir durum. bence ilk yapılan bisküviler çok durmuş fırında ve sertleşmiş beklemekten. sonra yerken zorlanınca yumuşatmak amaçlı kenarda bekleyen çay bardağını göze kestirip bir hamleyle daldırmışlar bardağa...hoşa giden bu sonuç babadan oğula anadan kıza çarttan çurta derken yaygın bir davranış olmuş
Amerika'da çaya bisküviyi nasıl banarsan daha rahat yersin diye üniversitede araştırma yapmışlar*****. Demekki neymiş, çaya bisküvi bananlar bir tek türkler değilmiş.*
bi kendini tamam zanneden, bi kendini akıllı görüp, cool olduğunu düşünen tespitçinin allahı kişilerce yaftalanan kimselerin yaptığı eylem. söz konusu olan kişisel zevklerse eğer, bunun devri zamanı olmaz arkadaş. bu her devirde yapılır, her devirde de beğenilebilir.
çayı seven bir insan değilim, bisküvinin de ıslanmışının iğrenç olduğunu düşünürüm o yüzden bunu yapmam ama yapana da; "aa salağa bak, çaya bisküvi banıyo kıro" demem. kişisel zevklerdir bunlar. bana yedirtmeye kalkışmadıkça ben böyle bir duruma karşı çıkmam, karşı çıkma hakkım da yoktur zaten. banane der, kişilerin zevklerine saygı duyar, otururum yerime. insanları sınıflandırmak, yaftalamak konusuna gelince iş çok kolay. bunu dini, siyasi konularda rahatlıkla yapabilirsin ama kişisel zevklere lütfen bi bokmuşuz gibi dil uzatmayalım, karışmayalım.
eskiden daha çok yapılan olaydır, çaya bisküvi banmak. lakin bu zamanlarda insanların monotonlaşan hayatlarında ne yazık ki böyle küçük eğlencelere yer yok.
sonra eskiden kıstırma yapmak vardı. ben hatırlıyorsam siz hayli hayli hatırlarsınız. daha ben 5-6 yaşlarındayken yapardık. ne alakaysa özellikle elektrikler kesilince yapardık. iki bisküvinin arasına bir adet lokum kıstırıp yerdik.
vay annasssını yeaağ.
her şey ne de çabuk değişiyor.
Çocukluğumuz da nadir alınan bisküvileri, hemen bitmesin diye yavaş yavaş çaya bandırarak yerdik. Belki bir keyif belki farklı bir tattı ama asıl mesele yavaş yavaş tadına varmaktı.