muhtemelen internetten haberi olmayan ya da bu teknolojiyi kullanamayan insandır. ya da duyusal bir bağlılığı vardır.
diğer ihtimali söylemek istemiyorum.
önündeki küçük ekranı sevmemiş, kütüphanenin o kocaman rafları arasında dolaşıp aradığını bulmaktan zevk duyan ve bunun için yeterli vakti olan insandır.
kütüphanenin sadece kitap olmadığının farkında olan insandır. belki de müzik odalarında takılıyordur ya da gazete/dergi okuyordur okuma odalarında. belki de o kocaman rafların arasında kaybolup gitmeyi seviyordur. internetin de asla kütüphanenin yerini tutamayacağının da bilincindedir bu insan.
pisliğin tekidir. devir kütüphaneye gitme devri midir sanki. yazıklar olsun denir bunlara halk arasında.
çok kötü gaza geldim. bu devirde kütüphaneye giden birini bulmaya gidiyorum. yüzüne tükürmek için. ** büyük ironi yaptım.
çok yönlü sanal dünya insanları kütüphanelerden uzaklaştırdı, ne yazık ki kitaplar tozlu raflara mahkum edildi. internetin hayatımızı kolaylaştırdığı ve faydaları olduğu gerçeğini inkar edemeyiz; dünyanın tüm kütüphaneleri elimizin altında ve bilgiler emrimize amade bu doğru...
fakat kitaplara dokunurken, sayfaları arasında gezinirken bambaşka bir dünyada hisseder insan kendini, kahramanlarla yer değiştirip hayal eder; kahramanların yerine koyarız kendimizi; konunun geçtiği ortamlara gider hayal ederiz hatta yaşarız oralarda... ne var ki sanal ortamlar öyle değil; çünkü internette bir çok şeyi görme imkanımız olduğundan hayal kurma fırsatı vermez... insan iç dünyasıyla başbaşa kalamaz raflardaki kitaplar gibi...
Kitap yalnızlığı paylaşır, oysa internet yalnızlaştırır...
densizdir densiz.
sen sözlüğe girip abidik gubidik başlıklar açarak saçmalayacağına, yok x i y yapan z nin maceraları, yok bu devirde hala k * yapan insan diye, kalk kütüphaneye git.
iş mi bu yaptığın.
oysa saçmalamak, bilmediğini cümle aleme göstermek ne güzeldir. eğlendirdiğini sanmak, popüler olmak için ota püsüre başlık açmak dururken ne işin var tozlu rafların arasında.
bulun da bir tane, topluca dövelim.
kütüphanede laptop kullanarak wireless'la internete bağlanan hem teknolojiyi hemde kütüphanenin sessizliğini bir araya getirerek müthiş bir birleşmeyi etkin bir biçimde gerçekleştirmiş öğrenci çeşididir. öyle ki verimli de çalışır bu öğrenci. **
kitap kokusuna aşık olan insandır. o kitabın ve o kitaba her dokunan elin bir hikayesi olduğunun ve o hikayenin o anda ellerinde olduğunun farkındadır. kendisi gibi kitaplara aşık insanlarla bir arada olmaktan haz duymaktadır. daha onlarca sebebi vardır ama saymaya değmez çünkü sen bunu sorgulayan insan, sen bunu anlayamazsın.
o kokuyu solumayan insana nazaran, çok daha istekli, arzulu, sessizliği seven, anlık hayattan kopuşlara bayılan insandır. ayrıca artık kütüphanelerde de internet var. oradan, özel üyeliklerle belirli veri bankalarına, e- kütüphanelere ulaşılabiliyor.
muhtemelen laptop u vardır. okul kütüphanelerinde artık wireliess var malum. bilgi araştırmak, ders çalışmak dışında şimdilerde okula yanında laptop götürüp cafelerde onca gürültü içinde nette takılmak istemiyorsa, kütüphaneye gidip orda nete giriyordur. en azından ege üniversitesi merkez kütüphanesi içinde bunu yapan bir sürü kişi olduğunu söyleyebilirim.
zaten başka çaresi olmadığı gibi, doğrusunu yapan insandır. eskiden ekonomi bu kadar rezil değildi ki hacım, birini kütüphaneden okursak üçünü beşini evimize alıyorduk. şimdi aç karnımızı mı doyurabiliyoruz ki kitap alabilelim. mecburen her işimizi kütüphaneden görüyoruz. he. aynen öyle.