bilgisayarı kullanırken yaşadığı problemden ötürü sinirlenen birey sözü.
ben bu cümleyi kuranları anlamıyorum. önce "havan kime yabancı?" sorusunu soruyorum. atan atsın kardeşim, derdi bana mı? insanlar bu kadar neyin tribinde çözemiyorum. yaşadığın problemin çözümü mutlaka vardır, öncesinde sormayı denedin mi? daha telefonu açar açmaz "çıldırıcam artık, atacağım şimdi bu bilgisayarı pencereden aşağıya" türünde, son derece gerilimli bir insandan çıkan cümleyi duyuyorum.
diğer mesleklerde böyle şeyler yaşıyor mudur acaba?
doktoru ele alalım. sonuçta bilgi işlemciler bilgisayar doktoruysa, buna en yakın meslek insan doktorudur. gerçi şunu da unutmamak lazım; doktorlar insanın organlarına insan yaşarken müdahale etmek zorunda. insanların kapatma düğmesi yok, elektriğini kesemiyorsun. böyle bir dezavantajları var. neyse örnek verecek olursak; düşünsenize, bir annenin çocuğu uzun zamandır tedavi görüyor ama bir türlü hastalığı düzelmiyor. anne bu durumdan artık bezmiş bir şekilde çocuğun doktorunu arayıp şunu söylüyor; "bu çocuğu şimdi camdan aşağı atacağım!". son derece mantıksız, doktorlar yırttı.
inceleceğimiz sıradaki meslek; veteriner. o da bir doktor sonuçta... acaba sirkte çalışan bir fil eğitmeni, kendisini istediği hareketleri yapmayan file sinirlenip, veteriner telefonu açar açmaz "bu fili şimdi camdan aşağı atacağım" demiş midir? üstelik fil yani, fiziki kurallara aykırı. pengueni de atamazsın, çok sevimli. olmaz yani...
tabi tüm bunlar canlı örnekler... tamam öyleyse, hayatımızda olan başka şeylerden örnek vereyim.
araba... hangi oto tamircisi ustayı, yolda kalan bir sürücü aramıştır ki?
- alo, usta merhaba.
+ buyur gardaş.
- çok sinirliyim, yolda kaldım.
+ nerdesin şu an?
- ama acayip sinirliyim. şimdi bu arabayı camdan aşağı atacağım.
+ atmazsan topsun. at ulan. hatta geleyim oraya. al da at dercesine bir pas vereyim sana, öyle at.
- ama ustaaaa.
+ konuşma layn!
bu meslek gruplarının hiçbiri böyle sorulara maruz kalmaz. son derece fantastik hikayeler oldu. tüm bunlar yaşanırken, neden bilgi işlemciler bu olayla sürekli karşı karşıya kalıyor? bilgi işlemciler olarak isyan başlatacağız. "press any key" yazısını görünce "any key nerede?" diye arayan kullanıcıların elinden de bilgisayarını almak için çalışma başlatacağım. ferrasi'ne lpg taktıran adamın elinden arabasını aldılar ya, böyle bir uygulama başlatılsın. üst kattaki hülya teyze'min, kapalı bilgisayarımın monitörünü görüp "biz de serkan'a bilgisayar alacağız ama böyle siyah beyaz değil, renklisini alacağız" dediği an, ben hülya teyze'yi camdan atmak istedim mi? bilgisayarların hala siyah beyaz olabileceğini sanıyor. keşke olsa, fanatik beşiktaşlı'nın fanatik bilgisayarı olur... ama ne mümkün, teknoloji artık aştı kendini.
(bkz: bilgisayarı camdan attıracak durumlar)
arayacağım microsoft'u. bu başlığa entry yazan, soykırım yanlısı ne kadar yazar varsa toplasın evden bilgisayarlarını. hepsi potansiyel bilgisayar katilidir. kimbilir o bilgisayar o evde neler çekiyor, ne tür şiddetlere maruz kalıyor. klavyede tuş basmayınca tuşa abananlar mı istersin, mouse'un sağ tuşuna sürekli basıp daha sonra yenileye basanlar mı? yahut kasadan fan sesi gelince patara kütere kasaya girişenler mi? içim fena oluyor, kelimeler kıyafetsiz kalıyor... üşüyor bütün harfler. amd işlemcili notebook bile ısıtamaz...
bu kadar istekliyse insanlar, olimpiyatlarda yeni bir spor dalı çıksın. camdan bilgisayar atmak... hafif siklette dizüstü bilgisayar, orta siklet masaüstü, ağır siklet ise server'lar... böyle yarışmalar düzenlensin. sonra piliç çevirmeye bakan tavuklar gibi, bilgi işlemciler oraya baksınlar. gidiyor güzelim bilgisayarlar desinler. kim kazanırsa ona madalya verilsin. bir tarafta üzüntü, diğer tarafta sevinç. mutluluktan ve hüzünden ağlayanlar...
kimi çalışanlar server yavaş diye server'ı atmak istiyor. attığını düşünsenize... nice terminal pc'ler server'sız kalacak. sizin de ananızı babanızı camdan atsalar hoşunuza gider mi?
ama günün birinde en sonunda "bu bilgisayarı şimdi camdan aşağı atacağım " diyene "at lan o zaman" diyeceğim. sonra bilgisayar birinin kafasına gelecek, azmettiricilikten ben de hapse gireceğim. günün birinde gazetenin üçüncü sayfasında "kafasına bilgisayar kasası düşen adam tüm müdahalelere rağmen kurtulamadı ve ambulansta can verdi" diye bir haber okumayız umarım...
stadlarda anons yapılıyor; "lütfen sahaya yabancı madde atmayın, attırmayın" şeklinde. ben de çalıştığım her firmada bunun anonsunu yapıyorum. "lütfen camdan aşağıya bilgisayar atmayın, attırmayın" şeklinde. bilgisayarların üzerine sigaralarda olduğu gibi bu şekilde etiketler yapıştırmak lazım. "camdan aşağı bilgisayar atmak sağlığa zararlıdır".
hp laptop kullanıcılarının, en azından benim, en çok kullandığı cümle olsa gerek. camdan atayım da bari biraz soğusun. counter oynarken bile ısınır mı bir bilgisayar ya, yuh.