lisedeyken pek sormadığım, ama üniversite'ye geçince gereksiz gördüğüm hemen her şeyde hocalarıma sorduğum sorudur. aldığım cevaplar tatmin edici oluyor ve hemen hemen çoğu gerçekten kullanılıyor.
bilgi ölçme ve eleme yapılmak üzere düzenlenen sınavlara hazırlanırken bazı konularda detaya inilmesi sonucu insanın bıktığını belli eden söz öbeğidir.evet efendim o bilgiler gerçek hayatta birebir karşınıza çıkmaz fakat belli bir yere gelebilmeniz için rakiplerinizi eleyebilmeniz açısından bu bilgilere ihtiyacınız vardır.
O lisedeki o kadar Orhun Kitabelerinin, destanların, milattan önce bilmemkaçıncı yüzyılda yapılan antlarşmaların günümüzde tek pratik kullanım alanı anal yolla monte olur ancak.
O bilgi harmanlanmadan bir işe yaramaz. Harmanlayıp sosyal hayata entegre edilmeye çalışılırken edinilen tecrübelerle birlikte dikenli yollardan geçme niteliği kazandırır o bilgi denilen şey.
bu başlık yıllar önce gördüğüm bir karikatürü aklıma getirdi. çizim şöyle. bıyıklı, göbekli, göğsünden kılları taşan tütülü bir bale kıyafeti giymiş bir tip hayal edin. ettiniz mi? işte o tip, kolları havada kuğu gölünden olduğunu tahmin ettiğim bir figür yapmaya çalışırken, (zaten başlı başına komik olan o tip) şöyle diyor: hocam bu öğrendiklerimiz gerçek hayatta ne işimize yarayacak?
Klişe bir öğrenci söylemidir. Eğer kişi üniversite öğrencisi ise liseden kalma alışkanlığını devam ettiriyor demektir. Çoğu kez bir bahane olarak kullanılır. Lise dönemlerinde bazen bu bahane "bu öss'de çıkmayacak" gibi alternatif çözümlerlede desteklenmiştir. Belli bir süre bu soruları sorup, yıllar yılı geçtikçe bu durumu kabullenip, sisteme boyun eğilir ve sadece üç saatlik bir sınava cevap verebilmek için kafanın içini gerekliliğini düşünmeden hatta direk düşünmeden beynimizi doldurmamız istenir ve bunu bazılarımız başarır bazıları başaramaz.
Artık bu soru çoğumuza çocukca gelsede yine de çoğumuza acı anılarımızı hatırlatmıyacağı gerçeğini değiştirmez.
klasikleşmiş taşak geçme lafıdır. bir arkadaş çıkar ve hırsla birşeyler anlatmaya başlar analtır anlatır ilginizi çekmez ve bunu dersiniz. tam o anda karşıdakinin yüzü görülmeye değerdir.kısacası göt olmuştur.
pragmatist bakış açısının bir sonucu olarak ortaya çıkan, eğitim sistemine yapılan en klişeleşmiş eleştiridir.
soru: mozambik'in dünya haritasındaki yerini bilmek ne işime yarayacak?
cevap: mozambik'in dünya haritasında nerede bulunduğunu bilmene yarayacak.
mesele budur.
okullarda kişisel yeteneğe göre eğitim verilmemesinden dolayı öğrenciler arasında klişeleşmiş ve bu eğitim sistemi böyle giderse hep söylenilecek ünlem cümlesidir.
sanırım normal bir insan olarak devam ettireceksek yaşantımızı okulda öğrendiğimiz pek çok bilgi işimize yaramayacak..misal türev..ne işin olur çocuğunla oynarken türevle???yemek yaparken attığın tuzun hacmini mi hesaplayacaksın ya da?bırakın bu işleri..
suyun kaldırma prensibini öğrenmenin amacı, bütün gün hamamlarda yıkanıp ' ahanda çıktı tas yukarı ' demek değildir elbette. ya da doğum günü pastasının alanını hesaplamak için öğrenilmez matematik. amaç sistematik düşünmeyi öğrenebilmektir, problem çözme yeteneğinin geliştirilmesidir. bu anlamda her bilginin mutlaka bir şekilde faydası olur kişiye, hem de hayatın en gerçeğinde.
balerin, ressam, ses sanatçısı ya da tiyatro oyuncusu olmak isteyen bir insana, zorla logaritma öğretmeye çalışan bir sistemde, mecburi olarak sorulan bir sorudur.
öğrencilik hayatım devam ettiği sürece sormaya devam edeceğim soru. bu soruyu (bkz: bu bilgi gercek hayatta ne isime yarayacak)sormayan öğrencinin öğrenciliğinden şüphe etmeme neden olacak sorudur.