Dostum âlem seninçün ger olur düşmen bana
Gam degil zira yetersin dost ancak sen bana
Aşka saldım ben beni pend almayıp bir dosttan
Hiç düşmen eylemez anı kim ettim ben bana
Can ü ten oldukça benden derd ü gam eksik degil
Çıksa can hak olsa ten ne can gerek ne ten bana
Gamze tigin çekti ol mah olma gaafil ey gönül
Kim mukarrerdir bu gün ölmek sana şiven bana
Ey Fuzuli çıksa can çıkmam tarik-i aşktan
Reh-güzer-i ehl-i aşk üzre kılın medfen bana
GÜNÜMÜZ TÜRKÇESiYLE
Dostum, eğer senin yüzünden herkes bana düşman olsa da gam değil, buna üzülmem. Çünkü dost olarak yalnız sen bana yetersin.
Ben kendimi bir dosttan öğüt almadan (onun öğüdünü tutmadan) aşk âlemine attım. Benim bana ettiğimi hiçbir düşman etmez.
Bu can ve ten var oldukça dert ve gam eksik olmaz. Can çıksın, beden de toprak olsun, bana ne can gerek ne de beden.
Buluşmanın değerini bilmeden, ayrılığın belâsını çekmeden sevgiliden ayrı kalmanın karanlığı pek çok insana aydınlattı.
Aşk, âşığı her ne kadar üzüntülere, acılara boğsa da bu uğurda çekilen sıkıntılar ile âşık olgunlaşır, aşk onu yüceltir, böylece pek çok hakikat ortaya çıkar.
Ey bahçıvan! (Senin bahçendeki) selvi ağacı ile gül bana duman ve ateş gibi gelir. Ben gülbahçesini ne yapayım! Gülşen sana, külhan bana olsun!
Selvi ağacı şekil bakımından, yukarıya doğru uzayan boyu yönüyle dumana, gül de kırmızılığı dolayısıyla ateşe benzetilmiştir. Külhan, hem ateşin hem de dumanın bulunduğu ocaktır.
Ey gönül! O ay yüzlü güzel, keskin yan bakışı kılıcını çekti. Sakın gaflete dalma, dikkatli ol. Bugün sana ölmek bana da yas tutmak karara bağlanmıştır.
Ey Fuzuli! Can çıksa da ben aşk yolundan çıkmam. Bana (öldüğümde) âşıkların gelip geçtiği yol üzerinde bir mezar yapın.
Şimdi buraya nasıl biri olduğumu ,ne hayaller kurduğumu,neler yapacağımı, neler yapmayacağımı düşünüp yazardım ama uyumam gerek.
Not: Oblomovluk yapıp ismimi bile bitirmemiş birisiyim