aslı bu yol nereye giderdir ama tartışmalardan sonra yıl bilmem kaç hala bir erkeğin bir bayanla yan yana oturma muhabbetini yapıyoruz. utanmıyoruz. ya da bir soru utanmıyor muyuz? Atatürkün bay- bayan öğretmen grubuna hitabından sonra onları oraya toplayan beye der ki? bayan öğretmenler neden ayrı oturtuldu? kendinize mi güvenemiyorsunuz yoksa hanımlara mı?
peki bu ülke nereye gider. bu şekilde hiç bir yere gitmez. normali budur. hep öğrettikleri gibi elalem uzaya gider ama biz hala bir otobüste erkeğin ya da bayanın yanına oturacağım diye iki km öteye gidemeyiz.
Sağcı-solcu diye zamaninda birbirine düşüren bir güç.Şimdi ise dinci ve laik diye ülkeyi bölmeye çalışıyorlar ve bunuda başarıyorlar sonuçlar apaçık ortada bu ülke böyle hiç bir yere gidemez.
yıllardır bir yere gitmeyi beceremeyen köprü formatlı coğrafyanın üzerinde yaşayan insancıkların içsel konuşma balonunun içindeki anason kokan soru cümlesi. hem kültürel, hem sosyal, hem dini, hem de coğrafi olarak bir geçiş zonu olmuş, eğrisiyle, doğrusuyla, yobazıyla ateistiyle, orospusuyla, hırsızıyla saf ama hin insanlarıyla, dünya literatürüne örnek olacak toplumsal refleksleriyle bu ülke kaotik bir cennet olup patlayan bombaları, akan kanları bir yanda kendine has kural tanımaz nev-i havasına münhasır kurallarıyla merak etmeyin hiç bir yere gidemez. ne avrupalı olur bu ülke ne de arap. gökkuşağıdır bu ülke... kimse tek renge boyayamayacağı gibi tek yöne de götüremez.
bu ulkenin gittigi yer, icerisinde 30 tane erkegin bekledigi sivastaki bir evin yatak odasidir. kapi calinmis iceri girilmistir. icerdeki manzara gorulunce sadece su soylenebilir: sikmeseler bari. maalesef artik hersey icin cok gec, acimasa bari.