şöyle ki efendim; elinizi yumruk yapıp yumruğunuzun dış tarafını buğulu otobüs camına patates baskısı yaparmışcasına kıpırdatmadan dayayıp izini çıkarınız. çıkan iz ayak tabanına benzeyecektir. bu tabanın üst kısmına sırasıyla baş, işaret, işaret, işaret ve küçük parmaklarınızı kullanarak beş adet parmak yapınız, işte size ayak izi... aynı şeyi diğer elinizle de tekraralayınız ve bu izleri sanki adım izleriymiş gibi peşpeşe sıralayınız.
hem yapması, hem yapanı seyretmesi eğlencelidir. sizi seyredenler önce "bu deli mi?" dercesine bakar, ardından mutlaka gülümserler. insanları gülümsetiniz. siz indikten sonra binecek olanlar da gülümseyeceklerdir emin olun. biri silene dek o izler sanki minicik bir insan camlarda dolaşmış gibi orada durur, hoş olur.
tıklım tıklım olan otobüste, yolcuların çoğunun yaşlı kesim olması ve sarımsak, soğan, ağır rakı kokusu... ve o bünyelerin soluyarak otobüs camlarını buğulandırmaları...
metrobüste önümde oturan iki adamın buğulu cama ampul resmi çizip altına hamdolsun teğet geçti yazıp beni ve tüm metrobüsü olmasa da yarısını kopardığı günden beri yaptığım eylem *