Adams 15 Ekim 1959 da Otranto da dünyaya geldi. Babasının diplomat olması nedeniyle çocukluğu hep seyahatle geçti. ingiltere, Avusturya, Portekiz ve Israil deki askeri okullara gitti. 12 yaşındayken annesiyle babası ayrıldı ve annesiyle birlikte Vancouver, British Columbia da yasamaya başladı. O zamanlarda kendi kendine gitar çalmayı öğrendi ve müzisyen olmaya karar verdi. 16 yaşında okulu bıraktı ve üniversite harcamalarına ayrılan parayla kendine bir piyano alarak çeşitli gruplarla çaldı. Kanada lı müzisyenin toplam 45 milyon satan albümleri tüm dünyada 1 numara olmayı başardı ve dünyanın en basarili müzisyenleriyle birlikte çalışmalar yaptı.
Everything I Do, I Do It For you hiti, Ingiltere müzik tarihihin en uzun süre 1 numarada kalan sarkisi ünvanina sahip. Ayrica Heavens , Everything I Do All For Love ( Rod Stewart ve Sting ;le birlikte) ve Have You Ever Really Loved a Woman sarkilariyla da dört kez Amerika listelerinin en basina yerlesti. Kendi ülkesi Kanada da Order Of Canada unvanıyla onurlandırıldı. içten ve iyi hazırlanmış canlı performanslarıyla da hayranlarının gönlünde taht kurmayı başaran şarkıcı, hayır kurumlarına yaptığı bağışlarla da dikkatleri üzerine topladı.
1992,93,94 yıllarını kapsayan dünya turnesinde satılan kartpostallarla dinleyicilerini, hükümetlere mektup yazarak bir balina sığınağı kurulması için istekte bulunmaya teşvik etti. Aldigi bir çok ödül arasında bir Grammy ve bir Amerikan Müzik Ödülü bulunan sanatçı, ayrıca filmler için yaptığı müziklerle de defalarca Oscar a aday gösterildi.
insana aşık olduğunu bu kadar derinden hissettiren başka bir ses varmıdır bilmiyorum. everything i do, please for give me, all for love, have you really loved a woman ve niceleri hep o küçük adamın kocaman yüreğinden çıkmıştır..
yüzünün bir tarafı fena çiçek bozuğu olduğu için genellikle diğer tarafının görüneceği fotoğraflar çektiren, maalesef altın çağını geride bırakmış, önemli müzik adamı.
1980 lerdeki saf rock müziğini değiştirmediği için 2000 lerde karşımıza çıkmayan çok büyük şarkıcıdır kendisi. Hayranları bu değişmeme durumuna pek sevinirler ki onların içine ben de dahilim. Ve Ayriyetten Türkiye'deki ilk stad konserini veren yabancı şarkıcıdır kendileri.
çelik, hande yener, serdar ortaç vs. gibileri dinleyerek gençliğini tüketen kimselere* gerçek pop-rock müziği tanıtmak ve sevdirmek istiyorsanız işe bryan adams'la başlayın. the best of me albümü bunun için çok idealdir.
operanın efsane isimlerinden luciano pavarotti ile yaptığı düetler kimi müzik eleştirmenleri tarafından alaya alınsa da bence müzik tarihine geçen hoş anektodlar olarak akıllarda kalmıştır.
all for love da iyiydi aslında ama aşağıdaki video da o sole mio yu okumaya çalışan bryanımızın hafif sıçışlarına şahit olabilirsiniz. ancak şunu da eklemeliyim ki sesiyle para kazanan bir rockçının alaya alınma olasılığını bilerek pavarotti gibi bir isimle aynı sahneye çıkması bile eşi görülmez bir cesaret örneğidir.
11 adlı 11. stüdyo albümü çıkmış müzisyen kişi..evet albüm geçen albümü room service e göre oldukça güzeldir bryan eski günlerine dönmektedir efenim dikkat çekerim she's got a way ve oxygen adlı şarkılar süperdir..
mütevazı soft rockçı abi. konserlerde ayrı bir coşar coşturur ve pek çok hit parçası bulunması sebeiyle konserleri de oldukça enerjik ve katılımlı geçer, bu yönleriyle tam bir konser adamıdır.