https://galeri.uludagsozluk.com/r/1482905/+
Sakin bir sehir. Bir bruksel değil, olmasin da zaten. Bruksel, istanbulun bağcılar'ı. Burada meydanda oturup kafa dinleyebilirsiniz. Avrupanın her yeri aynı zaten, dik keskin mimarili binalar falan filan ama brugge'de daha baskin; zaten mimarisiyle ünlü. Hepsi aynı kısaca ama yine de geziyoruz işte.
son zamanlarda eşin dostun instagram fotoğraflarında sık sık arka fonu süsleyen şehir. baya baya trend tatil noktası...
şehrin en büyük özelliği, 2. dünya savaşı sırasında hiç zarar görmediği için o dönemlerden bu yana mimarisinin hiç değişmemesi. yani öyle apartman falan değil de eski eski taş evler, kanallar, paket taştan yollar falan. genel olarak şehrin en büyük özelliği bu. özet olarak yaldır yaldır ortaçağ mimarisi...
tabi ki gezilesi görülesi yerleri mevcut ama görülecek yerlerde ortalama bir avrupa şehrinde bulabileceğiniz katedraller, tarih müzeleri ıvırlar zıvırlar...
şehirde ne yenir ne içilir sorusunun cevabı; çikolata ve bira. brugge bu konuda belçika'nın tamamı gibi eşsiz bir deneyim imkanı sağlıyor. o yüzden abidik gubidik ne kadar yerel bira varsa deneyin. özellikle blonde biralar çok başarılı. çikolata konusunda, şehrin sağında solunda bol bol çikolatacı mevcut zaten...
gece hayatı pek yok. zaten şehirde gece hayat yok... dükkanların hepsi güneşin batmasıyla birlikte kapanıyor. yerel publar belli bir saate kadar açık. bir de gece klübü var ancak asmalı mescit'te bulabileceğiniz alelade mekanlardan farklı değil. zaten insanlar da öyle bir eğlence anlayışı da yok. içeride kız erkek stand'ların başında birer bira içip birbirlerini kesiyorlar... gitmeyi planayanlar için gloot vlaenderen diye bir cocktail bar'ını önerebilirim. çok şık, çok başarılı cocktail'leri var, ve öyle bir atmosfer için fiyatlar çok pahalı sayılmaz.
sonuç olarak brugge küçük, şirin, yaldır yaldır tarih kokan, görülesi bir şehir ama 2 günden daha uzun süreli bir tatil planlayanlar için yanlış bir tercih. daha çok belçika, hollanda, fransa taraflarına yolunuz düşerse 1 geceliğine uğranabilecek bir yer...
orta çağda fransız kraliçesinin sokaklarında yürürken kendini köylü gibi hissettiği mekan. flaman şehridir volonlardan nefret ederler. iyi de yaparlar (bkz: domuz fransızlar)
gördüğüm en orjinal avrupa şehirlerinden biridir. gidersen :
kwac birası iç yani çok bi dalgası yok bardağı enteresan gerçi ama iç işte maksat muhabbet dönünce içtim olum ben dersin.
güzel fotoğraf makinan varsa kesin al yanına dolu şarjla.
yazın yada son bahara doğru git.
2 geceden fazla da kalma kusarsın sıkıntıdan.
geceleri kaybol sokaklarında.
4-5 sap gitme. romantik yer orası böyle kız arkadaşınla yada karışık arkadaş grubuyla git bence.
oradan sonra trenle 1-2 durak daha git ingiltereye doğru bak deniz kenarından.
şehir çok güzel, ona söz yok. ancak biraz fazla abartıldığını düşünüyorum. ayrıca bu popülerlik kendisine hafiften bir pahalılık katmış. ama görülmeye değer yine de.
brugge'e ulaşımı charleroi havaalanından flibco'nun otobüsleriyle sağladım ben. 2 ay önceden aldığım için bileti 10 euro ödemiştim. eğer son dakika alırsanız fiyat 17 euro'ya kadar çıkıyor. otobüsler gayet konforlu ve yaklaşık 2 buçuk saatte ulaştırıyor brugge'e. sürenin bu kadar uzamasının sebebi, otobüs gent'e uğruyor oradan yoluna devam ediyor. brugge'e vardığınızda otobüs sizi merkez tren istasyonunun hemen arkasına bırakıyor ve ön tarafa yürüyerek belediye otobüslerine ulaşabiliyorsunuz.
şehirde her yere yürümek mümkün. yalnızca şehre ilk vardığımda merkeze gidebilmek adına otobüs kullandım, onun dışında tamamen tabanvay. tek otobüs biletinin 3 euro olduğunu belirtmekte de fayda var.
merkeze 10 dakika yürüme mesafesindeki snuffel hostel'de geceliği 16 euro'ya konakladım. içinde kahvaltı da vardı ki avrupa standartlarını ve bir hostel olduğunu baz alırsak cidden güzel bir kahvaltısı vardı buranın, gidecek olanlara kesinlikle tavsiye edebilirim.
benim brugge'de en hoşuma giden çikolata müzesiydi şüphesiz. müzede çikolatanın tarihi baştan sona anlatılıyor ve girişte bir çikolata hediye ediyorlar. ayrıca müzeyi gezerken ufak çikolata makinalarından istediğiniz çikolatayı tadabilirsiniz, cidden tadı efsane her birinin.
belçika denince akla ilk gelen şey waffle oluyor haliyle. ben "books & brunch" adlı şirin bir cafe'de deneme şansı buldum ve gerçekten diyecek söz yok, efsane. orada waffle'ı deneyince, "türkiye'de yapılan şey waffle falan değil" diyorsunuz. fiyatı ise oldukça uygun. 4 euro tanesi.
patates kızartması ise belçika'nın bir diğer ünlü yiyeceği. ama ben bunun çok abartıldığını düşünüyorum. evet güzel yapıyorlar ama destansı bir tarafı yok. yemeseniz de olur hatta.
bunun dışında biraları ise oldukça leziz. vişneli olan biralar gerçekten güzel. fiyatlar ise yine uygun. old town'ın kalbi diyebileceğim konumda 3-4 euro'ya gayet leziz biralar içebilirsiniz.