büyük senfoni bestecisi anton bruckner'in tamamlayamadığı son senfonisidir. re minör tondadır, ilk üç bölüm tamamlanmış, son bölüm ise taslak halinde kalmış, bitirilememiştir.
bilindiği gibi bruckner, aşırı mütevazi, sesini çıkarmayan, sinirlenmek nedir bilmeyen, neredeyse ürkek diyebileceğimiz bir adamdı. benim asla çözemeyeceğim şey ise, böyle bir adamın senfonilerinde nasıl da dünyanın en güçlü ve kudretli bir insanı gibi kükrediği, haşmetli ve asil bir müzikal dünya yaratabildiğidir. sanki, gerçek dünyaya karşı son derece korkak, ama müziğinin dünyasında tam tersi.
kanımca bruckner, gücünün doruğuna 9. senfonisi'nde ulaşmıştır. bilindiği gibi bu senfoniyi, ölüm yatağında yazmıştır, doktorunun çalışmaması konusunda ciddi bir biçimde uyarmasına rağmen. rivayete göre, bir muayeneye geldiğinde doktor, odasına girmeden önce onu gizlice dua ederken seyreder: zavallı dahi Tanrı'ya yakarmaktadır: "Tanrım, görüyorsun ki son eserimi bitirmeye çalışıyorum, ama yeteri kadar güç bulamıyorum, sadık kulun olarak yalvarıyorum, canımı almadan önce bana birazcık daha süre ver..."
1. bölüm yaylıların fısıltıları üstüne 8 kornonun duyurduğu mistik bir çağrıyla başlar. ardından bir gelişme başlar ve sonuçta bütün orkestranın heybetle duyurduğu ana temaya varır. arkasından gelen ani suskunluk ve endişe dolu bir geçişin ardından, lirik bir tema kemanlardan duyulur, ortamdaki gerilimi azaltır. ancak bu huzur da çok uzun sürmeyecek, oktavlar aracılığı ile duyurulan üçüncü temanin hasmeti etrafa hakim olur. bunu, bölümün genel bir gelişim kesiti izler, ardından ilk tema, bu sefer üç forte nüansla, engellenemez bir şiddetle gelir, sanki bruckner merdivenlerden ağır ağır çıkmaktadır, Tanrı önünde hesap vermeye doğru.
2. bölüm şeytani bir danstır. scherzo adının verilmesine rağmen (italyancada şaka anlamına gelir), hiç de güldürmeyen, ölülerin dansını andıran, olsa olsa kara mizahın yer aldığı bir bölümdür.
3. bölüm bestecinin yazdığı son sayfalardır: yaylıların esaretli başlangıcı, artık ölümün yaklaştığını hissettirir bize. ardından yaylıların geliştirdiği bir geçiş ile tüm bakır üflemelilerin duyurduğu bir koral, gökten gelen bir çağrıyı andırır. fakat arkasından gelen bir sessizlik ile wagner tubaları'nın duyurduğu, bestecinin "yaşama veda" adını verdiği tema ise, ölümün "ben buradayım!" dediğini hissettirir... bölümün son dakikalarına doğru dakikalarca süren bir ses yoğunlaşması, gelişme, uyumsuz notaların yer aldığı ve dinleyenin içini burkan 9 sesli bir akora bağlanır: bu çığlık, bestecinin kalan son gücünü de alır ve ardından geriye sessizlik ve son nefesi bekleyiş kalır...