"şimdi rahmetli bruşliylen bigün kahvede oturüyoruz, kendisi bir spor arabası var, yarış arabası var..
elee* mevzu açıldı.. dedim bruşli.. "ne var" dedi, dedim "ben sana 180 kilometre sür'at veriyurum, iki dakka da sana avans veriyurum. sen 180 len git, ben koşarak senlen geleceem"
"olur mu senbrsen? nediyosun?"
"kardeşşim, ben sana bunu diyorum.buyrun !?"
adam baktı, bruşli bahtı bana, "yaw" dedi, "sen nası benle koşacahsan 180 kilometreylen? bana iki dakka da avans veriyursun?"
"buyur kardeşim" dedim, "aha yol" dedim.. "devam et.."
bu da, bastı.. bu bastı.. bi baktı ki ben penceredeyim <korna sesi>
ben buna bi tane çaldım, ensesine.. taam mı..
"rahmetli" dedim, "nassın??"
"ahmet" dedi, "senlen uuraşılmaz yaav dedi sen nasıl adamsın yaav dedi..180len gidiyorum sen nasıl benlen koşuyorsun pencereden geldin benim esneme* vurdun yaaa senlen uğraşılmaz kardeşşim ya"
ama, rahmetli brus ağa iyi adamdı, allah rah- yerini şeyetsin, guzel bi arkadaştı. neşeliydi bruşli, neşeliydi. guzeldi. biyandan baktı ki ben pencerenin önündeyim, ensesine bi tene vurdum yaav dedi ahmet teslim teslim sana teslim! senlen uuraşılmaz yav dedi.. ama rahmetli, üüüvüf cok güzel bi- ama çinliydi, eyi adamdı. cok guzel bi- neşeli bi adamdı.
çinliydi, japonluydu çinli miydi japon muydu bilmiyorum ama guzel adamdı. allah rahmet eylesin."