duygusal savaş oyunudur. oyunda başladıktan kısa bir süre sonra kendinizi gerçekten orada hissetmenize neden olabilecek oyundur. hatta kendi cenazenizi bile görebilirsiniz bu oyunda.
dinlerken kendimden geçtiğim dire straits şarkısı. gece gece açıp uzaklara daldım yine. çok içten gelen, samimi bir tını var bu parçada. ilk defa da dinliyor olsanız sizi bir şekilde kendine çekiyor.
sanki güneydoğu gazisiymişim gibi her dinlediğimde içlendiğim enfes parça.başındaki klavye girizgahı resmen bir sis havası oluşturuyor bende.ardından da mark reyiz başlıyor ciğerimizi dağlamaya 'these mist covered mountains' diye.sözlerin arasına serpiştirilen o anlam dolu gitar riffleri sanki söylediği sözlerin müzik dilindeki karşılığı gibi.sözleri duymasan bile sözlerin vereceği o duyguyu alabilirsiniz.askere gittiğimde çatara patara savaşın ortasına düşmesem bile -gerçi ülkenin vaziyeti boktan,ne olcağı belli diil- her zaman kulaklarımda çınlayacak şarkı.bir diğeri ise :
insan psikolojisini tek bir dörtlükle özetleyen şarkı. o kadar çok hayalimiz, yapmak istediğimiz, sahip olmak istediğimiz şey var ki bunların peşine düşerken zaman hızla akıp gidiyor; sahip olduğumuz dünyamızı kaçırıyoruz. hep kafamızda başka dünyalarda yaşıyoruz. en azından şarkının bu dörtlüğünün bana hissettirdiği bu.
--spoiler--
there's so many different worlds
so many different suns
and we have just one world
but we live in different ones
--spoiler--
radyoda dinlerken tesadüfen bulduğum o harika nadir parçalardan biri. her ne kadar geç keşfetmiş olsamda fantastik ingilizceme rağmen bana bu şarkıyı bulmam da yardımcı olan google teyze seni de unutmadiiikkk
salaş bir restoranda yemek ne kadar güzelse,
salaş bir şarkınında ne kadar güzel olduğu ortada.
mahalle aralarında kalmış bir esnaf lokantası gibi bir şarkı,
notalar sadece o aşçının elinde o kadar güzel geliyor.
her an dinlenmesi gereken bir dire straits şarkısı.