kaynar suda en fazla 1 dakika haşlanmalıdır. uzun süre haşlanması halinde vitaminlerini kaybeder. maalesef genelde hamur kıvamına gelene kadar haşlanıyorç
Bugün eczanede çayına denk geldiğim sebze. Yeşil çayla karıştırmışlar, yapmasalar iyiymiş, genelde yeşil çayın karıştığı her yere şeytan da karışıyor, bok gibi bir şey anam.
Yine de aldık, ofisteki herkes veremli gibi öksürüyor, belki biraz iyi gelir.
en sevdiğim sebzelerden biri. sevmeyenlere öneri: zeytinyağı, limon ve sarımsağı karıştırarak bir sos hazırlayın. brokolilerinizi önceden haşlayın ve hazırladığınız sosu üzerine dökün. tek kelimeyle muhteşem oluyor.
türk erkeğinin %99 unun sevmediği sebze. neden? çünkü bunu yapan kadınlarımız haşlayıp limonlayıp yağlayıp önlerine sürüyor. birincisi o şekilde güzel görünmüyor, hani lezzetli dahi olsa yiyesin gelmiyor. napacaksın evinin hatunu, sevdiceğinin bitanesi, etçil erkeğe kızgın güzel hatun... tabii ki de süsleyeceksin. havuç, kırmızı biber ve karnabaharla. havuçları yuvarlak yuvarlak doğra, ardından biberleri doğra, kaynattığın suyun içerisine at. bunlar biraz haşlansın, ardından dilimlediğin karnabahar ve brokoliyi de tencereye koy, ağzını kapat hep beraber haşlansınlar. sonra süz ve salata tabağına koy. kırmızı, yeşil, beyaz ve turuncunun ahengi başınızı döndürebilir. sos olarak, zeytinyağını ve limonunu bol koyun. isteğe bağlı sarımsak tabii.
Sebze degil çiçektir. Aslinda o uzerinde gorulen kucuk kucuk yuvarlaklae tomurcuktur. Ancak bizler henuz ciceklerini acmadan hasat edip yedigimiz icin sebze diyoruz.
keşke ismi kadar karizmatik olsaydın be broko.. nedense zayıf ve güzel mümessil hanım kızlarımızda bağımlılık oluşturan bu bitkiyle aramız hiç iyi değil. çek bi' sandalye dertleşelim şehzade.. efendim bu sebzemiz şekil itibarıyla karnabahar'ın amcasının oğluna benziyor olması hasebiyle son zamanlarımın korkulu rüyası. evet dostlar, annenin yenmemesine rağmen ısrarla pişirdiği brokoli zulmünden muzdaribim.
ben tabiat itibariyle timsahgillerden geliyorum. cüsse itibarıyla hastanede karıştırılma ihtimalim de yok, kasımda kim doğar ki lan zaten.. muhtemelen afrikada bir nehirden çalınıp bu güzel insanlara kakalandım, zaman içinde de insana benzedim. bakma öyle, mümkün bunlar. sonuç olarak et benim ana besin kaynağım. yok hakkaten öyle, domates bile yiyemeyen biriyim ben. gel gör ki kantarda 3 hanelere yaklaştığı boyutlara ulaşıncai annem korkuyla bu brokoliyi önüme koydu. aslında acayip etkili bir yöntem. benim gibi etçilleri yemeden içmeden soğutabilir. gerçi sonra damağımda bıraktığı tadı yok edebilmek için daha çok kendimi yemeğe verdim ama olsun; bana yan etki yaptı, başkasında tutabilir, orasını ben bilmem, eşi... öhöhöh sululuğa gerek yok..
işin aslı, brokoli öyle makyajsız da gelmedi önüme. çeşitli fabrikasyondan geçirilmiş, gelinlik giymiş genç bir kız gibi süslendirilmiş, saçları zeytinyağlanmış, vazgeçemediğim limon koluna girmiş, bilumum et yemeklerinin yandaşı olan maydanoz ve daha bir kaç çeşit tanıdık simayla harmanlanarak daha bir arkadaş canlısı, daha bir tanıdık hava verilmiş brokoliye.. ilk bakışta her şey çok güzel; ancak makyaj lan işte bunlar.. sabah olup da makyajı aktığında görmezden gelemiyorsun. acı gerçekle başbaşa kalıyorsun. çektik, biliyoz olum.. kendisinin o sıradışı tadı ve kokusu bütün yanındaki sunni güzelliklere baskın çıkıyor. dedim madem götü göbeği saldık anacım uğraşmış gelinlik kız edasıyla özenle süslemiş yemeği bi' deneyelim dedim; demez olaydım. nolurdu ''canım istemiyo, karnım tok'' diyip bakkal ramazan'la geyiğe diye çıkıp pideciye uğrasaydım. neyse, sadede geliyorum; çiğnemeye başlıyorum ancak bir türlü kursağımdan aşağı indiremiyorum meredi.. kursağım bana karşı geliyor, isyan ediyor, söz geçiremiyorum mirim vücuduma. ikna çabalarım da kifayetsiz kalıyor. bu sefer savaş planımı değiştiriyorum, çiğnemeden yutmaya kalkıyorum; ama brokoli dediğin ağaç gibi lan işte. biraz evvel kendisini almayan kursağa saplanıp kalıyor ve intikamını emsali mohaç meydan muharebesinde bile görülmemiş bir tarzda alıyor. öksürte öksürte anamı ağlatıyor.. böylesine de gururlu, istenmediği yere postasını koyuyor. olan yine benim diyete oluyor. başlamak üzere olduğum; ama bir türlü başlayamadığım diyetlerin arasına bir yenisi daha ekleniyor.
sonuç: yemişim diyetini. bir yemediğim o kalmıştı.
K vitamini kaynağıdır. K vitamini de kan pıhtılaşmasını destekler. Eğer brokoli türü yiyecekleri sarımsakla yiyorsanız bu durumda başınız belaya girebilir. Sarmısakın devreye girmesi sonucu pıhtı hücrelerinin, kümelenmesini etkileyerek kanama ihtimali oluşturur. Antikoagülan içeren bazı ilaçlar K vitamini zengini besinlerden büyük ölçüde etkilenir. Bu tarz ilaçları alırken K vitamini içeren besinleri tüketirken miktarı konusunda dikkatli olmakta fayda var. istemeden de olsa kanınızın daha çok veya daha az pıhtılaşmasına yol açmamış oluruz. K vitamini açısından zengin olan diğer yiyecekler lahana, kara lahana, ıspanak, turp ve brüksel lahanası ilk sıralardadır.
faydalı mı yoksa yararlı mı olduğu belirsizleşmiş masum bitki.
önce dediler ki brokoli yiyin bol bol... kanser riski %20 azalıyor falan. millet hücum etti.
sonra beyaz formalı, siyah çerçeveli gözlüklü, saçı kır ve dağınık bir profesör çıktı günümüzdeki brokoliler aksine kanser riskini artırır dedi çıktı... milletin kafası karıştı.