hayvanların cins diye 3000 tl ye satılması için zorla ürettiriyorlar. ayrıca tıpkı insanlar gibi hayvanlar da eşittir. hem cins kedi besledim hem de sokak kedisi. cins kediler daha seçici ve hastalıklara daha duyarlıdırlar. sokak kedileri ise daha çok sevecendir. bu yüzden illa scottish veya british shorthair vs alıcam diye tutturmayın. bu onlara yapılan bir işkence.
ilk annem görünce fırçayı bastı ve sonra üzülerek başkasına vermek zorunda kaldım astım çıkınca doktor kediyi hemen uzaklaştır dedi 1 hafta verecek güvenebileceğim birini aradım bulamadım doktorda kızdı ben sana demedim mi seni kötü ediyor diye kız arkadaşımda kızdı napıyım yavrucağı sokağamı bırakıyım. bende tanıdık çocuğu olmayan birine hediye ettim. ama halan üzgünüm tamda sohbet ederken kedim hakkında bu başlığı görmemde manidar. yaramı deştiniz. miskin ve obur bir kedi yemini yiyip gündüzleri uyuyor geceleri millet uyurken dolaşıyor kaç kere uykumdan etti. gece paldır küldür biyerlerden atlıyor gidip ayak altına kapı eşiği koridora yatıyor. şerro uyurken küt üstüme bir atlıyor elime yüzüme sürünüyor. birde bazen eşref saati geliyor ve sebepsizce size saldırıyor gibi üstünüze atlıyor felan. istemezse size kendini sevdirmez. ama çok sevimli ve uysal. tekir kediler gibi değil daha evcil sakin. kardeşimin orkide çiçeklerinin hepsinin ağzına etti. perdeleri yırttı yeni alınan koltuk takımını cırmaladı. evde bu arada muhabbet kuşu ve akvaryumda vardı. en son beni evdekilerle papaz etti. 5 yaşındaki kardeşimde habire rahatsız edince. yani sizi ufak yaramaz bir çocuğunuz var ve her ortamda dıslanan insanlar gibisiniz. ha nerde sosyetik kız var bu kedi itemleri gibi bir tane bu kediden var. aşırı pahalı bir cins kedi zaten kedi bakmak pahalı yemi takviye gıdalar felan aşısı tırnak kesimi cartu curtu masrafı bitmiyor. bu arda hayvanların parayla satılması canilik. insan çocuğunu ha parayla satmış ha kedisinin yavrusunu.
2,5 yaşında bir tanesine ev sahipliği yapıyoruz yaklaşık 2 aydır. benim hayatımda gördüğüm en asil hayvan. inanılmaz zeki, inanılmaz seviyeli, inanılmaz sevecen ama asla yılışık, yakala ya da soytarı değil. tam bir ingiliz.
kendisini sevdirmek istediğinde bacaklarıma dolanıyor, önümde yatıp takla atıyor ama hiç kucağa çıkmayı sevmiyor ya da ben oturduğumda gelip sırnaşmıyor. kendini sevdirip bir metre yanıma yatıyor. 4,5 yaşındaki kızıma hiç agresif davranmıyor. çok uyumlu.
yalnız bu saydığım özellikler bizimkine has da olabilir. ben böyle bir kedi görmedim başkasında.
Ancak karnımızı doyuruyoruz böyle pahalı bir kedi alacak bütçemiz yok. Ayrıca korkuyorum ya.
Bizimkilerin bahçesinde gezen kediler bir düzine doğurduğunda bi tanesine yaklaşmayı, dokunmayı başarırsam eve almayı deniycem.
Başlıktaki “marka”nın olaya ironi kattığını farzederek benimdir efendim. Ancak sahibi olmak kısmına katılamıyorum. Zira bir canlının başka bir canlıya “sahip” olması çok coşkunca. Evet coşkunca.
Kızım sevgili arıyor, izmirli laik baba başlıklarını gülümseyerek okurken kara kara hep bu durumu düşünüyorum, sürekli aklımın bir köşesini meşgul ediyor. Sağolsun eş dost da bu halimi bildiğinden iyiniyetle yardımcı olmaya çalışıyor, kedisi olan olmayan herkes, Sorular sorular...
Çok güzel bir kedim varla başlıyor hep muhabbet. Aynı garfield bi görsen. Tamam diyorum. Lan kediye bi bakıyorum. Nataşa peşinde koşan Samsunlu dayılar gibi, bıyıkaltından bana “şşş bağele ne zaman sevuşeceuk” diyor sanki. Sevuşmeceuk diyorum bilinçsizce. Nasıl? Diyor kedinin sahibi. Sarılık diyorum baksana gözlerine, kulaklarında parazit de var, hiç mi farketmedin?
Bir başka gün hoş bir kadın, bende de aynı kediden var diyor. Aynısı mı diyorum, hıhı evet, aynı diyor, yavrular tortie desenli olmasın diye sesim titreyerek gri mi diye soruyorum, gözlerinin içi gülerek gri diyor, o an içim içime sığmıyor, üstelik aşıları karneleri herşeyi tammış, hemen kızımı kapıp evine gidiyorum, kadının evi minimal bir sadelikle döşenmiş, estetik algısına hayran kalıyorum, kadın da gözüme bi hoş geliyor sanki, evet bir kadın aynı böyle görünmeli. Ben salonda otururken şuh bir el hareketiyle ardı sıra saçlarını savuruyor, kucağımda kedim, kedi aklımdan yavaş yavaş çıkıyor gibi sanki, kadının odadan çıkarkenki vanilya kokulu parfümü, aklımı başımdan alıyor, bence bir kadına en çok yakışan koku vanilya kokusu, sütlü tatlılar kadar beyaz...
Zaman mekan algımı kaybetmek üzereyken ayak seslerini duyup iyice heyecanlanıyorum, işte kucağında bi grilik, evet, kadın gülümsüyor, gözlerinin içinde kayboluyorum. Çok güzel gülümsüyor.
Kedi bana dönüyor sonra, maıoooo diye kabaca miyavlıyor, kedinin miyavlamasında bile bariz bir Rus aksanı var amk! Sanki putin...
Shorthair değil bu, mavi Rus kedisi diyorum tüm hayal kırıklığımla.
Nası ya diyor kadın. Burnu bu kadar sivri olmamalı, sonra dudakları, anlatıyorum anlayacağı şekilde.
Dudaklarının arasından piç diyor kadın, öfkesinin yerini moral bozukluğu alıyor, ama ben 3bin lira verdim diyor çatal bir sesle.
Gözüme çok çirkin ve acınası görünüyor o piç lafından sonra, kaz ayakları, teniyle uyuşmayan fondöteni, sütyeninin kenarı sararmış gibi sanki.
Amannn aynılar işte, ikisi de gri dimıaa ama diyor, değil diyorum o rus kedisi...
Anlamak istemiyor sanki, bu çiftleşmeye onay vermememi bana izah etmeye çalışıyor, mental olarak beni kafasında Türkçü bir şablona oturtup ancak öyle rahatlıyor, kendince seküler çünkü. Siktir lan, kedi Rus kedisi, hoffff!
Eklem ağrıları yüzünden hareketsiz yatan kedi sahibi olmaktır. Bu kediler genelde ömürleri boyunca ağrılar içinde yaşıyorlar genetiklerinden dolayı. Çoğaltılmaması gerekiyor ama insanlar için gelir kapısı olmuş.
