bir alman masalıdır va televizyonda da çizgi film olarak gösterilmiştir. masalın kahramanları köylerinden ayrılan bir eşek, bir köpek, bir kedi ve bir horozdur. yolda birbirleriyle arkadaş olurlar. geceyi geöirmek için bir yer ararlarken hırsızların kaldığı bir kulübe görürler. içeri nasıl gireceklerini düşünürlerken içlerinden birirnin aklına bir yol gelir. eşek köpeği sırtına alacak onun sırtına kedi, onun da sırtına horoz binerek cama yaklaşacak ve hep bir ağızdan şarkıya başlayacaklar. gürültüyü duyan hırsızlar birden neye uğredıklarını şaşırırlar hep birlikte kapıdan dışarı çıkmaya çalışırlarken biri eşeğin çiftelerine hedef olur bir diğeri köpek tarafından ısırılır bir başkası kedi tarafındann tırmalanır sonuncusunu da horoz gagalar. uzun bir süre kaçtıktan sonra bir araya toplanırlar ve evlerinin bir canavar tarafından ele geçirildiğine karar vererek hızla oradan uzaklaşırlar. eşek, köpek, kedi ve horoz da yeni evlerinde mutlu bir yaşam sürerler.
aslı bremen mızıkçılarıdır.bunlar werder bremen futbolcusu olup her pozisyonda hakeme itiraz ettiklerinden ve kızıp sahadan çıktıklarından bu lakap takılmıştır.aktif futbol hayatından sonra seyirci olarak yine futbolun içinde kalmışlar içlerinden birinin darbukaya merak salması sebebiyle isimleri bremen perkusyoncuları olmuş zamanla bu ikinci isim unutulup birinci isim değiştirilerek son halini almıştır. *
esas adı bremen şehir müzsiyenleri olan ve bremende bulunan pazaryerindeki belediye binasına yakın heykeli olan mızıkacılardır. (bkz: bremen stadtmusikanten)
eşeğin üstinde köpek onun üstünde kedi onun da üstünde tavuğun olmasıyla oluşan bir masaldır.
Bir zamanlar Almanya'da yaşamış anneanneniz varsa küçüklüğünüzde dinlemekten artık ezberlediğiniz masaldır ayrıca.*
Bir zamanlar yaşlı ve yorgun bir eşek varmış. Sahibinin onu artık daha fazla beslemek istemediği ortaya çıkmış. En iyisi buralardan gitmek diye düşünmüş eşek. Bremende şarkıcılık yaparım. Bazıları anırmamı pek bir beğenirdi zaten
Böylece bir sabah erkenden yola çıkmış. Bir süre yürüdükten sonra iki büklüm bir köpekle karşılaşmış. Artık sahibime avda yardımcı olamayacak kadar yaşlandım demiş köpek eşeğe. Sahibimde artık beni beslemiyor. Eşek gülmüş. Benimle Bremene gelsene şarkıcı oluruz, demiş.
Yola koyulmuşlar.Çok geçmeden bir damın üzerinde üzgün oturan bir kedi görmüşler. Çok yaşlandım, fareler bile dalga geçiyorlar, demiş kedi. Sen de bizimle gel demiş eşek.Sesin hala güçlü çıkıyor, şarkı söyleriz Bremende.
Bağıra bağıra şarkılar söyleyerek yola devam etmişler. Bir çiftlik evinin yakınlarından geçerken kendi seslerinden yüksek bir sesle irkilmişler.
Kuk-ku-ri-kuuuuuuuuu sonum geldi diyormuş iri bir horoz. Sonra eşek, köpek ve kediye yana yakıla anlatmış: Bu akşam sahibimin konukları gelecek. Öyle hissediyorum ki beni pişirip yiyecekler Eşek Endişelenme, seninki gibi bir ses bize çok şey katar. Haydi gel şarkıcı olalım demiş.
Akşam olduğunda hepsi çok yorulmuş. Bir şeyler yemek ve uyumak istiyorlarmış.ilerde penceresinden ışık süzülen bir kulübe görmüşler. Horoz uçup pencereden içeri bakmış.Dört soyguncu görüyorum, nefis bir sofranın başındalar demiş. Bir planım var demiş eşek. Birbirlerinin sırtına tırmanmışlar. En altta eşek, sonra köpek, onun üstünde kedi ve nihayet en tepede de horoz. Pencere yaklaşıp çıkarabilecekleri en yüksek sesle bağırmaya başlamışlar. imdaaaaaat! Bu bir hayalet demiş soygunculardan birisi.Bence bir canavar demiş ötekisi.Bence cadılar bastı demiş öteki. Annemi istiyorum demiş sonuncusu. Bir kaç dakika sonra dört şarkıcımız soygunculardan kalan sofradaymışlar.
Geceleyin onlar uyurken soyguncular geri gelmişler. Ama hayvanlar hazırlıklıymış. Soyguncular içeri girer girmez, eşek Şimdi demiş ve saldırıya geçmişler. Soyguncular bir daha hiç dönmemecesine kaçmışlar oradan. Şarkıcılarımız da bu sevimli küçük kulübeye yerleşmişler. Bremene gitmeyi de bir süre ertelemişler, ama her gün şarkı söylemeyi unutmuyorlarmış.Eğer bir gün onları dinleme şansınız olursa, Bremen sakinlerinin ne büyük bir tehlike atlattıklarını anlamanız güç olmaz.
böyle anlatilmasiyla gidilip hayal kirikligina ugratacak pek büyük olmayan, bir duvar kenarinda demirden heykeldir. Essegin burnuna degince sans getirdigine inananlar vardir. Hatta heykelin o kismi dokunmaktan parlamaktadir.
şahan ın süha amca ile masal saatinde anlattığı hikaye.şöyle anlatmıştır çocuklara;
bremen mızıkacıları. bi tane eşek var. yolda gidiyolar. eşek diyo ki...horozu görüyo... nereye gidiyon la? diyo. işte bremen'e diyo. ben de la diyo. ona gelin bi diyo. gelin diyo. sen diyo nereye? kesin bremen'e mi yolculuk? diyo. evet diyo. bremen'e gaçıyorum. yolda gidiyolar bi köpek buluyolar. sen nereye la diyo? ben de bremen'e diyo. işte bu eşşek da bremen'e gidiyomuş diyo.ben de gidiyodum. yolda kediye raslıyolar. lan nereye gidiyonuz? bremen'e diyo. sen nereye la?ben de bremen'e diyo. neden? diyo. yapma hammdi... bremen'e diyo. oraya diyolar. bremen'de bunlar üstüste... üstüsteeee... hamdi!.. üstüste diziliyolar. bremen'de... çocuğum... üstüste bremen'e gidiyolar. diziliyolar. ne yapıyonuz la? diyolar. üstüste bööle... bremen mızıkacı çalacaz diyolar. çal diyo bi mızıka bunnar çalıyolar... bremen'de...
eşek, köpek, kedi ve horoz' dan oluşan masal müzik grubu.
eşek, at olmaya özenip koşturmaya başlayınca çatlatıp gebermiş, köpek çiftleşecek kimse bulamayıp cinsel açlıktan kudurmuş, kedi fazla sigara içmekten kanser olmuş, horoz uda fazla kartlaşmadan köylüler kesip yemişlerdir.
