florya da havuz kenarında oturmakta suda yüzen ördekleri sakin bir havada seyretmektedir. Bazen karaya vuran gemilerini düşünür, Askerden getirdiği künyesini parmaklarına dolayıp sallar felan. Böyle serin takılır arada işte.
gece 3 te ateşlenen sigarayı bu gece kendi mıntıkasında, nickaltında tüttürecek tirko. gelmek isteyene sandalye var, buyrun burda ateşleyin. "Adamları nickaltına çağırıyosun oturtacak sandalyen yok" dedirtmem.
gece çöker, sigaralar yanar, ciğerime duman dolar, muhabbetler öksüz ağlar neredesin brell babuş. *
gece 3 ve sigara denilince aklıma düşen yazardır. her gece birer nefesi tüm uludağ için içeceğimiz adamdır.
Evlenme teklifini reddettiğim için şahsıma atarlanmış, beni chp fönlü kadınlar kolu üyesi ilan etmiş yazar. Kendisi ile bir sabah bir tren vagonunda karşılaştık, sanırım ilk görüşte aşık oldu, ama yanımdaki kokoşun köpeğinden korkup yanıma gelip açılamadı. Ah kuzum kıyamam, çok mu üzüldün sen de gelip anlattın herkese aslında kim olduğumu. Neyse artık ifşa olduğuma göre rahat rahat fön çektirip toplantılara katılabilirim chp kadın kollarında.
Evlilik teklifine gelince, yine hayır bebeğim, üzgünüm.
Kararmış kapkara olmuş Niğde bağlarında yanmış gelmiş. Bu arada arada sırada bakıyorum yazdıklarına yakında kendinden-menkul bir edebiyatçı çıkar mı bu adamın içinden? yoksa fazla afilli ve şuh mu dili? Yıkama-yağlama modunda usta mı? yoksa sıradan bir sözlük yazarı mı? bence hepsindne ziyade seven adam. Aşık insanın cümleleri üzerine belli göstergeler siner[bazıları ise yorulmuş bir göstergedir, sevgiliye sunulan kırmızı gül gibi, o kadar anlam doludur ki artık giçbir anlamı kalmamıştır], söylemin değişir. Kelimelerin yeni bir güç kazanır; bu aslında bu dile karşılık veren[sevgi nesnesi]-n-in gizli söyleminden bir nebze anlaşılır. sadece birinin dediklerini okuduğunuzda "öteki"nin söyledikleri gizli bir söylem ifade eder. Olanaklı binlerce anlamın içinden çekip çıkarılmış "bir göz-ucu" sevgisi gibidir ürettiği söylem. Sadece göz-ucu ile bakabiliriz ama kelimeleri görmeyiz.
Daha doğrusu "Öteki"nin kelimelerini görmeyiz. Act-out[davranışlarla dışa-vurumu] olarak açığa çıkar. Saçlarla oynam, gereksiz anlarda telefonuna bakıp ayna işlevselliği ile kullanma. Almancası "Doppelganger"[çift-ikiz yürüyen]dir ve "öteki" aslında kendi içinde gizlediğin bir başka "ben"indir. Buna Adem'in sol kaburga kemiği de diyebilirsin; ama adem'in sol kaburga kemiği kadar kırılgan değildir[eğe kemiği kadının sembolüdür, zorlarsanız kırılır]. Her Adem de havvasını kendi içinde taşır, birbirlerinin benzeridir. incil yazarı Pavlus'un dediği gibi "bedenleri birbirlerine aittir".
Birader daha da kimseye yazmam böyle entri değerini bil..
bu yazın uzun zamandır budur işte listemde. arada hep açıp okurum.
sen bu sözlükte gelmiş geçmiş en doğru adamlardansın adıyla, erdemli kişiliği örtüşen nadir insanlardan..
yüreği temiz ruhu temiz kardeşim benim..
iyiki seni tanımışım..
hep mutlu ol inşallah..
En azından boya badana işini bilen ve tertemiz eve davet eden yazar. Ha bir de en büyük hobisi, suratına telefon kapatılmasıdır. Sen kapat da nereye çarparsa çarpsın lan!
bu gün telefonda bana; "Duvarları morfo kelebeği mavisine boyadım, kırmızı gözlü ağaç kurbağası yeşilini çok seversin..." diyen yazar. malum ramazan ayı şuursuzluğuna verdim ve kapattım telefonu. yüzüne tabi neresine olacaktı.
doğum gününü buradan kutlayan arkadaşlara en derin sevgi ve saygılarıyla teşekkür eden pastasız yazar. Onları aklımın şatolarına yerleştirdim, şövalye lazım olduğu an bir mesajları yeter. Yeter ki bir çağırsınlar beni çiçeklendikleri yerden Gemileri yaksalar bile yüzerek gelirim ben.