tavukçu'nun bölümleri güzeldir. diğer bölümler eh iştedir. beğenmemek değil de bir olmamışlık hissi veriyor bu dizi bana. belki hiç klişe bölümü olmadığı, çok özgün olduğu içindir, bilemiyorum. fakat beklentim daha yüksekti. bu beklentimi sadece tavukçu ve onun etrafında dönen entrikalar karşılamıştı.
Bu dizi bittikten sonra bir çok güzel dizi izledim ama diziyi izlerken insan farkinda olmuyor bi daha böyle mükkemmel birşey izleyemiyeceğini. Tadi hala damağımda. Hiç izlediğim şeyleri tekrar izlemem ama bir gün bunu kirabilirim bu diziyle.
-Say may name;
-Mr. Walter white ?
-You are god damn right.
-Say my name;
-Wily wonka ?
-Wooow wowowowoooow wo wo wo wo wow wow wooooow wowowowoooow wo wo wo wo wow wow wow
-Walter white.
-You are god damn right.
- son bölümde her zamanki ince zekasını göstermesi,
- kendisine ve ailesine yaşamı zindan edenlerden intikamını bir güzel alması,
- yıllarca ölü toprağı serpilmiş gibi yaşadıktan sonra kendisini bu dünyaya bağlayan ve onu mutlu eden işin ortamında son bir kez daha havayı teneffüs ederek hayata veda etmesi,
- ölmeden önce ise delicesine bağlı olduğu ailesinin ve oğlu gibi gördüğü jesse'nin geleceğini kurtarması,
- etik bir iş yapmıyor olsa dahi sevdiği insanlar için bu kadar fedakarlığa girmesi (ailesi tarafından haklı sebeplerle nefret edilse dahi bundan asla vazgeçmemesi),
- walter'ın aslında hayatı boyunca her zaman yalnız oluşu,
- walter white - heisenberg kişiliklerinin ekrana mükemmel yansıtılması,
- son bölüm boyunca çalan şarkıların sözlerinin resmen dizi için yazılmış gibi durması,
- 5 sezon boyunca onlarca efsane sahne,
- başta walter olmak üzere "insanın değişmesi" temasının mükemmel işlenmesi,
- bir dizinin bu kadar sade bir anlatımla, bu kadar güzel bir final ile adamın amına koyması...
yıllar sonra bir heyecan ile başladığım dizi. güzel gidiyordu fakat dizinin başrolü walter white abimiz babama aşırı benzediğinden dolayı diziyi izlemeyi bıraktım.
adamı her gördüğümde aklıma geldiğinden diziye odaklanamadım, 4-5 bölüm bu duygu geçer diye bekledim ama olmayınca bırakma kararı aldığım dizi oldu.
walter white abimizin aşırı derecede babama benzemesinden kelli izlemeyi bıraktığım dizi.
babamla pek sevişmediğimiz için her sahnede duruşta bakışta aklıma geliyor, aklıma gelince de keyfim kaçıyor diye bıraktım. Baba her yerde zararsın be orospu çocuğu
sevilmemesinin ve sıkıcı bulunmasının sebebi aşırı derecede gerçekçi olmasıdır.
ilk 2 sezon fena halde yavaş geçiyor ama sakin, kahramanımızın gelişim ve değişim sürecine etki eden önemli ayrıntılar bu ilk 2 sezonda.
gerçekçi oluşundan dolayı çoğu insanın sıkıcı bulmasının sebebi, bütün dizi ve filmlerin baş karakterleri sıfır noktasından sonra dik bir çizgi halinde yükselmesi ve vike vike gitmesidir. insanlar buna alışmıştır ve sürekli sorunlarla karşılaşması, eski pasif halinin kalıntılarını sürekli olarak her kötü olayda belli etmesi "hani lan ne zaman bu adam vike vike gidecek, ne zaman 'ooo adamım benim, ne koydu be' diyeceğiz?" diye sinirlendirir durur insanı. fakat gerçek hayatta da aynısı olurdu, öyle ben sıfır noktamı gördüm deyip de kimse aniden bir psikopata ve silah ustasına dönüşmez.
en gerçekçi sahnesi de arabayı yakma girişimiydi. gazeteyi yaktı depoya soktu ve arkasını döndü, işte o an patlayacak diye düşünürsün ama patlamaz, aynı şekilde kahramanımız da şekil olacağını düşünür ama madara olur. karşısına oturur, birkaç saniye izler, arayıp taksi çağırır ve araba ancak o vakit havaya uçar. tıpkı gerçek hayatta da olacağı gibi.
işte bu diziyi beğenmeyen tayfa da o arabanın hemen adam arkasını döner dönmez yanmasını bekleyenlerdir. yok öyle sonradan karizma.
o kadar dikkat ettim pek hataya rastlayamadım, bana göre gerçeklik oranı 10/9, 1 puanı da yaptığı metanfetaminin %96 oranında saf oluşuna kırdım. bu diziden sonra yapılan araştırmalarda bu derece saf bir meth yapmanın imkansız olduğu ortaya çıkmış. eh bu adamın bu derece iyi meth yapması da dizinin varoluş sebebi.