kral arthur gibi, emperyalist zihniyete kafa tutmuş bir britanya kahramanıdır.
kral arthur' un işgalci anglo saksonlara karşı verdiği mücadeleyi, iskoç topraklarına göz diken ingilizlere karşı vermiştir.
mücadelesi, anglo saksonlarca adaları işgal edilen britanya halkının, savaşın açtıığı yaralardan ders almaması üzerine önemli bir örnektir.
vatandaşları tarafından hileyle ingilizlere yakalatılması, fransa' nın ulusal kahramanı jeanne d arc' a benzemektedir.
10 dakikasının neredeyse tüm film bedel olduğu başyapıt. melgibson un freedom ı ile başlar o sahne. o anda ellat dahil herkesin duraksaması ile devam eder. arka pnda jamehorner dan "Freedom"/The Execution/Bannockburn çalmaktadır. en hazin duyguları çok rahat ifdeder bu şarkı. sonra sahne değişir. bir kaç yıl sonrasına gider. yeni iskoç komutanı* tutup gibson ın kılıcını fırlatır göyaşları içinde. kılıç gider saplanır. "vay anasını" der duygulanırsınız.
mel gibson ın belki de en iyi performansını sergilediği filmdir. bir sahnede "sırtından hançerlenmek" terimini resmen yaşamış ve yaşatmıştır. böyle etkileyici bir sahne daha hatırlamıyorum, ayrıca unutulmaz bir sona sahip filmdir.
ön tanım: şimdiye kadar yapılmış en iyi özgürlük filmidir.
iki yüzyıl tarihi olmayan milletlerin dahi en muazzam şekilde tarihlerini anlatmalarının destanıdır. izlenesidir. üzüntü vericidir bir turk halkı olarak düşünüldüğünde, binlerce yıllık bir geçmişe sahip bu topraklarda neden bir özgürlük savaşı filmi yapılamamıştır. şimdi diyeceksiniz ki kurtulus vardı, gelibolu vardı. hayır efendim kabul etmiyorum. böyle bir destan istiyorum ben.
izlediğim zaman hüngür hüngür ağlayacağım bir film istiyorum ben.
--spoiler--
wallace ın rüyasında eski eşini gördüğü sahne süperdir.
-uyan wallace.
+uyanmak istemiyorum.
-bu bir rüya wallace.
+biliyorum. yine de uyanmak istemiyorum.
-halkının sana ihtiyacı var.
sizlere william wallace'ı anlatacağım. ingiliz tarihçiler benim bir yalancı olduğumu söyleyecekler ama tarih kahramanları asanlar tarafından yazılıyor.
mel gibson'ın yönettiği ve başrolünü oynadığı 1995 yapımı harika savaş filmi. iskoçların, emperyalist ingilizlere karşı özgür iskoçya için savaşlarını ele alır. 1996 yılında 10 dalda oscar'a aday gösterilmiştir.
robert the bruce un ihaneti sırasındaki mel gibson ın bakışları robert the bruce a oan aklıma gelen tüm küfürleri saymama neden olan oldukça duygu yüklü bi andır (bkz: o an)
13. yüzyılda ingilizler, iskoçlar üzerinde egemenlik kurmuştur. ingiliz soyluları, yeni evli iskoç kadınlarıyla ilk geceyi geçirme hakkına sahiptir. Çocukken ailesini iskoçya uğruna kaybeden William Wallace'ın karısı da ingiliz birlikleri tarafından öldürüldüğü zaman, onun intikam arayışı kısa zamanda ülkesinin özgürlüğü için amansız bir savaşa dönüşür.
her sahnesi tekrar tekrar izlenesi, mükemmel bir film.özellikle son sahnesinin her seferinde izlesen de yine de tüylerinin diken diken olmasını sağlayan 1995 yapımı film.
tarihi şanlı zaferlerle dolu türklerin neden bunun yarısı kadar bir film çekemediklerinin düşündüren film. millet kıytırıktan bir mücadeleyi destanlaştırıyor, biz istanbulu feth edip çağ kapatmışız ama filmini yapamamışız kompleksi de uyandırır.