vurucu, insanı düğüm düğüm eden soundtracklerini james horner'ın yaptığı efsane film. herşeyiyle dört dörtlük bir filmdir, mel gibson adeta devleşmiştir.
catherina mccormak a aşık olma sebebimdir.fakay sonra mccormak ın porno yıldızı öğrenmemle birlikte hayal kırıklıgı sebebi haline gelmiştir...
bana yapılır mı naaaaan bu...
mel gibson ın yönetmenlik dersi verdiği filmdir.
ihaneti çok vurucu bir şekilde ifade eder. mel gibson ın ihanete uğradıgındaki
yüz ifadesi çok etkilemişti beni. sinemada izleyemediğim için çok üzüldüğüm harika film.
tnt'de yayınlanacağını duymam ile coşmuşluğum olan film. ancak özgün hali ile yayınlamadılar, bir de üstüne berbat bir çeviri eklenince bütün hevesim dibe vurdu. oysa ki wallace'ın amcasının "(wallace'ın iki kaşının ortasına işaret parmağı darbesi ile vurarak) first learn how to use this , (kılıcını kaldırıp göstererek)and i will teach you how to use this " demesinin ardındaydım.
tnt allah belanı versin, yedin mahvettin gecemi. bir daha da bunu çeviren zata başka çeviri işi vermeyin, ne lan bu?
zamanında tgrt'de kesile kesile 2 saat verilen film; reklamlarla 4 saati buluyordu orası ayrı. ayrıca mel gibson'un ilk yönetmenlik deneyimi olmasına rağmen ilk taşla 5 oscar vurmasını da unutmadık!
-filmin daha başında babası defnedilirken wallace'a küçük kızın çiçek verişi.
-wallace'ın eşinin boğazının kesilmesi.Kızın gözlerinin wallace'ı araması:(
-soyluların ihaneti yüzünden hezimete uğramaları.
-ve final sahnesinde işkenceye mağruz kalmışken son gayretiyle özgürlük diye haykırması.
kolay kolay ağlamayan insanları bile ağlatmayı başarmış ender filmlerden.
Uzun zaman sonra yeniden seyrettiğim ve 100 kere daha seyretsem bile asla bıkmayacağım, en sevdiğim film.
Filmin unutulamayacak sahnesi sayılamayacak kadar çok olmasına rağmen en göze çarpanları;
--spoiler--
*Final Sahnesi: william wallace'ın "freedoooooooom" diye bağırdığı, ölen eşini gördüğü ve elinden mendilini düşürdüğü,prensesin hiçbirşey yapamamanın acısı içersinde gözyaşı döktüğü ve aynı anda kralın da öldüğü sahne.
*William Wallace'a ihanet eden soylulardan birinin kabusunda wallece'ın zalim bir ifadeyle geldiğini gördüğü, kabusundan uyanarak sadece bir rüya olduğunu düşünerek kısa bir rahatlama soluğunun ardından wallece'ın atıyla kapıdan girdiği ve kafasını topuzla ezdiği sahne.
*Bir sonraki sahnede yemek yiyen soyluların masasına wallece tarafından katledilmiş başka bir soylunun düşmesi.
*Küçük bir iskoç gurubunun ingilizleri etrafı tepelerle çevrili bir alana çekmeleri ve ingiliz kumandanın "Etrafınız sarıldı, wallace ve diğerleri nerede" diye sorması üzerine wallece ve arkadaşlarının bir tepenin ardından kumandanın kafasına taş atarak el sallamaları.
*Savaş sırasında irlandalıların saf değiştirerek, iskoçya tarafına geçmeleri (savaş sırasında savaşacakmış gibi birbirlerine koşmaları ve durup tokalaşmaları)
*irlandalı uçuk kahramanımızın wallece'a katıldığı sahne ("sen çatlaksın" diyen Hemish'e kahkahalarla "o zaman doğru yerdeyim" demesi.)
*Filmin başlarında iskoçların, wallece'ın babasının ölmesinin ardından geceleyin gayda çalarak ona veda ettikleri sahne ve wallece'ın amcasına "Ne yapıyorlar?" diye sormasının ardından amcasının "Kendilerince veda ediyorlar.Yasaklanmış çalgılarla,yasaklanmış melodilerle." demesi.
--spoiler--
dünya sinema tarihinde bir kilometre taşı. yönetmenlik harikası bir başyapıt. hiç bir zaman eskimeyecek bir klasik. inanılmaz bir senaryo, muhteşem kurgu, enfes karakterler, aşmış oyunculuk. atmosferini bu kadar iyi hissettiren, film bitene kadar yaşadığınızı unutturan ve bittikten sonra olduğunuz yere löpçük gibi çökerten bir film yapılmadı.