insanlar eskiden suna inanırlardı; biri öldügü zaman bir karga onların ruhunu ölüler diarına tasırmıs. Ama bazen cok kötü birsey olur,
korkunc bir üzüntü ruhla beraber tasırmıs ve bazen karga yanlıs olan seyleri düzeltmek icin ruhu geri getirirmis..
Bir bina zarar gördü, geriye kalan tek sey küller. Herseyin dogru oldugunu düsünürdüm. Aileler, arkadaslar, duygular.. Ama artık biliyorum.
Bazen eger sevgi gercekse ve iki insan beraber olmak istiyorsa kimse onları ayıramaz..
=Filmin son sahnesi=
Eger sevdigimiz kisiler bizlerden calınmıssa, onları uzun yasatmanın yolu, onları sevmekten asla vazgecmemektir.
Binalar yanar, insanlar ölür ama gercek ask ölümsüzdür...
sonu babası bruce lee gibi bir film setinde gelen, karizmatik aktör..
the crow filminde masaya çıkıp tarandığı sırada düştüğü masanın altından bir daha çıkamamıştır,filmin en son çekilen sahnesinin o olması nedeniyle, filmde dublör kullanılmamıştır..
herkesin yanlış bildiği üzere masa sahnesinde ölmemiştir , evlerine yapılan baskının flashback sahnelerini çekerken ölmüştür. film ondan sonra dublör ve dijital teknikler kullanılarak bitirilmiştir. **
What would there be
As the river of sadness turns into sea
Could there be another thousand stories like you and me?
Wanted a heart, wanted a soul
More than anything else in this world
But we are doomed
Our flesh and wounds
I would never give in
Just like the moon does
We rise'n'shine'n'fall
Over you that I
Rise'n'shine'n'crawl
Victims are we all
What would there be
Beyond the eyes of Brandon Lee
Could there be
A revenging angel
Left to bleed
Wanted the truth, wanted the faith
More than anything else in this world
But we are doomed
Body and soul marooned
I would never give in
Just like the moon does
We rise'n'shine'n'fall
Over you that I
Rise'n'shine'n'crawl
Victims are we all
Are we all
Are we all
The crow filmi konusunu james o'barr' ın ( amerika piyasasında büyük üne sahip olan bir yazardır , özellikle tundra press kitabıyla ) the crow kitabından alındı. Kitabın konusu korkutucu mizaha dayanıyor. Filmin konusu ise ; bir rock yıldızı cadılar bayramında nişanlısıyla birlikte öldürülür, olayın ardından bir yıl geçer ve bir karganın yardımıyla rock yıldızı intikamını almak için geri döner.Yönetmen alex proyas'tır.
brandon Lee aslında ünlü olupta sıradan yaşamı tercih eden biridir. En büyük tutkusu motoruyla sahilde yaptığı gezilerdir. james dean hayranıdır. The Crow filmi sayesinde gitar tutkusuda ortaya çıkmıştı. Aslında evlenmekten korkan lee çocuklara olan düşkünlüğü bu korkusunu yenmesini sağlamış ve evlenme kararı almıştır.. Mezarı yağmurlar şehri olan seattle'dadır. Filmdeki gibi nişanlısıyla evlenemeden ölmüştür. Nişanlısı bu olaydan sonra lee ailesiyle tüm bağını koparmıştır.
o kadar az filmine ve ömrüne rağmen en beğendiğim aktörlerdendir, hele the crow filmindeki sahneleriyle performansıyla 30 kere izlememe sebep olan oyuncudur, efsanedir babası gibi o da, ruhu şad olsun. yaşıyor olsaydı kesinlikle filmleri birer kült olurdu.
Brandon Lee:
Doğum: 1 Şubat 1965
Ölüm: 31 Mart 1993
Oynadığı Filimler
Legacy of Rage 1986
Kung fu the Movie 1986
Lazer Mission 1990
Showdown in Little Tokyo 1991
Rapid Fire 1992
The Crow 1994