zaman konusunda kafanızı yedirtecek kadar zorlayıcı bölümlere sahip olan mükemmel ötesi bir oyun. mario'nun zamanımıza uyarlanmış hali bile sayılabilir.
--spoiler--
o değil de son bölümün isminin "another castle" olması ne mükemmel bir ayrıntıdır.
hele oyunun sonu... kadın erkek ilişkilerine değinme açısı, ve sağ gösterip sol vurma olayı o kadar mükemmel olmuş ki hala etkisinden çıkamadım.
--spoiler--
tanım yapmak gerekirse adamın anasını siken oyundur.
-- spoiler--
-- spoiler--
oyuna başlarken ilk düşünceniz, klasik mario tarzı, canavarları öldür, prensesi kurtar gibi bir platform oyunu oynadığınızı düşünüyorsunuz. oyun ilerledikçe zamanı kontrol etme yeteneğiniz olduğunu farkediyorsunuz ve oyun buna göre şekilleniyor, öldügünüzde baştan başlamayıp zamanı geri sarıyorsunuz, her bölümde farklı bir bulmaca çözme yeteneği istiyor ve ilerledikçe çeşitli fizik kurallarına göre oynamanız gerekiyor.
(over spoiler)
son bölüme geldiğinizde bir anda ekran sarsiliyor ve kötü adam ekranda belirip prensesi yere atıyor, siz alttasınız, prenses üst platformda ve sizi görmüyor, kaçmaya çalışıyor ve önünüzdeki engelleri kaldirarak size yardim ediyor. siz de ona yetişmeye calisiyorsunuz. prenses eve girdiğinde bir patlama oluyor ve bu sefer başladiginiz noktaya dogru geriye koşuyor prenses, siz de ona yetişmeye calisiyorsunuz tekrar. dikkat ettiginizde klavye kontrolü ters, zamanda degisiklik oldugu için siz ona yetismeye calistikca o önünüze engeller koyuyor, tam yetisecekken kötü adam beliriyor, prenses kötü adamın kucagina atliyor ve ortadan kayboluyorlar.
anlıyorsunuz ki sevdiginiz kız aslında kaçırılmamış, kendi istegiyle sizden kaçmıştır. oyunun basina dönersek; zamanı geriye sarma diye bir yeteneginin olmadigini, sadece yasadiklarini hatirladigini anlarsin. ve oyunun son bölümünün ismi "another castle"dır.
-- spoiler--
-- spoiler--
aşkın tarifini isteseler bu oyunu oynatırdım. günlerce yemeden içmeden kesebilecek kadar yıkıcı bir oyun.
kafayı yemek için en doğru yollardan biri bu oyunu oynamaktır. yahu bunu hiçbir yere bakmadan çözebilen bir insanın varlığını düşünemiyorum(oyunu yapan hariç). yok neymiş efendim, ben gölgemle canavara kafa atçakmışım da kendi gerçek varlığımla da gölgem kafa attıktan sonra canavarın üstüne zıplayıp yapboz parçasını alcakmışım. oha lan, ne bu! bu adam bunu nasıl yazmış, nasıl düşünmüş bilemiyorum, gerçekten takdire şayan bir durum ama herkes senin kadar zeki değil abicim. sen düşünürken sana kolay gelmiştir de bilmeyene çok zor ya, öyle böyle değil. ama cidden hayatımda gördüğüm en sağlam oyun, mantıksal düzlemde.
Van Gogh tarzı görsel şöleni Prince of Persia: Warrior Within tarzı senaryo ve felsefesiyle 2. dünya savaşını ve atom bombasının atılmasını yazıklayan, tek kişi tarafından yazılmış, bir sanatçı fırçasıyla renkleri katılmış şahesersi oyun.