Çok önemli bir eserdir. Çok olgundur, numarasının "1" olması aldatmasındır. Aslen romantik müzik periyodunun en "tartışma götüren" eserlerinden birisidir.
Beethoven dan sonra, senfonik müzik, " duraklama dönemi" geçirmiştir. " beethoven' dan sonra bir daha doğru düzgün senfoni yazılamaz" görüşü bütün müzik dünyasını etkisi altına almıştır. Doğrudur, birçok senfoniler yazılmıştır, içlerinde çok güzel olanları da vardır, ancak bu senfonilerin hepsi daha iddiasız senfonilerdir.
Ta ki brahms senfoni yazmaya karar verene kadar...
" beethoven dan sonra senfoni yazmamak" görüşü johannes brahms 'ı da etkisi altına almış, besteci bu 1.inci senfoniyi yazmaya oldukça geç karar vermiştir.
Senfoni tarihi bu senfoni sayesinde üstündeki hemen hemen 100 yıl süren " beethoven şokunu" atlatmıştır...bu senfoniden sonradır ki başka büyük besteciler de " büyük ve iddialı" senfoniler yazmaya cesaret etmişlerdir. " beni de beethoven'la karşılaştırırlar, senin daha 40 fırın ekmek yemen lazım, derler" düşüncesini aşmışlardır.
Doğrudur, beethoven dan sonra yazılan ilk senfoni diildir bu, ancak beethoven dan sonra yazılmış ilk "büyük" senfonidir !!...
Kaldı ki, bu senfoninin son bölümü, yapısı, temaları, kullanılan orkestra teknikleri açısından yazıldığından beri bir tartışma konusu olmuş, insanlar bugün bile bu bölümü " anlamakta" güçlük çekmişlerdir. 1.bölüm de bu tartışmaya dahil edilir genellikle, ve konu " ucu her yere gidebilir" sonsuz bir tartışmaya dönüşür. Birçok müzik adamı konu brahms 1'e gelince masadan kalkar ve " şimdi kalkmazsam sabaha kadar oturmam gerekir" şeklinde düşünür.
Bi kere birinci bölüm " un poco sostenuto ", hiç görülmedik bir şekilde, çoookk dramatik, çok karanlık, direkt " damardan" bir açılış sergiler !!...dinleyen " ohaaa n' oluyoruz lan ?!"... olur !!...timpani, senfonik davul, ritmik bir şekilde çok dramatik bir şekilde "yürümektedir"... bunun üstünde kemanlar, ve yaylıların hepsi acı çeken bir tutkuyu dillendirmektelerdir.
Belki bir senfoni "böyle " biter.
Ama böyle başlar mı?...
Sonradan, hızlı 6/8lik kısma bağlayacaktır. 6/8'lik kısım tek sefer de anlaşılamayacak kadar karmaşıktır. Bütün enstrumanlar birbirleriyle "kavga" etmektelerdir. 1. Bölüm kesinlikle " huzur verici " bir bölüm falan diildir !!...çok karanlık, kavga gürültü dolu, yavaşladığı yerlerde bile " ulan bu brahms mutlaka birazdan gene bi bok yer" dedirtip insanı kesinlikle huzura ulaştırmayan bir bölümdür...zaten konuya kuşkuyla yaklaşan biri bu bölümden sonra " hayat böyle şeyler için çok kısa " diyip, salonu terkeder, ya da müzıği kapatır.
O yüzden avrupa 'da tanıdığımız çok kadın, çok erkek " ben onun baş tarafını dinledim, bu bana göre diil" diyip bıraktım, derler.
Hızlı kavgalı 6/8'lik kısım bile 8 dakika falan sonra, bize "ölümün ayak seslerini " 8 dakika dinlettikten sonra başlamaktadır. Çok insan bu 8 dakikayı bile beklemeden senfoniyi terketmiştir. Hemen hemen 1 saatlik senfoninin ilk 3-4 dakikasını tanırlar, gerisini bilmezler...Çok sevdiğim bir kadın bana " ben o senfoniden rüyalarıma girer, bana kabuslar gördürür, diye korkuyorum" demişti !!
E demek ki " beethoven şokunu" bir " karşı şok" olmadan aşamıyormuş insanoğlu.
Halbuki 2.bölüm- Andante sostenuto- harikulade bir bölümdür. Büyük bir ustanın çizdiği bir ilkbahar günü gibidir, çiçekler tomurcuklanır bu bölümde, kuşlar cıvıldar...nefesliler bu sefer yaylılarla kavga etmezler, onları kucaklarlar. Derin, "brahmsvari " armoniler duyarız bu bölümde içimize işler, gülümsetir. Ama düşüncelere de daldırır.
Johannes brahms ağır, oturaklı, masaya yumruğunu vurmayı bilen bir adamdı. 2.bölüm bunun güzel bir örneğidir, büyük bir tutku, bir büyük gerilim bu eşsiz güzellik içinde de bölümün her yerinde hissedilir. Tamamen günlük güneşlik değildir, ama güneş konuya hakimdir.
Ortasından sonuna kadar bir keman solosu yazmayı da ihmal etmez besteci.
Tutkuyla karışık bir sadelikle, keman solosu ve nefeslilerin mükemmel uyumlarıyla sona erer.
3.bölüm- allegretto i grazioso- en kısa bölümdür. Bu bölüm sakin bir bölüm değildir, aceleci bir karakterdedir. Klarinetin çaldığı enterasan bir motifle başlar, sonra bu motif yaylılarla geçer, çello hızlı parmak çekişleriyle -pizzicato- orkestraya "acele ettirmek " ister gibidir...
Bölümün ortasında bir marşa benzer pasaj vardır, sanki bir dans gibidir ama aslında değildir, ağır ve oturaklıdır o kısım.sonra gene " aceleci" kısma bağlar, derken marş gibi başlayan orta kısımdaki tematik malzemeyi de birinci malzemeyle karıştırır... ve böylece biter...yalnız , biraz sonra, duyuracağı ve müzik tarihinde hiç bitmeyecek tartışmalara sebep olacak son bölümün - 4.bölümün- temasını haber verir gibi öylece birinci kemanlarda geçer. Ve öyle biter bu bölüm.
"Birazdan hepinizi dumura uğratacağım" der gibidir !!...
Ve son bölüm... adagio - allegro molto...
Bu 130 yıllık tartışmalara çok girmeyeceğim, zaten pekçok sözlükçü bu entry i buraya kadar okumamıştır, okuyanı da fazla üzmeyelim. Ama madem bu kadar büyük bir eseri anlatıyoruz, bari adam gibi anlatalım, dimi...
Senfonilerin son bölümleri dinleyende kahramanca etkiler bıraksın, eser bitince heyecanla ayağa fırlasın, " bravoooo" diye elleri patlayana kadar alkışlasın, diye yazılır...
"Bu da nedir böyle, aga?" şeklinde senfoni son bölümü mü yazılır?!...
Yazılır !! Brahms yazar !!
Bi kere son bölümde ritm tutarsın, oturduğun yerde dans edersin, zaten 40 dakkadır, müzikal bağlamda " beyin travması " geçirmişsin, artık biraz rahatlamak gerekir...
Son bölüm 8 kere ritm değiştirir !! Ve çok karanlık ve çok da yavaş başlar. Üstelik çok da karmaşıktır. Ilk üç bölümü sabırla dinlemiş birinin bile sabrını taşırır.
Bütün müzik edebiyatında bu kadar garip ", " tuhaf" bir son bölüm yoktur. Johannes brahms, sonradan yazdığı senfonilerde de enseyi bu senfonideki kadar karartmamıştır.
Baş taraftaki adagio kendi içinde 4'e, sonradan gelen allegro molto da kendi içinde 4'e ayrılır, o konuya girmiyorum, yoksa çok uzayacak. Adagio da çok karanlık olduğu kadar, çok da tuhaf şeyler olur. Çok uzun notalar, çok garip geçişler duyarız bu adagio da...birbirinin içine geçmiş motifler duyarız. Bu motiflerin bazılarını besteci birinci bölümün karanlık giriş kısmından almıştır.
Ve kornoyla, adagio'da güneş açmaya başlar !!...brahms karın ağrılarını yendi galiba, demeye başlarız...
Ve allegro molto...işte tartışmaların iyice alevlendiği yer !!...kemanların çaldığı ünü bütün romantik periyoda yayılmış tema...
Bu tema " beethoven" ı çok andırır !!! 9.uncu senfoninin ünlü temasının küçük bir kısımını Üstelik de üstüne basa basa " ti" ye alır, altına bambaşka armoniler koyulmuş ve orkestrasyon tamamen değişmiştir.
Bunu brahms neden yapmıştır? Sorusu tartışmaların içindeki ana sorulardan birisidir.
Brahms beethoven a "ulan adi herif, senin yüzünden hepimiz yıllarca kötürüm olduk !!" diye kızmakta mıdır, yoksa " bak senle dalga geçiyorum, üstelik senden daha iyi orkestrasyon yapıyorum" mu demektedir...
Bilinmez.
Sonra bu " beethoven ın 10.uncu senfonisi " diye brahmsseverlerin kızdırıldığı büyük senfoni, adagio 'dan aldığı malzemeleri de işleyerek, biter.
Herkesin dediğini ben de tekrar ediim, bu " bela" senfoniyi sevmeye kimseyi zorlayamayız. Zor anlaşılır, tarihte dönüm noktası olmuş bir eserdir.
Senfoni kabızlığını bitirmiş senfonidir. O yüzden bu kabızlığın sebep olduğu karın ağrıları bu senfonide kendisini göstermektedir.
Birçok iyi yorumu olan bu senfoni büyük orkestraların vitrin eserlerindendir. Bernstein viyana filarmoni yorumu, çok iyidir. Celibidache Münchner Philarmoniker yorumu da harikadır.
Bu büyük eseri tanımamak, büyük kayıptır. Gerçi brahms eser tanınmasın, sevilmesin diye herşeyi yapmış ama...