"ikimiz de bu dünyanın insanı değildik. iyi kötü şeyler yapmaya çalıştık. Ben suçluyum; sevgiden farklı olduğumu gizledim.
Gene de bizi yargılayanlara karşıyım. Ne yazık , sonunda haklı çıktılar. Onlara göstermeliydim. Fakat anlatması çok zor; benim becerebileceğim bir iş değil...
Neler söyleyeceklerini duyar gibi oluyorum; duymak istemiyorum. Bir fırsat daha kaçırdık. Sevgi kendisini ve olanları hiç anlamayacak. Ben birşeyler yapabilseydim. Başım ağrıyor, yorgunum. Boşu boşuna denecek, boşu boşuna. işte buna dayanamıyorum.."
gözlerini diktiğin ufuk noktasında gördüğünü sandıkların aslında sadece inanması güzel bir yalandan ibaretse, içinde bulunduğun oyundaki replikler tükendiyse çırpınmanın varacağı noktadır boşu boşuna.
"boşuna boşuna
ah boşu boşuna
kolumu kanadımı kırdın aman..
ah değer miydi
bir inat uğruna
yandı gönlüm boşu boşuna.."
Bunu TV de ailecek izlerken tamamen sesin güzelliğinden ötürü gözlerim dolmuştu kendimi bahaneyle mutfağa atmıştım. Hiç beklenmeyen bir sesi var. Müzik ve sözlerle birlikte geceye çok yakışır.
Ben senden vazgeçmişken rahat uyu bu akşam
Hasretlerim vardı
yanacaktı bıraksam
Bu sana son yolculuğum
Haresi var mehtabın
Sabaha kadar seni bırakmam tutarım
Şimdi anlıyorum geç de olsa
Sen uzaklarda bense hala burda
sevmişim tabi bu benim farkım
Sana sormam artık zaten bu dünyada:
"sevemez miyiz, gülemez miyiz yine eskisi gibi?
dönemez miyiz, bilemez miyiz?"
bir şey söylesen şimdi..
Unutma artık sonunda vardık aşkın sonuna
Gittin zaten.. gördün yandık ikimiz de boşu boşuna..