Boşluğa düşmek böyle umudun kalmadığında bir yardım eli ararsın ya işte o yardım elini kimse sana uzatmaz ve her şey daha da sarpa sarar. işte budur boşluğa düşmek. En ummadık zamanda böyle bir yardım herkesin can suyudur. Allah dermansız dert vermesin çok zordur.
Her şeyin artık hiçbir anlamı olmayan bir karanlığa dönüşmesi ileride bunalımla sonuçlanacak bir durumun içinde olmaktır. Çoğu kişi böyle olmak istemezken aslında bu duruma iten sebeplerimizin bizi buna zorlamasıdır...
iyi değerlendirebilenler için güzel bir şey aslında.
düştüğün boşlukta yalnızca sen varsındır. ve de inananlar için tanrı .
bunun tadını çıkarmak gerek.
düştüğünüz her boşluk, düşündüğünüzde sizi oluşturur. insanlar arasında düşünmeye ve yapmaya fırsat bulamadığınız her şey o anlardadır.
rock' n roll ruhlu biri içip içip arabesk söyleyebilir. çok kibar bir insan küfürler edebilir. iyi niyetli bir insan şeytani planlar yapabilir. çok bakımlı bir insan kendini salabilir. kitap kurdu, entelektüel biri flash tv seyredebilir.
boşluk özgürlüktür ve yalnızca size ait olan tek şeydir...
ben de yaşadım bunu evet hem de bugün. bir ay boyunca neredeyse çılgın gibi hazırlandığım semineri bugün sunup bitirdim. yaklaşık iki saat süren çetin bir mücadeleydi benim için. sonra çıktım. bilgisayarımı kapattım. ve bitti. yaşama amaçlarımdan birine ulaştım. listeden bir madde silindi.
ee dedim şimdi ne yapacağım?
durur muyum hemen kendime yeni problemler çıkardım. şimdi onlarla uğraşıyorum. hayat çok enteresan.
Sevgilinizden ayrılırsınız, dostunuzdan uzak kalırsınız, güzel bir kitabın sonuna yaklaşırken, çocukluğunuzdan beri izlediğiniz filimin serisinin sonuna gelindiğinde, kapınızın önündeki kedinin ölmesiyle yada yalnızlığı artık kaldıramıyorsanız... göğüsünüzün ortasında, vücudunuzu içine alacak, güzel anılarınızı vakkum gibi içine çekecek olan bir karadelik. işte o karadeliğe düşmeyin.
basamak var zannedip fazladan bir adım atmamızla gerçekleşen fiziksel olarak boşluğa düşmek ile ruhsal/mental anlamda tutunacak bir şey bulamamak birbirine oldukça yakın gibi geliyor bana.
ikisinde de ahanda sıçtım galiba kaygısı gelip göğsünüze çörekleniyor.
Bir süredir içinde bulunduğum durum. Aslında arka planında yaşanan çok şey var. Fakat şu zamana kadar geçiştirdiğim her şey birikti ve ben artık bu durumu kabullenmeye başladım.
Şehir değiştirdim, üniversite için. Haftada bir iki defa uğruyorum. Geriye kalan tüm vaktimi telefon karşısında harcıyorum. Sabah akşam, haftaiçi/sonu. En sevmediğim yemekleri bile yemeye başladım, sadece doymak için. Zevk almıyorum hiçbir şeyden. Sabah uyandıktan 1-2 saat sonra halsizlikle karışık isteksiz hal içime çöküyor, bi çıkış yolu bulamıyorum. Bir amaç bulamıyorum kendime, bir şeyle meşgul olamıyorum. Sanki tüm enerjim yerin altına doğru süzülüyor. insanın aklına gelmeyecek derecede saçma, anlamsız şeyler düşünüyorum, planlıyorum. Kendimle konuşuyorum, çok fazla değil.
Dizi izlemekten çiğerim soldu, zaten çoğu zaman ekrana bile bakmadan konuşmaları dinliyorum. Hayatımda sahip olduğum kimseyle iletişime geçmiyorum. Geceleri uyumaya defalarca niyetlenip sonra tekrar telefona dönüyorum. Avizedeki mavi ışık sabaha dek açık, karanlıkta daha da rahatsız hissediyorum kendimi. insanları ciddiye alamıyorum, gülme isteği geliyo onları dinlerken. Akşamları sürekli tık tık tık sesleri duyuyorum, kaloriferden geliyor gibi ama su sesine benzemiyor, sanki yeni evli bir çift aşk icra ediyorlar kimi zaman alt katta kimi zaman üst çapraz. Erkek pek fazla performans gösteremiyor sanırım, her neyse. Sabahtan bir eminem şarkısı açıyorum, akşama kadar sıkılmadan dinliyorum. Hala rap god çalıyor.. Sondaki süpersonik hızlı kısmı sevdim özellikle.
Bir kurtuluş, çıkış yolu arıyorum. Ankaradaki kursları araştırdım biraz, ne yapabilirim bilmiyorum..
depresyon halidir. kendimden biliyorum. büyük ihtimal yalnızsınızdır. dertlesecek insan bulamıyorsunuzdur. --spoiler--
sakın ha bu haldeyken sıla dinlemeyin. cidden, eğer kendinizi hafif sarsılmış hissediyorsanız sıla dinlediğinizde dünya ters dönüyor siz düz duruyorsunuz.
--spoiler--
ya sanki ben uyurken bütün şehir tası tarağı toplayıp başka yere kaçmış, ben tek kalmışım. etrafımdaki insanlar ise yalnızlıktan kafamdan uydurduğum halisünasyonlar gibi. bazen yaşayıp yaşamadığımı bile sorguluyorum.
sonbaharın gelmesi degil de, yazın bitmesi gibidir. Biraz 'kalabaliklar arasinda yalniz olmak' kokar... alisilmasi durumunda, zor cıkılır icinden... Kalbinin kiriklarinda kurdugun hayatinin dahi her an yikilabilecegi gercegidir...