boşluktaki erkek, ağaçların üzerinde gezen bir kuş gibidir. tek temennisi sıcak hissedebileceği bir yere ulaşmaktır. ulaşıp ulaşamayacağını bilmeksizin ve vazgeçmeksizin daldan dala konar, geçici bir süreliğine, asla özür dilemeden vermiş olduğu rahatsızlık için.
tutunmak uğruna bir dal arar kendine. normal zamanlarda seçici olduğu halde, boşluktayken zerre umursamaz detayları. dal sağlam mı, yaprakları narin mi, seyrek mi, meyve veriyor mu diye hiç bakmaz. herhangi bir ağacın herhangi bir dalı olsun yeter onun için. kendisini taşıyıp taşıyamayacağıyla da ilgilenmez, kısa süreliğine bile olsa tutunup dinlenebilse en azından hacetini gidermiş olacaktır. evet ne acıdır ki yalnızca hacetini gidermek için kullanır onu.
fiziksel özelliklerini umursamadığı gibi ardında bırakacağı hasar da mühim değildir onun için. bazen bir çatlak, bazen bir kırık, bazen de ağacından kopmuş ve asla eski haline gelmeyecek, kurumaya mahkum bir dal bırakır uçup giderken uzaklara. ama hep bırakır ardında.
boşluktaki erkek, tehlikelidir. geçicidir hisleri. bir karar verecektir önünde sonunda. ya sıcak diyarlara olan inancını yitirecektir ya da avutacaktır kendini yaz musonlarında ıslanırken, ardında bıraktığı dalların ahıyla yoğrulurken ruhu...
durumu en vahim olan erkektir. ne ileri ne de geri gidebilen kişidir.iki uçurum arasına sıkışıp kalmış ve hiçbir seçim yapmadan öylece durur karanlıkta. sadece durur. seçim yapmak bu kadar zor mudur. iki delikten birine nasılsa düşecektir fakat hangi delikte sürükleneceğine karar verememektedir.o yüzden durmaktadır ve beklemektedir.ta ki rüzgar düşeceği uçurumu seçene kadar...