şöyle ki, inançlı insanlar tanrıya neden inandıklarını açıklarken habire evrendeki düzenden, şu veya bu bilinmeyenden bahsederler...
örnek veriyorum, daha düne kadar yıldırım da bir bilinmeyendi. tanrının bir yaratımı olarak açıklanırdı. ne ki yıldırımlarıyla dilediğini vurur... izahat paganlarda da, tek tanrıcı dinlerde de böyledir... bu arada tanrının özellikle neden minareleri ve çan kulelerini hedef aldığına kafa yoran da olmadı uzun süre...
tabi zamanla bilim neyin ne olduğunu açıklıyor. bu sefer tanrıyı bilimin henüz açıklayamadığı diğer bir boşluğa koyuyorlar!... o boşluk da açıklansa, bir sonrakine koyacaklar...
işte bu sebeple "tanrı" denilen hayali varlık, gerçekte din tacirlerinin sömürdüğü "boşlukların" tanrısıdır. yani inananlar "tanrı" diye kendi cehaletlerine tapıyorlar!...
inananlarının doldurduğunu sandığı boşlukların ancak kendi cehaletleri olduğunun farkında olmadıkları tanrıdır.
gerçek şu ki bilim bugün cahillerin henüz henüz doldurulmadığını sanılan çok boşluğu doldurmuştur. ne var ki bilimin açıklamaları, dinlerin izahları gibi en ebleh olanların bile anlayabileceği izahlar değildir. bir çoğunu anlamak için zeka da yetmez. zekanın üzerine, ilgili alanda yeterli araştırma yapmış olmayı da gerektirir.
velhasıl boşlukların tanrısına tapanların ekserisi kendi cehaletlerine tapıyorlar ama farkında bile değiller...
inanca göre; allah'ın yaratmadığı herhangi bir şeyin varlığı mümkün değildir. olgu ve olayların çalışma sistemlerini kısmen de olsa çözmek, olgu ve olayların bir yaratıcı tarafından yaratılmadığı anlamına gelmez.
