ne cins adamlarsiniz yarin basiniza ne gelecegi mechulken burda kalkip insanlara' 2. el 'gibi alcakca tabirler kullaniyorsunuz insana bir esya gibi bakan birisi kendine hayvan gibi bakmalidir.
işte sorun şu eskiden gerçek sevgi vardır. insanlar bir ömür bir birini beklerdi. ama şimdi mi öylemi. sevgi ile ilgiyi karıştırıyorlar. insanlar bırakın bir ömür beklemeyi durakta arabanın içinde zor bekliyor birbirini.
ben kendi adıma söylüyorum artık o sevgi hikayeleri eski şarkılar ve hikayelerde kaldı. radyoyu açın dinleyin bakalım kaçtane güzel aşk şarkısı var hepsi ya ayrılık üzerine yada sen kim oluyorsun edasında sözler.
çünkü artık ilişkiler çıkar ilişkileri karşılıklı kazanç ve çıkar. Bunlardan biri sekteye uğradı mı ilişki biter ve ayrılık yada boşanma gelir.
ben hep o gerçek sevgi aradım ama ne yazık ki çok uzun zaman olmuş bu limandan o gemin kalktığı.
türkiye şartlarında bekar erkek için zordur. genelde eşi ölenler yada boşanmış olan erkekler bu evliliği tercih eder. hele kadının çocuğu varsa herşey dahada zorlaşır. en azından benim yaşadığım memlekette genel kabul bu. başka bölgeleri bilemem.
duruma göre değerlendirilip verilmesi gereken karardır. kadının neden boşandığı önemlidir. şiddet görmüş, defalarca aldatılmış, eşinin ailesi tarafından baskılanmış vs gibi bir durumsa elbette evlenilebilir.
Ekşiden alıntıdır.
"
yaz tatili, 9-10 yaşlarındayım, benden 2 yaş büyük teyzemle yalvar yakar annemlerin köyüne gidiyorum. annemin babaannesi ve dedesinin ( yani dedemin annesi ve babası), tepesinde kocaman bir ceviz ağacı, avlusunda minik bir kuzine ( moderni şömine) olan evinde kalıyoruz.
her akşam üzeri, büyük nine o kuzinede simsiyah bir çaydanlıkta çay demler, büyük dedem de sarma sigaranın birini yakıp eşine verir, diğerini kendine alır ve çay doldurur. bu 2 buruş buruş ihtiyar mırıldanarak saatlerce sohbet ederdi. biz de küçük teyzemle; " konuşacak ne buluyor bu moruklar bu kadar zaman?" diye kendimizce merak ederdik.
bigün büyük ninem sigarayı yakmış otururken, her zamanki patavatsız ben, merakımızı gidermek için sordum;
- nine konuşacak bu kadar şeyi nereden buluyorsunuz?
- ben ona ne zor kavuştum, nefesim yettiğince konuşurum.
- niye zor kavuştun nine, anlatsana?
- eski zaman, ben dedenizden de 4 yaş büyüğüm, birbirimizi sevdik, aileler tamam dedi. o zaman böyle herşey bol değil, yüzük takıldı, düğün, dernek, eşya, çeyiz denkleşsin derken dedenizi askere aldılar. askerlik uzun, beni yakın köyden birine gelin verdiler. yalvardım yakardım adama, benden sana karı olmaz dedim dinlemedi. işkence gördüm; kızgın demirle göğüslerimi, bacaklarımı, edep yerlerimi dağladı ( açıp derin bir yanık izi olan sol memesini gösteriyor bu arada), yine de kadın olmadım ona.
sonra dede askerden gelip ilk iş nişanlısını sorar. "felana gelin verdiler" dediklerinde, atına binip ( mecazi değil) büyük ninenin evine gider. kocasına temiz bir dayak atıp, sevdiği kadını alıp gelir. geldiklerinde sorduğu soru şudur:
- o zaman akıl edemedim ama çocuğun oldu mu? varsa gidip alıp geleyim...
( "s.kti mi lan seni?" değil, ne ilginç dimi?)
bu güzel insanlar 100 yaşını aynı yastığa baş koyarak devirdi ve 2005 yılında 38 gün arayla cennete göçtüler. gerçekten sevmek diye bir şeyin olduğuna beni inandırarak...
bu başlıkta gavat vb. diye ahkam kesen tatlı beylerle, kadınlar kulübünde;"ucuza mı gittim ya ben?", "kızlık zarı nasıl diktirilir?" diye ağlayan tazelere, evlilik hayatlarında mutluluklar dilerim."
Gözlerim doldu gerçekten. Bazı insanlar nasıl böyle güzel sevebiliyor. Benim babam çok sevdiği kızı başkasıyla nişanlandığı için Zaman'ında kızın suçu olmamasına rağmen daha sonra nişan atınca istememiş. Annemin de bulunduğu bir ortamda "ne kadar sevgisiz bir insansın sen baba" diyebildiğim için kendimle gurur duyuyorum. Beni yetiştiren insanlara rağmen içimdeki Sevgiyle de gurur duyuyorum. Çünkü Gerçek gurur kesinlikle bu değil.
evet kadın zaten maldır kendisini döven kocasıyla yaşamak zorundadır eğer boşanırsada ikinci el mal olacağından değeri azalır.. sizin düşünce yapınıza sıçayım, eski kocasının altında inleyen derken kendi anneni de hesaba katıyor musun orantısız zeka? kadınların mal değil insan olduğunu sizin gibilerin kafasına nasıl sokmalı acaba?
Olur niye olmasın? Şunu anladım ki aklı dengesi sağlıklı çok az insan var. Ağıza alınmayacak şeyler söylemişsiniz. Vurmadığınız yafta kalmamış ayıptır günahtır. Birde müslümanım diyorsanız durum daha da vahim.
Ya bu orantısız zekanın başlıkları beni benden alıyo yemin ediyorum. Farklı ideolojilere sahip insanların düşüncelerini aşırı ironi ile ısıtıp ısıtıp önümüze koyması ve bunu yaparken de ahlak yoksunu bir tavır sergilemesi aşırı mide bulandırıcı geliyor artık.
Abicim dikkat çekmek için bi götünü siktirmedin şu sözlükte yahu.
Konunun uzmanı olarak ( kuzenimden biliyorum.*);
Bekarıyla aynı riskleri taşıyan eylemdir.
Örn;
Acı biber ve bal aynı anda yenmez.
Bir arada gitmez.
Boşanmış kişiler için, kadın bal, Erkek acı biber olsun.
ikisi de ayrı ayrı afiyetle yenir. Biri kahvaltıya diğeri yemeğe tat verir.
Nasıl ki ikisinin bir araya gelmesi yanlış olmuşsa, ayrı ayrı tatları daha keyifli olur.
Sen kahvaltıysan balı seç.
Boşanmış kadın ya da erkek tek tarafı sorunludur diye genellenemez.
Boşanmalarda sorunlar karşılıklıdır.
Önemli olan insan olmaktır.
Kişilerin karşıdakine anlayışlı ve dürüst olmasıdır.
Not: "okuyamadım durumum yoktu.
Özet geç piç" diyecek olan salaklar için;
Evlilik her şekilde şans işidir.
neden boşanmış kadına sorunlu gözüyle bakıyorsunuz ki ? tam tersine eşide sorunlu olabilir ? güven konusunda haklısınız kolay kolay güvenemez. ama büyük konuşmayın, bakarsınız boşanmış olan kadın dışarıdaki kızlardan daha güvenilir, daha sorunsuzdur.
Risklidir. Çünkü eski kocasını unutması zordur. Erkeklere karşı güveni azalır,inancını yitirir. Sizin küçük bir hatanız bile onun size olan sevgisini zedeleyebilir.