boşanmak

    214.
  1. Evliliğin kıyısından döndük biz. Nikaha on gün, altı saat kala vazgeçtik.
    Beraber kurduğumuz, kapı kollarını dahi beraber taktığımız evden yalnızca bir minik halı aldım.çocukluğumdan beri benimleydi çünkü. "Kalanını ister sat, ister kullan ister fakire fukaraya hediye et" dedim. O da ayrıldıktan üç ay sonra evlendiği eşiyle kullanmayı tercih etti. Ama kendince adil olmaya çalıştı, yaptığımız masrafları kalem kalem hesaplayıp yarısını anneme zorla vermiş ben kabul etmem diye. Beraber emek verdiğimiz eve başka bir kadınla yaşamak için girdiğini duyduğumda içim burkulmadı desem yalan olur, biraz üzüldüm, diğer yandan da verdiğim kararın doğruluğunu düşünüp mutlu oldum.
    Bugün sabah öğrendim, boşanmışlar. Evlendiği zaman O kadınla ölene kadar kalacağını düşünmüştüm, aileleri yıllardır tanışıyor, ortalık karışmasın diye hayatta cesaret edemez boşanmaya diyordum. Düşündüğüm kadar korkak değilmiş. Aslında korkak da, keyfine düşkünlüğü korkaklığından daha yoğun.*
    Neden yazdım bunları bilmiyorum, hissettiklerimin binde biri bile değil, yazacak takatim olursa yine gelir editlerim.
    43 ...
  2. 231.
  3. herkes paragöz diye kadınlara demiş. ben boşanırken tek bir eşya istemedim (tost makinesine kadar anasının evine taşımış), altın vs muhabbetlerine girilmedi bile hepsi onlarda. ayrıca hali hazırda işsizim. annem ve kardeşimle hayatımızı idame ettirmeye çalışıyoruz ama karşımdaki herif 200 000 liralık yat ve araba alacak utanmadan bunun havasını atmaya çalışıyor bana. şimdi hangimiz paragöz? ayrıca herkes erkek olabilir ama adam olmak başka bir meziyet.

    edit: he bi de, "ben istesem bi de üstüne senden para alırım" dedi. çok acayip...
    26 ...
  4. 208.
  5. Üzerine çok da konuşulacak bir mevzu değil esasen.

    Evlenmek kadar doğal.
    Yolunda gitmeyen bir şeyler varsa çocuk olsun ya da olmasın bitmesi gerekir evliliğin.
    Evlenmek, ömür boyu zincirle birine bağlanmak değildir.
    Gönlünüzden gitmiş birine sırf imza attınız diye ömür boyu katlanmak zorunda değilsiniz.
    Çünkü gönül bağı yoksa saygı da yoktur ve eğer saygı yoksa aynı evi ve yatağı paylaşmanın da anlamı yoktur.

    insan gibi evlenip insan gibi ayrılmayı bilmek lazım. Tek mesele bu.

    şunu da eklemek lazım sırf minnet duygusu ile, aman aşım pişsin düzenim bozulmasın diye de evlilik sürdürülmez.
    Bir kere geliniyor hayata.
    insan kiminle mutluysa onun yanında olmalı.
    16 ...
  6. 174.
  7. başlık altında sözlük bacıları edebiyat parçaladığı durum... erkekleri de bir o kadar "kurtuldum" havasında!

    boşanmış biri olarak bu başlıkta paragraf paragraf yazıp edebiyata yeni bir soluk getirip gözlerin yaşlanmasına sebep olacak değilim ki sonuçta biliyorum evlenmek kadar doğal bir durumdur boşanmak...

    tek farkı boşanırken takı takmıyor, tebrik etmiyorlar...

    boşanma sürecinin her anı ajitasyona müsaitken olabildiğince duygusallıktan uzaklaşmaya çalışıp dik durmak, o sürecin etkilerinden çıkılmasını hızlandırıyor bunu bilmelisiniz. yani koyvermeyin kendinizi, her şey daha da kötüye gider.

    ama boşanmanın en vurucu anı sanırım mahkeme salonuna (daha doğrusu odasına, bildiğin göt kadar bir oturma odası boyutlarında) girdiğiniz an. hakim hanım şöyle bir bakmıştı bize; "ay küçük bi de çocuk var çok mu gerekli boşanmak?" diye sordu ve karşı tarafa baktı. tamam "sıçtık" dedim içimden. bu şimdi ağlayacak salya-sümük hakim bizi boşamayacak. karşı taraf eliyle beni göstererek "her şeyin sorumlusu bu amcık ağızlı" der gibi bi hareket yaptı. hakim bana sordu "emin misin" diye. "eminim, düşündüm hakim hanım." dedim. (haberiniz olsun bir an tereddüt ederseniz boşamaz)

    boşanma süreci aslında bir "fragman", asıl "film" çocukta varsa arada, resmi olarak boşandıktan sonra başlıyor...

    bitmek bilmeyen yanlış ata oynamışlık hissi...

    hiç bir zaman arkada bırakamadığınız geçmişiniz...

    habire aklınıza gelen sinir bozucu ve aksiyon dolu boşanma süreci...

    çevresel faktörler...

    "toplum baskısı sonucu evleniyor insanlar daha önce farkında olmadıkları özgürlüklerini kaybettiklerini anladıkları anda da boşanmak istiyorlar" falan gibi zevzeklikler yapanlara aldırmayın. ailenin dağılmaması için gereken her şeyi yapmış ama sonuç alamamışsanız, bitmiştir.

    benim için de evlilik çürük bir diş gibi olmuştu adeta. hal böyle olunca çektiresiye kadar ağrı yapıyor. kurtulmaktan başka bir çareniz yok.

    sonuç olarak neresinden bakarsanız bakın bok gibi sıkıntılı bir süreç ve kısır bir döngü. evlilik bir sözleşme esasen, çıkarların hüküm sürdüğü bir anlaşma. çıkarın olduğu yerde çatışma var. çatışmanın olduğu yerde çözümsüzlük. çözümsüzlüğün olduğu yerde de en sonunda ayrılık.

    yapabileceğiniz ve sizin yararınıza olabilecek tek davranış ; daima sakin kalmaya ve kontrolü kaybetmemeye çalışmanız.

    evlilikten geriye kalan ise her iki taraf için "başarısızlık" hissi olacak sadece...
    14 ...
  8. 10.
  9. sarılmalar eski canlılığını, içtenliğini yitirmiştir . iyi niyetle söylenen basit kelimeler bile onarılmayacak kavgalara mahal vermektedir . ruhunuzu soğuk bir acaba sarar : bitti mi ?

    hızla ilişkinizi sorgulayıp, gözden geçirirsiniz, sonuç evliliğinizin kurumsallaşıp, birbirinize yabancılaşarak aşkınızı bitirdiğinizdir . samimi bir çabayla aşkınızı son kez yeniden üretmeyi denersiniz , yenilirsiniz ! çünkü her şeyi tüketmişsinizdir . önceden eleştirdiğiniz, küçümsediğiniz, yakıştıramadığınız sonuçla yüzleşirsiniz : ( hiç bitmeyecek sandığınız ) aşkınız bitmiştir !

    hukuksal prosedür sona erer, boşanırsınız . solan kırmızı defter, kişisel albümünüzdeki yerini alır ; artık yalnızsınızdır ! yaralayıcı ve zor olanı bundan sonraki süreçtir ; yatakta dönersiniz, yılların getirdiği alışkanlıkla o güzel omuzu ararsınız, yeri boştur, çılgınca yataktan fırlayıp evin içinde dönersiniz, bulamazsınız . sonunda mavi duvar gerçeği fısıldar : artık o yok . ortaklaşa yarattığınız duyguların, alışkanlıkların,kültürün sahibi yoktur ! bundan sonraki hayatınızı boşanmış ve garip bir sıfat sahibi olarak devam ettirirsiniz : dul !
    15 ...
  10. 216.
  11. Evlilik pranga değildir, olmamalıdır.
    Mutsuz ve huzursuz insanların evlilikleri, hem kendi, hem aileleri, hem de toplum açısından zararlı bir birlikteliktir ve bu durumda boşanma alınacak en mantıklı karardır.

    Hepimizin tek hayatı var ve o hayatı huzurlu geçirmek herkesin hakkı!
    13 ...
  12. 189.
  13. Çocukların durumu için çok basit olmayan bir eylemdir.

    Hayatı boyunca bir çocuğun her alanda yarım kalmasının vicdani muhasebesi, doğru bir ebeveyn iseniz, sizi yer bitirir. Bu ülkede sırf çocukları için evli kalan, vicdanı ağır basan çok insan vardır.

    O da bir seçenek değildir aslında..

    iki tarafı da su ile kaplı bir ada parçasıdır. Kolunuz kırıktır, ihtimali olmayan okyanusu yüzmek imkansızdır.

    Allah kimseye vermesindir.
    14 ...
  14. 205.
  15. Evliliğin ne kadar kötü olduğuna bağlı olarak insana kendini tatile çıkmış gibi veya bataklığın tam dibine iniyormuş gibi hissettirebilen eylem. Her halükarda uzun vadede insanı daha huzurlu biri haline getireceği kesin. Kadınlar korkuyor, ya yapamazsam ya ayakta kalamazsam, ya çocuğumun(larımın) mutsuz olmalarına sebep olursam? Ama kimse şunu unutmasın ki mutsuz anne veya baba asla mutlu bir çocuk yetiştiremez. Birlikte ama huzursuz olmaktansa ayrı ama huzurlu olmak inanın daha faydalı.
    13 ...
  16. 5.
  17. bosanmanin ne kadar kötü oldugu hakkinda atilip tutulsada ..bazen insanlarin yüzünü güldüren durumdur.
    bir insanla arasındaki herşey bitmis bir evliligi yürütmeye calisiyorsunuz.
    zoraki bir evlilik sürdürmek gercekten bir iskencedir. egerki birde cocuklar varsa bence dünyadaki insanin cocuguna yapabilecegi en büyük kötülüktür.
    mutsuz bir ailede yasamaktansa ,mutlu bir ebeveynde yasamak her cocugun istedigidir.
    yasanilmis ve dogru oldugu kanitlanmistir.eger evlilik bitmisse gercekten insanin kendini sikmamasi ve hemen bitirmesi tavsiye edilir.
    16 ...
  18. 106.
  19. (#21694147) no'lu entry'de geçen beş durumun beşinin de rutin bir hal aldığı evliliklerde, en azından bir tarafın isteğiyle gerçekleşmesi kaçınılmaz olan evlilik halinin son bulması durumu.

    ve benim eşiğinde olduğum durum... bugün yarın ya benim ya da onun ilk adımı atıp davayı açması an meselesi. aile terapistiyle konuşuldu, evler ayrıldı, aileler haberdar edildi. geriye avukat araştırması ve hukuki süreç aşaması kaldı. ilk adımı atacak olmam muhtemel olsa da en çok canı yanacak olan da benim aslında.

    çünkü insan, hayatta her şeyin bir sonu olduğu fikrine alışıyor da, beklemediği zamansız sonlara ağlıyor en çok.

    yığınla vaad, yığınla emek, 9 senelik aşk... 6 aylık evliliğe yeniliverdi. sadece 6 aylık şans tanıdı aşık olduğum adam, hep hayalini kurduğumuz evliliğimize. en acısı da "sevmiyorum, istemiyorum, kafamda çoktan bitirdim."ler. o hangi kafayı yaşıyorsa allah'ım, aynısından bana da ver!

    çünkü yarın başlayacak ilaç tedavim bile onunla geçen iyi-kötü 9 yılımı ve 6 aylık evli kadın kimliğimin benden aldıklarını geri veremez.

    bu derece değersizleştirilmeyi hak etmedi 9 seneye heba ettiğim emeklerim.

    erkek zihniyeti mi paslanmış yoksa benim tanıdığımı sandığım o adam başkası mıymış, bilemiyorum.

    tek bildiğim; iyi günde kötü günde yeminleri etmesin kimse. tutulmadığında yeniliyorsun iyiye de, kötüye de...

    öyle işte...
    12 ...
© 2025 uludağ sözlük