"bırakma ellerimi, bırakma yalnız beni, son defa seyredeyim, o yaşlı gözlerini, gül dolu pencerede yalnız hatıran kaldı, ah boş kalan çerçevede, aşkların en güzelini, çılgınca sevenini yalnız sende bulmuştum, yalnız senin olmuştum..." diyen nostaljik parça.
gözümün önüne ışıl ışıl mavi gözleriyle servet adında bir çocuk geliyor bu şarkıyı her dinlediğimde.
sonra o mavi gözlerin dolu dolu hali..
sonra etrafımı saran sayısız hıçkırık sesi.
böyle bozgunculuk yapmak yoktu, diyorum ben.
youtube videolarında oradan oraya oradan oraya gezerken, akşam akşam karşıma çıkmasını en son istediğimdi sanırım.
"bırakma ellerimi
bırakma yalnız beni
son defa seyredeyim
o yaşlı gözlerini
artık bülbül ötmüyor
gül dolu pencerede
yalnız hatıran kaldı
ah boş kalan çerçevede
aşkların en güzelini,çılgınca sevmesini
yalnız sende bulmuştum, yalnız senin olmuştum.
son defa seyredeyim
o yaşlı gözlerini
artık bülbül ötmüyor
gül dolu pencerede
yalnız hatıran kaldı
ah boş kalan çerçevede."
rüyamda görmüşçesine sabahın köründe bizzat isteyerek açtığım ve salya sümük izlediğim film ki defalarca izlememe rağmen. ama biraz da insanı ürküten sahneleri vardır, şöyle ki; *
--spoiler--
ferit ölür, alev ise koşa koşa evine gider ferit'in öldüğünden bi haber. bir bakar ki yatağı boş, ağlaya ağlaya yatağa kapanır, beni bırakıp nerelere gittin diye haykırmaya başlar. bizleri şaşırtır. bir insan evladı yatağında değilse ölmüş müdür ne salak bu kadın, dedirtir kendisine. ardından münir özkul gelir emektar hizmetkar rolündedir. gel kızım seni ona götüreyim, seni bekliyor, der ki bu cümle insanı umutlandıracak bir cümledir. giderler dağın başına, alev hani nerde diye bakınırken, daha toprağı kurumamış taze bir mezar gösterir, işte orda der, sanki dalga geçiyor. böyle bir sahne olabilir mi hangi vicdana sığar. ama bakmayın böyle dediğime, ağlamaktan gözlerim şişti ne yalan söyliyim.
hülya koçyiğit ve kartal tibet'in oynadığı türk filmidir. filmde çalınan belkıs özener şarkısında ağlayan bir hülya koçyiğit şarkı girmeden önce, " artık kimseyi sevmiycim, hiç! hiç kimseye inanmıycam. bundan sonra hayatım bomboş geçecek, kalbim bomboş olacak. tıpkı bu çerçeve gibi, tıpkı bu boş çerçeve gibi" der sora iki el öksürük sesi gelir kartal abimizden. ve şarkı girer. dırırırım..
ağlamaktan yarıla yarıla her seferinde izlediğim hülya koçyiğit ve kartal tibet klasiği süper bir eski türk klasik filmidir, sonu daha da acıklı biter ağlamakta tavan yaptırır adama.