şimdi bu kız milleti, malumunuz, üstüne düşüldükçe "boğulur".
yani beni çok boğuyorsun, üstüme geliyürsün diye ağlar.
yok üstüne düşmez, arayıp sormazsanız da, sen benü sevmüyürsün diye ağlar.
günde 12 kere hormon dengesi değişip ruh hali dalgalanan bozuk bir makineden stabil bir duygusal tepki beklemek zaten aptalca bir harekettir.
ama yine de makul sınırlar içinde sevdiği insanın üstüne düşen oğlancıklarımızın sık sık bu tepkilerle karşılaştığını görüyorum.
yani kıza gidip de onla konuşmayacaksın, bunla görüşmeyeceksin, şunu giymeyeceksin, bunu yemiyeceksin, böyle gülmeyeceksin, oraya gitmeyeceksin demediği halde yine de kızdan "beni boğüüüyürsüün, benüüm çüok üstümee düşüyüüürsüüün," diye tepki alan bir sürü salak oğlan tanıyorum.
bunlartın hepsinin de ortak özellikleri, zengin bir babaya sahip olmamaları, kızların akıllarını başından alacak kadar yakışıklı, karizmatik, zengin olmamaları. kısacası, bir kadının hayalindeki prens tanımına çok uzak olmaları.
işte bu yüzdendir ki, bu salak oğlanlar kıza aşkım dese, "beni boğüyürsüüün" tepkisi alır.
işte bu yüzdendir ki, bu beyinsiz erkekler kıza sarılsa, "götümün dibinden ayrülmüüüyürrsün," tepkisi alır.
ve bu salaklar hala, ama hala, ve evet ne yazık ki inatla hala, kızı sevmeye devam ederler.
"peki aşküüüm, özür dülerüüm, seni sıkmak, büğmek istememiştim, özüür dülerüüüm," diye af dileyip, kızdan daha uzak durmaya çalışıp, ilişkilerine öyle devam ederler. daha uzak durmaları da kızı rahatlatır, çünkü o kadar kızın götünün dibinde durursa, kızımızın bir gün mutlaka bulacağını hayal ettiği prensi kaçırtabilirler. kızın o prense yaklaşmasını engelleyebilirler... rahatsızlık verirler yani.
o yüzden pek çok kızımızı, mis gibi modern, zeki, duygusal, düşünceli, nazik oğlanların yanında, "benüü çok boğüyüüürsün mertcüüaaan" diye ağlarken görürüz.
işte onu gördüğüm zaman ben kızdan değil, mertcan'dan nefret ediyorum.
lan dangalak, lan dingil, lan mal! bassana götüne tekmeyi orospunun. bassana götüne o yavşak bağırsak kurdunun.
sen ne biçim erkeksin, sen ne onursuz bir tipsin ki, verdiğin sevgiden sıkılan, gösterdiğin saygıdan boğulan, seni yedek lastik gibi yanında tutan bir orospuya hala seni seviyorum diyebiliyorsun.
kız harbiden boğuluyordur; şu şekilde:
esas oğlanla güzel kızımız yazın sıcağında serinlemek için denize veyahut havuza giderler. birbirlerini seksi bir şekilde yağladıktan sonra yattıkları havlu üzerlerinde açarlar kitapları;
-bakın lan biz nasıl entelektüel çiftiz kumsala geliyoruz ama güneşlenip bronzlaşmak umurumuzda değil sadece kitap okuyup kültür denizinin fırtınalı sularında yol almak sonrada doğru yolu bulup güvenli limana yanaşmak orda sonsuza kadar yaşamak, yaşlanmak istiyoruz.mesajını verdikten sonraa tabi sıcağında verdiği etkiyle serinlemek amacıyla kendilerini suya bırakırlar.
tabi kültürden coşmuş olan çitimiz suda kah lastik çektirmek olsun kah artistik patinaj olsun değişik sportif hareketlerde bulunur.bu karmaya dayanamayan vücut:
-olumm! ben kimim nasıl oldu şimdi bu deyip bazı tepkiler verir.biz buna halk dilinde kıramp diyoruz.çok illet bişidir. bi girdi mi çok şanslı olmanız lazım.aman diyeyim dikkatli olun.
neyse sonuçta hanım kızımızın ayağına giren kramp onu değişik çığlıklara hal ve hareketlere sokar.
bunların başını boğuluyorum köahhöuutt gulluugulluu mahhmuut ben kime diyorum gibi cümleler gelir.
bu durumda genç aşığımız:
+sen ne kadar boğuluyorum desende ben seni hala seviyorum der ve kızı kurtarır.
Sonuç olaraaaak, onlar ermiş muradına biz çıkalım kerevetine...