büyük bir sıkıntı anında yaşanan hal. insan bu haldeyken ağlamamak için kendini tutar, ya da birden patlar ve ağlamaya başlar. genellikle ölüm olaylarında yaşanır.
tutulur kalırsın, ve yok olursun hissinin içinde. anlatmak istersin, kahrolası kelimeler nedensizce katılaşıverir somut cisimmiş gibi. gerçi kelimeler de yetersizdir ya, olmayan bir noktada sabitlenmiş bakıştır ve süzülen gözyaşıdır o an içindeki herşey. elinin gittiği yer kalbin olur, zihninde canlanansa uzaklar...
ağlama eyleminden önceki son dakilardır. bir örnekle konuyu renklendirelim.
misal; aşık olduğunuz insan artık sizi sevmediği söylediği an da yapabileceğiniz hiç bir şey yoktur. beni sev de denilemez. boğaz düğümlenir. ve düğüm en yakın yerde çözülmeyi bekler. gözyaşı olur akar.
hiç beklemediğin bir söz duydun bugün.
asla başıma gelmez dediğin bir olay geldi başına.
tam konuşacakken susturdu seni birileri.
basiretin bağlandı sonra.
eve döndüğünde "bunu neden söylemedim" diye kızdın kendine.
ya da söylemediklerinden çok söylediklerin sıktı canını.
ağlamak istemedin ya da belli etmek istemedin yutkundun sadece. o anda fark ettin ama boğazındaki düğümü.
boğazında bir kelepçe, konuşsan kelimelerin olacaktı anahtar.
susmayı tercih ettiğin zamanlarda değil, kendini susmaya mecbur hissettiğin sonrasında sıklıkla pişman olduğun anlarda yerleşir o düğüm boğazına.
Bu olayı sadece yaşayan bilir.O an o kadar ağlamak veya haykırmak istersiniz ki,ama duygularınız ağlamamanız yönünde sizi yönetir ve ağlayamayıp boğazınızda düğümler oluşturur.o anı yaşamamak için hayattaki tüm acıları çekmeye hazırsınızdır.ama yeterki o büyük patlama yaşansın...
söylenecek o kadar çok şey vardır ki. hepsi aynı anda çıkacakken tıkanırlar boğazımızda. içinde bulunduğunuz durum hüzünlü bir sessizliktir. bir damla göz yaşı temizler boğazınızı, o kelimeler içinize akar yeniden.içinizi yakar efendim.
yutkunsanız da geçmez, bazen sebebini siz de bilmezsiniz, gelip oraya oturur ansızın, sebebi zaten önemli de değildir, hızlıca uyumak kısmen rahatlatır, uyanınca geçmiş olacağına inanmak en azından umut etmek v.s. v.s.
deneceklerin konuşulamadığında içte yankılanmak üzere geri dönüşüne verilen ad bu. ah, ad deyince...
adı geçti yakın zamanda, hiç ummadığım bir anda, hiç beklemediğim şekilde.
öylece oturuyordum. dizi izliyordum, müzik dinliyordum.
sonra adı. adı. adı.
gün içinde diyebildiğim, deyişimin ardında gülüp geçebildiğim isim.
boğazım? boğazıma bir şeyler oldu. boğazıma bir şeyler... boğazım! şu anda bile!
boğazımı bir el sıkıyor. boğazım sıkılıyor yine! böyle değildi bildiğim.
ben ilk kez yazarken tökezliyorum. sonra bu duraksamayı fark edip hızlı hızlı yazıyorum yine. her şey yolunda. her şey yolunda anne. her şey yolunda evet. her şey yolunda, benim yolumdaysa onun adı var. öteye geçemiyorum bu gecelik.
adını ondan daha çok sevmiş(t)im. her şeyi silip yerine adını yazmış(t)ım. yenilgiler tarihimdeki en şanlı kuşatmadır kendisi. yenilmedim ama, hiç o kadar elim kolum da bağlanmamıştı.
şimdi asla sevmeyeceği bir şeyler dinliyorum. boğazım, evet hala... ben unutmam ama hatırlatmam da. artık hatırlayacak. hatırlasın.
o hatırlayınca benim içimde ondan kalan ne varsa daha çok silinecek. hep öyle olur zaten. o düşüncenin ağırlığı düşünülene verilir ve hafiflenir böylece. çirkefleşemediğim için ben böyle boşluğa salıyorum diyeceklerimi. birdenbire adını anmayı kesmeseydim biriktirmemiş de olacaktım. burası dışında hala ve kesinlikle bir ayrıntı çıkmadı ağzımdan. bağıra bağıra ağlayarak, kanlar içinde hastaneye kaldırıldığım o tek gece dışında. bunu da kimse bilmez. o bilecek. bilsin.
boğazım... of. "yemeğe gidelim mi?" "hafta sonu ne yapıyoruz?" "önümüzdeki ay ben de oradayım." "bu gece evde kalalım ya." yemekte boğazıma takılacak, balık kılçığı gibi yapıcam. gittiğimiz yerde şarkıları ona söyleyip, tam da şarkının orasında yutkunup, başkalarının yüzüne bakıcam. o başka şehirde derin bir nefes çekemiycem içime. o gece evde kalınca illa ki ona yazıcam ama okuyamıycam bu kez çünkü boğazım.... birkaç zaman için. hep böyle olur. bir anı gelip siker bazı zamanları. o esnada zevk alınıyor gibi yapılır falan.
aslında sanki yazdıkça ferahladım. yalnız daha iyi olurdu boğazımı gevşetirse biraz adı... sahi, adı kendinden çok daha güzeldi.