Beste ve güftesi Alaeddin yavaşca'ya ait olan hicaz bir şarkı...
Boğaziçi, şen gönüller yatağı
Her bucağı âşıkların otağı
Mehtâbı hoş, güneşi hoş, günü hoş
Boğaziçi herkesi eder sarhoş
Pırıltılar oynaşırken sularda
Öpüşürler martılar kuytularda
Tarabya'da, Bebek'te, Üsküdar'da
Mehtâbı hoş, güneşi hoş, günü hoş
Boğaziçi herkesi eder sarhoş
Gönüllerin kaynaştığı beldesin
Lâledesin, sümbüldesin, güldesin
Rûha dolan aşkınla bestemdesin
Mehtâbı hoş, güneşi hoş, günü hoş
Boğaziçi herkesi eder sarhoş
indirime girmiş eşyalar kadar sezonluk iklime bağlı
indirgenmiş cezalar kadar suçlu bir o kadar güçlüyüm
şimdi bu dünse aşk dedi bir gün birisi
boş bulundum...yine omzumdan burkuldum
bakıştık, tanıştık, yattık daha ilk gece
namussuzluk ettik, yetemedik ağladık olmadı
güne dönmeye çalıştık olmadı gitti
kara bir tren gibi sessizce terkettik yine aynı garı
mutluluk fonda kaldı
karlı, meteorlu, korkulu bir dekor yarattık
yok, saat farkımız çok
umduğumdan daha da çok
orası istanbul'a uzak kaldı
gerçi istanbul'da cosmopolit, defresif, yaşama seviçli, yorgun bir tarih say
ama yetmedi, burda kalmasına yetmedi istanbul
istanbul,ilk defa mağlup ayrıldı kendi sınırlarında aşktan
aşk şehri paris'miş, bir kez daha kanıtlandı
o ırak diyarlara çok büyük elçi, tahlillere cevher
astığı astık, kestiği kestik, dediği dedik baskın kadın
ayrılığa ağlardın peki ne oldu?
ben ırak diyarlara büyük idealist, tahminlere büyük mücevher
yandığı yandık, kestiği kestik, dediği dedik gurur adam
ayrı kaldık, ayrılık aldık, ayrılık verdik, apayrı iki insandık
apaçık ortada kaldık
evvel zaman içinde kalbur saman içinde
yalan bir aşk yaşarmış boğaziçi'nde
ben hiçbir şeyi bilemez oldum, aramak ister arayamaz oldum
aşktan ölür, midesi kazınır, dilim ekmeğine öz suyunu kurutur oldum
o belli ki verdiği kararın arkasında durmayı iyi bilen
o belki zorlanan ama iyi bilen ama neyi bilen
boşa seviştik, boşa savaştık, boşa kürek çektik, yanıldık, yine yanıldık
çoku bölüştük, yoka dönüştük, ayrıldık daha ilk gece
elimize ne geçti, mona lisa'nın üzgün tarafı
elimize ne geçti mona lisa'nın mutlu tarafı
peki elimize ne geçti?
ağlarken gülmeyi becerebilen bir palyaço maskesi
peki elimize ne geçti
kırık dökük anılar, vango sarı çiçekleri çizmemiş ki
elimize ne geçti, elimize sadece yok geçti
evvel zaman içinde kalbur saman içinde
yalan bir aşk yaşarmış boğaziçi'nde
öyle büyük ki ağrım, horon tepseler ağlıyorum
inan ki elimi, kolumu zincirledin
inan ki sustuklarımı sen izin vermedin diye
boğazımda cümleledim
artık telefon beklemiyorum, artık telefon etmiyorum
çünkü biz artık olduk
tabakta kaldık günah olduk
yazık olduk, biz senle, iki ayrı olduk
ben seni susacak kadar
ben sana susayacak kadar
ben seni, beni susturacak kadar sevdim
öyle büyük ceza ki bu
ikimize iyiliğimiz için kestiğin
artık afrika'dakiler yaşar
biz ölürüz
evvel zaman içinde kalbur saman içinde
yalan bir aşk yaşarmış boğaziçi'nde (x2)
ülkemize kendi alanında akademik eğitim almış ve ona göre hayatını idame ettiren insanlar yerine,(bölümü bitiren,ilgisi olmayan işler yapıyor)başka alanlarda büyük şöhretler yetiştiren üniversite.
not.her üniversite için geçerlidir belki ama,bu kadar çok şöhret başka üniversitede yok zannımca.
isim "inek boğazı" anlamına gelen bosphorus'tan türemiştir. Zeus tarafından bir mitosta dile getirildiği kadarıyla mitoloji karakteri io'nun geçeceği boğaz. io'nun bu boğazı geçip de vardığı yere de ionya denmiştir.
kenan doğulu'nun dinlenesi bir şarkısı. sözleri çok hoştur, müzik dinlendiricidir, kenan doğulu'ya yakışan bir şarkıdır, o hareketliliğine rağmen böyle ağır bir şarkı çok hoş gitmiştir.
Hayat
Doğuda sessizlik
Suskunluk anlamında
Batıda ise
Değerli bir taş sanki
Susmak doğuda
Erdem
Meziyet anlamında batıda ise
Değersiz bir hak gibi
Ayır bizi boğaziçi
Kutsa beni atlatmadan
Gülmek
Doğuda utanç
Kibir anlamında
Batıda ise
Doğal bir istek sanki
Bilgi
Doğuda saygınlık
itibar anlamında
Batıda ise
Paraya endeksli
Ayır bizi boğaziçi
Anlat bizi ayırmadan
Aci, ağrı ve sonsuz çile
Politikayla yok hiç bir dilde
çok sevdiğim bir kargo şarkısı. lakin introsu şebnem ferah'ın bırak kadının olayım'ıyla neredeyse aynıdır. kimin b.k yemesi bilemem tabi.
bu şarkıda estetik biçimde dile gelen doğu batı farkı bana hep medea oyununda (aslen destanı) geçen sözleri hatırlatıyor. medea da batı yani yunan topraklarında acısını, üzüntüsünü susmak yerine göstere göstere, çıldırarak, ağlayarak gösteren bir kadın. batı suskuyu tercih eder. böyle işte.