sadece 40 türkün bir araya gelmesiyle neler yapabileceğini bizlere anlatan tarihi bir romandır.atsız atanın kılıçtan keskin kalemi kendisini her satırda belli eder.ben türküm diyen herkesin okuması ve ders çıkarması gereken bir eserdir.
bozkurtların dirilişi ile birlikte 5. sınıftayken okumuştum ve gayet de akıcıydı hiç sıkılmamıştım okurken. hüseyin nihal atsız gibi bir usta yazınca her kesime hitap edebiliyor demek ki.
tartışmasız söylüyorum şu ana kadar okuduğum en etkileyici en duygulandırıcı kitap.duygulanmayan insan düşünemiyorum.Her nihal atsız eseri gibi muhteşem...
kitabın sonunda uzun uzun düşünürsünüz? acaba bozkırda kalıp çadır kültürüyle mi devam etseydik ve ikinci bir moğolistan olsaydık yoksa islam'la birlikte gelen imparatorluk kültürü mü daha doğrusuydu? iki arada bir derede bırakır sizi. ve hatta işi biraz daha ileri götürürsünüz;
- bozkırda göçebe hayatı ve çadır kültürü mü?
- islam'la gelen dünyaya hükmetmenizi sağlayan imparatorluk kültürü mü?
- yoksa ingiltere ya da abd'ye köleleştirilmek için cumhuriyetle gelen baskıcı yasakçı darbe kültürü mü?
tercihinizi ne taraftan kullandığınız sizin kişilik ve zeka seviyenizi de belirleyecektir. çok kadar etkili bir sona sahiptir bu kitap.
okuyan insanın kitabı yaşamasına sebep olacak doğal bir anlatım tarzı vardır. bu kitabı okuyan insan mutlaka ama mutlaka kendini bu kahramanlardan birinin yerine koyacak ve hikayeyi yaşayacaktır.
Kesinlikle bir başyapıttır ve her Türkün okuması gereken bir kitaptır. Hüseyin Nihal Atsız bütün romanlarında olduğu gibi bu romanında da sürükleyici anlatım tarzıyla döktürmüştür. Bu kitap her idealist Türk' ün fikir dünyasında ve inancında payı olan bir eserdir.
hüseyin nihal atsız'ın islamiyet öncesi türk kültürünü, harika bir şekilde anlattığı eseridir. bozkır yaşamını öyle güzel anlatmıştır ki, kitabı kapatıp camdan etrafı seyrettiğinde, o çağlarda yaşayamadığın için burukluk duyarsın.
okudukça bozkurtları dirilten yapıtlardan biri.
atalarımın gölgeleri eşliğinde orta asya bozkırlarında at koşturmak, onlarla omuz omuza içimdeki kurt un haykırışına kulak kabartmak fırsatı vermiştir bana.
her milletin geçmişini hatırlarken yaptığı gibi anormal karşılanmaması gereken bir ruh haliyle atalarımı duyularımda ve algılarımda diriltmenin coşkusunu yaşadım.
geçmişini hatırlatan en küçük algıda, geçmişin bir parçası olamıyorsa insan, o geçmişten bugününe birşey taşıyamıyor demektir.
aynı hazzı, atamın milletimi diriltiş destanında da, hz hamza nın kılıcıyla hak'kını savunuşunda da yaşarım.
aidiyetini her zerremde hissettiğim tarih öyle görkemli ki ilk satırından son satırına kadar ölümüne yaşayarak okuyorum.
babamın adımı içinden seçtiği; atsız ata'yı dolaylı yoldan ad babam yapan kitaptır.
türk yazını'nın görüp görebileceği en önemli romandır. özellikle kür şad ihtilali kısmını okurken gözler yaşarır. doğu türkistan'daki soykırım akla gelir. iki bin yıldır kurtulamadığımız çin belâsına sövülür.
"
Ötükenin erleri
Bilir benim gücümü.
Kopuzumun mızrabı
Aratmaz kılıcımı.
Kara Ozan! Seninle
Aşık atan Çuçu mu?
Çuçu bu meydan okuyuşa hiç irkilmeden hemen cevap verdi:
Seni böyle söyleten
Kımız mıdır, sücü mü?
Böyle yaman söylersen
Sende komam öcümü.
Deyişin kılıcımdan
Daha öldürücü mü?
Seni basan şaşkınlık
Ağu gibi acı mı?
Kara Ozan öfkelenir gibi oldu:
Ötüken erlerinin
Acunda çıkmaz eşi.
Ötükenin kızları
Gökte ayın on beşi.
Yürekleri kan eder
Gözlerinin ateşi.
O şaşkınlık dediğin
Çinli konuğun işi...
Çuçu
Çinli beğin attığı
Boşa gittiyse nola?
Çinli bu... Sağa atsa
Ok gider, düşer sola.
Neylesin Ulu Tanrı
Güç vermeyince kola.
Kavuşsun Kara Kağan
Kür Şad gibi oğula.
kara ozan
Kılıcına el atma,
Şimdi deyiş çağıdır.
Ortalıkta dolaşan
Ak kımız çamçağıdır.
Yad elde oturanlar
Bil ki yurt kaçağıdır.
Senin kılıç dediğin
Türk'ün oyuncağıdır."
Irkçı-Turancı kimliği ile tanınmış ünlü edebiyatçı Hüseyin Nihal Atsız'ın üçüncü romanıdır. Aslen Türkiyatçı olan yazarın edebiyatçı kimliğinin öne çıkmasına neden olan romandır. Realist bir üslupla ele alınan romanda pek çok kahramanın hikayesi tarihi bir olay ile bir arada verilmiş ve ünlü Türk ihtilâlcisi Şu Tigin (Kür Şad)'ın Çin'in o zamanlar başkenti olan Tsin'de gerçekleştirdiği ihtilal anlatılmıştır. Sade ve yalın bir dili tercih eden Nihal Atsız, bozkır hayatını oldukça başarılı bir şekilde tasvir etmiş, keskin karakter tahlilleriyle romana renk katmış ve milli-ahlaki önermelerin sıkça karşılaşıldığı ütopik bir dünya idealiyle okuyucuyu büyülemiştir. Ayrıca Ruh Adam, Deli Kurt, ve Bozkurtların Ölümü isimli romanın devamı niteliğindeki Bozkurtlar Diriliyor isimli romanları da Türk romancılığında önemli bir yere sahiptir.
yazari fasist olsa dahi gercekten güzel bir kitaptir. bir kizil'da okuya bilir. ama bu kitabi 6. kez okuyan kati bir milliyetciden baska bir sey degildir. türk degilim, milliyetci hic degilim. hatta pkk li olmak ile suclaniyorum lakin kitabi da okudum simdi de bozkurtlarin dirilisini okuyacagim. atsizcilar.com ahalisinin hepsine de buradan bol bol rahmet gönderiyorum.
Atsızcılar.com ile alakası olmayan bir kitaptır. Ne kadar meraklısınız her bi çüke şu gerizekalıları sokmaya? Kitap elbette milliyetçi duygular içermektedir * ancak atsizcilar.com ile bağlantısını çözemedim.Kitap yazıldığı tarihte portakalda vitamin olan adamların açtığı siteyi karıştırmaya gerek yok.Neyse kitaba gelelim.Kitap gerçekten harikadır.Bir kaç kez okuyabilirsiniz en son 6. kez okuyordum * Bozkır hayatı gerçekten de müthiş bir canlılıkla anlatılmış, kelimeler, cümleler ve üslup o kadar uygun seçilmiştir ki kendinizi içinde bulursunuz anlatılanların.
Ayrıca aç karnına okunduğunda avlanmış kuş,geyik ve takas edilmiş darı yerken yanında kımız içmeyi istersiniz..Özellikle ziyafet,sofra anlatımı adamı fena halde acıktırır :)
Bir taraflarına birşeyler battığından bilgi yazısına bile eksi oy veren kızıl arkadaşlara da tavsiye ederim.Türklük falan batıyor ve size ters ama olsun Kür Şad Stalin,Işbara Vladimir olsun sizin için. Almlılayı da Olga yapar okursunuz.