hüseyin nihal atsız atanın kürşad ihtilalini ve 2. göktürk devletinin kuruluşunu anlattığı mükemmel romanı. herkesin okuması gereken ve içinde birçok anlam yatan şaheser.
hüseyin nihal atsız'ın bozkurtların ölümü ve bozkurtlar diriliyor kitaplarinin birlestirilmis halidir.
tamamen ön yargılar ile bu denli büyük bir edebi eser okunmamaktadır.
kitabı okurken kendinizi ötüken'de bir çadırın içinde o günleri yaşarken bulursunuz. o denli güzel bir anlatımla kendine bağlar.
kitap olanı şöyle dursun, mitolojide Türkler'in ulusal sembolüdür.
şu an okumakta olduğum hüseyin nihal atsız'ın iki eserinin birleştirilerek piyasaya sunulmuş güzel bir kitaptır.
kitap ile alakalı bilgi verirsek ;
türklerin savaşçı kişiliği gerçekten çok güzel anlatılmış. tabi bunu abartı bulanlar olacaktır ama sonuçta bir roman bu. ( rambo ve james bond'un yanında daha gerçekçi olduğu kesindir. )
türklerin törelerine ne kadar uyduğu kağanlarına ne kadar saygı duydukları birbirlerine olan bağlılıklarının mükemmel anlatıldığı bir eserdir.
sayesinde değişen kelimelerin gerçek türkçe yazılışlarını da görebiliyoruz.
sırf ideoloji sebebi ile fazla tutulmayan bir kitaptır.
avrupa hayranlığı yurtdışı hayranlığı yapılsa idi daha çok tutardı. veya nihal atsız ermeni katliamını onaylasaydı belki bu eseri ile nobel ödülü bile alabilirdi.
neyse güzel ve heyecanlı bir kitaptır. şu ana kadar sıkıcı bulmadım. ama bu benim olaya biraz taraflı baktığımdan olabilir.
hüseyin nihal atsız'ın ölümsüz eseridir. son sayfayı okuyup kitabın kapağını kapadığınızda kürşad, kara kağan, işbara han, binbaşı pars, yamtar, urungu, taçam, deli ersegün, ay hanım hatta itoğlu şen-king, içing katunun ve daha nice türk kahramanı olan atalarımızın sanki o kitabın içinde biryerde ötükenin sonsuz bozkırlarında hala at uçuruyormuş hissine kapılmamak elde değil. muhteşem bir eser. boşluktayım net.
Bir defadan fazla okunmayı hak eden romanlardan biridir.
Gönül ister ki bu roman, orhun abidelerinin yanı başında kâh at sırtında okunsun, kâh dombıra eşliğinde.
Geçen gün bir kitapçıda gördüm, alayım dedim. "Fiyatı ne kadar?" 15 lira dedi. Allah allah korsan mı acaba diye düşündüm. Zira internette en ucuzu 20 küsur lira oluyordu. Ben bunları düşünürken emmoğlu çoktan kitabı poşete koymuş parayı bekliyordu ki, "hocam bandrolünü görebilir miyim?" dedim. Adam poşet üzerinden gösterdi, evet vardı bandrolü. Orijinal kitabı 15 liraya bulduğumu anlayınca sevindim ve parayı verdim. oradan ayrıldım ve dönüp arkama bakmadım bile.
Eve gelince fark ettim korsan olduğunu. Meğer bandrolüyle kopyalamış pezevenkler.
var olsun....
okuyan insanı pişman eden kitaptır. çünkü hiç bitmemesi gerekir. o kadar akıcı o kadar güzel bir kitap ki insanı alıp geçmişe ötükenin o serin bozkırlarına götürüyor. insanı her satırında farklı bir ruh haline sokarken hem güldürüp hem ağlatabiliyor.
Nihal Atsız'ın yazdığı Kürşad ve 40 çerisini anlatan (bkz: Bozkurtların ölümü) ve Kürşad'ın oğlu urunguyu anlatan (bkz: Bozkurtlar diriliyor) eserlerinin birleşimi olan kitaptır.
Göktürklerin bozkır yaşamını çok iyi bir şekilde anlatmıştır Atsız. Kitabı okuduktan sonra içinizden kitap keşke bitmeseydi dersiniz.
Atsızla tanışmam bu kitap sayesinde oldu (biraz geç olsa da). Tarihini bilmek isteyen Her Türk gencinin okuması gerekir.
En sonra ölüm kızı onun eline bir sağrak sundu. Kür Şad bu acı sağrağı gözünü kırpmadan içti. Atının yelesine kapandı. Başını dayadı. Sağ elinde kılıç hâlâ sımsıkı duruyor, sol eli sarkıyordu.